50 yaşında tıp eğitimi alıyor

1986’da Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi’ne başlayan Ahmet Öztürk, okulu maddi imkânsızlıklardan yüzünden bırakmak zorunda kaldı. Öztürk, daha sonra üniversite okumak için İzmir’e geldi. 1992’de Ege Üniversitesi Çeşme Meslek Yüksekokulu Turizm Rehberliği bölümünü kazanan Öztürk, 1996’da mezun oldu. Bir süre tur rehberliği yapan Öztürk, turizm sektöründe çalıştı. Daha sonra çıkarılan 7143 Sayılı Öğrenci Af Kanunu ile tıp eğitimini tamamlamaya karar veren Öztürk, İzmir Demokrasi Üniversitesi’ne başvuruda bulundu.

23 yıl sonra üniversite sıralarına dönmesini kendi tabiriyle "Biraz da hayata meydan okumak istedim" sözleriyle açıklayana Öztürk, "Tıp eğitimi almayı çok istedim. İçimde kalmıştı. Bu eğitim zor ama başarabileceğimi düşündüm. Biraz da hayata meydan okumak istedim. Bir cesaret örneği olsun istedim. İlk önce çevrem tarafından ciddiye alınmadım. Fakat istikrarlı oldum ve derslerimde sergilediğim performans sayesinde ön yargıları kırmayı başardım. Sınavlarda başarılı sayılırım. Bu da insanların bana olan inancını arttırdı" dedi.

‘GENÇLERİN BİR ŞEYİ KAVRAMA HIZLARI BENDEN ÇOK DAHA YÜKSEK’
Tıp eğitiminin zor olduğunu ama derslerde çok fazla zorlanmadığını söyleyen Öztürk, öğrencilerle arasının iyi olduğunu ve kuşak çatışması yaşamadıklarını belirtti. Öztürk konuşmasına şöyle devam etti:
"Öğrencilerle kuşak çatışması yaşamıyoruz. Azınlıkta kalan ben olduğum için, onları dinliyorum. Onların enerjileri pozitif. Ayrıca yardımlaşmayı seviyorlar. Onlar bana enerjileriyle, ben de tecrübemle onlara yol gösteriyorum. Bir şeyi kavrama hızları benden çok daha yüksek. Ayrıca onlar için de çok büyük bir cesaret örneği oldum. Bazı şeylerde ‘Ahmet Ağabey yapabiliyorsa, biz de yapabiliriz. Çok çalışmalıyız’ diyorlar. Onlar için pozitif örnek oluyorum. Bu da beni mutlu ediyor. Hocalarımızdan damıtılmış bir cümle duymak, benim çok hoşuma gidiyor ve bana yeni bir pencere açıyor. 20 yaşında da olsam, 50 yaşında da olsam, o hazzı almak çok keyifli. Hocalarımız yıllarını verdiği şeyleri, cümleye döküyor. Bu da cümleler aracılığıyla size geliyor ve siz de eğer onu anlayabiliyorsanız, hayat çok daha güzel oluyor.”

ÖĞRENCİLERİN HEM AĞABEYİ HEM BABASI
Aynı sınıfta ders aldığı öğrencilerden bazısı Ahmet Öztürk’ü babası gibi, bazısıysa ağabeyi olarak görüyor. Öztürk’ün sınıf arkadaşlarından 21 yaşındaki Veysel Tanrıverdi, "Ahmet Ağabey’i ilk gördüğümüz zaman şaşırdık ama sonra tanıdık, durumunu öğrendik. Onunla aynı sınıfta olmak çok güzel. Hem tecrübelerinden hem de bilgisinden faydalanıyoruz. Tavsiyelerinden faydalanmak bizim için çok büyük bir avantaj. Çok mutluyuz. Herkesin sevdiği, yakaladığımızda yanında oturup sohbet ettiğimiz bir ağabeyimiz. Ahmet Ağabey hırslı biri, aynı zamanda derslerine de iyi çalışıyor. Onun notlarından faydalandığımız zamanlar da oluyor" diye konuştu.

Öğrencilerden Ebrar Tutçu (20) da "Ahmet Ağabey ile arkadaş gibi olduk. Sürekli konuşuyoruz, birlikte vakit geçiriyoruz. Derslerde de birbirimize yardımcı oluyoruz. Dersler konusunda benden daha başarılı. Tüm notları benden daha yüksek. Ahmet Ağabey, babam yaşında ama o bizim için bir ağabey. Sıcak bir iletişimimiz var. En çok onunla konuşmayı, zaman geçirmeyi seviyoruz" dedi.

‘DİĞER ÖĞRENCİLERE MODEL OLUYOR’
İzmir Demokrasi Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Bedriye Tunçsiper ise Ahmet Öztürk ile gurur duyduklarını söyledi. Bedriye Tunçsiper, "Öğrenmenin yaşı yok. İnsanlar hangi mesleği seviyorlarsa, onu yapmalı. Bu öğrencimiz de yıllardır bunu arzuladığı için kendisini yetiştirdi ve öğrencimiz oldu. İnsan isterse ulaşamayacağı hiçbir şey yok. Bunun için de öncelikle bir şeyi çok istemek lazım. Bu örnek tüm gençlere, tüm ülkemize önemli bir model olacak diye düşünüyorum. Böyle bir öğrenciyle eğitim yapmak, beni onore ediyor. Onun davranışını da diğer öğrencilerimize model oluyor" dedi.