Güncelleme Tarihi:
Geçmişi 500 yıl öncesine dayanan Klasik Batı müziğinin tahta üflemeli sazı fagot, akort edilebilir hale geldi. Yaşar Üniversitesi Müzik Bölümü Yüksek Lisans öğrencisi fagot sanatçısı Anton Trofimov, enstrümanını çalarken yaşadığı uygun sesi bulabilmek için her seferinde değiştirmek zorunda olduğu ‘es borusu’ sorununa çözüm bulmak isterken ortaya yepyeni bir buluş çıktı. Eğitmeni fagot sanatçısı Aşkın Usta ile birlikte, geçmişi 16’ncı yüzyıla dayanan fagotta devrim niteliğindeki buluş için birlikte çalışan Anton Trofimov, “Fagotta istediğiniz sesleri çıkarmak enstrümana takılan bir aygıt olan es borusu aracılığıyla mümkün. Beş farklı es borusu bulunuyor. Her biri, ayrı bir frekans elde etmeyi sağlıyor, ancak en büyük zorluk, farklı ses frekansları elde edebilmek için sürekli es borusu değiştirmek zorunda kalmamız. Ara frekanslara ihtiyaç duyulduğu durumlarda ise bu mümkün olmuyordu. Akort edilemediği için birçok zorlukla karşılaşıyordum. Fagot çok geleneksel bir çalgı, üzerindeki en son değişiklik 250 yıl önce yapılmış. Aslında geleneğe aykırı bir denemeydi ama akort edilmeyi ve farklı frekanslara ulaşabileceğim yeni bir es borusu yapmak istedim. Elimdeki eski borularımı kestim, deneme yanılmayla birkaç güzel gelişme yaşadım” diyerek projeye başlangıcını anlattı.
ÜNİVERSİTE DESTEĞİ PATENTLİ BİR BULUŞ ORTAYA ÇIKARDI
Trofimov’un eğitmeni Aşkın Usta, projeyi, Yaşar Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Levent Kandiller’e anlattıklarını ve aldıkları destek sayesinde hayallerinin ötesinde bir noktaya geldiklerini söyleyerek, “Yaşar Üniversitesi Bilgi ve Teknoloji Transfer Ofisi’nin desteğini aldık, tasarım üzerinde çalışabilmemiz için Minerva Kuluçka Merkezi’nde bir ofis tahsis edildi. Fikrin geliştirilmesi aşamasında, endüstriyel tasarım, malzeme mühendisliği işin içine girdi ve sonunda bir TÜBİTAK projesi haline geldi. Ulusal patent alındı, uluslararası patent için de başvuru yapıldı. Parçalar, bilgisayar yazılımlarıyla, simülasyonlarla nefesin borudan nasıl geçeceğine kadar hesaplanarak tasarlandı. Seri imalata uygun bir prototip geliştirildi. Bir yıl önce yalnızca fikir olarak yola çıkan proje şu anda sipariş verildiğinde üretilebilecek bir konuma geldi” dedi.
ARA FREKANSLARA ULAŞMAK ARTIK MÜMKÜN
Uzun yıllardır Türkiye’de yaşayan babası Valentyn Trofimov da kendisi gibi fagot sanatçısı olan Anton Trofimov şöyle konuştu:
“Bizim tasarımımız sayesinde; belli bir standartta, tüm es borularının yaptığını yapabilen, sürekli es borusu değiştirme ihtiyacını ortadan kaldıran, ara frekansları da elde edebildiğiniz bir es borusu ortaya çıktı. Farklı akortlara tek bir es borusuyla ulaşmayı mümkün kıldık. Fagot için milat olarak adlandırabileceğimiz bu yeni model sayesinde, fagot sanatçıları enstrümanın entonasyonunu kendilerine göre ayarlayabilecek. Fagot, artık gerçek anlamda, diğer çalgılarda olduğu gibi akort edilebilecek.”
BEŞTE BİRİ FİYATINA YÜZDE 100 YERLİ ÜRETİM
Es borusunun Türkiye’de üretilmediğini belirten Aşkın Usta, “Es borusunun imalatı, el işçiliğine dayalı yöntemlerle gerçekleştiriliyor ve Türkiye’de üretimi yoktu. Bu sebeple üründe standart nitelik elde etmek zordu. Ayrıca 5 es borusu aldığınızı düşündüğünüzde maliyeti de çok yüksekti. Bu yüzden ülkemizdeki kullanıcılar başta Almanya, Japonya ve ABD olmak üzere yabancı pazarlara bağımlıydı. Artık tamamen yerli, hızlı, kolay ve düşük maliyetle bu ürüne ulaşılabilecek. Ayrıca, hacmi 320 milyon Euro civarında olan bu küresel pazarda, Türkiye’nin de pay sahibi olması mümkün olacak. Maliyete baktığımızda ise kaliteli es borusu seti almak istediğinizde ödeyeceğinizin 5’te biri fiyatına, bu ayarlanabilir es borusunu alabileceksiniz” dedi.
ARTIK GELENEKSEL TÜRK MÜZİĞİNDE DE KULLANILABİLECEK
İzmir Devlet Opera ve Balesi Sanatçısı Aşkın Usta konuşmasına şöyle devam etti:
“500 yıldır akort edilemeyen fagot, artık gerçek anlamda keman gibi diğer çalgılarda olduğu şekilde akort edilebilir hale geldi. Batı müziğinin değişmez enstrümanı fagot, patenti alınan yeni tasarımımızla ulaştığı ses aralıkları sayesinde, artık 500’ün üzerinde makam olan Geleneksel Türk müziğinde de kullanılabilecek. Bu buluş, Türkiye’nin ve okulumuzun, evrensel kültüre bir katkısı olacak. Hızlıca akort edilebildiği için hem orkestra, hem de solo olarak fagot daha önemli hale gelecek. Orkestra elemanı olarak kullanıldığında uyum artacak. Fagot sanatçıları olarak tüm bunlar ayrıca mutluluk kaynağımız.”