Güncelleme Tarihi:
Açılışta konuşan Selçuk Pehlivanoğlu, “Bize sorumluluklar verilmiş, bu güzel vatanın kurduğu eğitim alanındaki ilk sivil toplum örgütü olma sorumlulukları verilmiş. Önce bize denmiş ki bu milletin evlatları misyoner okullarının elinde 1920’lerde Türkiye’nin tamamında 28 tane lise var, 500’ün üzerinde misyoner okulu var ama evlatlarımızın oraya gitmemesi için nitelikli eğitim vermeniz gerekli demişler. Yabancı dilde eğitim vermekten korkmadan ama milli şuurdan uzaklaşmadan eğitim vermekten bahsediyorum. Onun içindir ki birinci görevimiz ülkenin her tarafına meşalemizi taşımak olmuş. İkinci olarak bize demişler ki sadece imkanı olan insanları değil, imkanı olmayan insanları düşünmek zorundasınız. Çünkü sokakta simit satanın çocuğunun gözündeki pırıltı kendi öz evlatlarımıza adaletli yakınlıkta olmazsa bu ülkenin, bu milletin refah içindeki geleceğinden bahsedemeyiz. Onun içindir ki biz hem okullarımızda burslar hem de genel merkez olarak bursalar veriyoruz ve ilkokuldan aldığımız mali imkanı olmayan öğrencilerimizi üniversitenin sonuna kadar okutuyoruz. Allah’ıma şükürler olsun ki bugün 4 bin evladımıza el uzatıyoruz. Bunların yaklaşık yüzde 35-40 tıp kazanıyor, bir o kadarı mühendislik kazanıyor ama her şeyden önemlisi bu vatan insan kazanıyor, bunu unutmayalım. Ben her zaman ulusal kanallarda söylüyorum; Eğer rahmetli babam ilkokulda oradan kalkıp Ankara’daki Kızılay Şefkat Yurdunda kalmasaydı, elindeki yemek karnesiyle Hergele Meydanı’na her gün yemek yemek için yürümese ben burada değildim. Dolayısıyla benim çocuğum kadar milletin çocuklarına değer vermezsek hatta onlara fazla değer vermezsek, onlara sahip çıkmazsak bu ülkenin geleceğinden bahsedemeyiz. Tabii ki koşullu vatanını, toprağını, insanını seven bir yetiştirebilmek. İnsanları zengin fakir diye ayırmadan, nerede doğdu nerede oturuyor diye ayrıştırmadan, annesinin babasının giyim tarzı nasıl diye parçalamadan ama değerlerine bağlı, ilkelerle donatılmış bireyler yetiştirmekten bahsediyorum" dedi.
4 BİN EVLADIMIZA EL UZATIYORUZ
Kaynakların doğru kullanılmasına vurgu yapan Pehlivanoğlu, "Bugün Türk Eğitim Derneği olarak Milli Eğitim Bakanlığımızla köy okullarındaki yaklaşık 650 köy öğretmeniyleyiz. Kadın köy öğretmenlerine, akademik sosyal destek programı uyguluyoruz. Bugün Milli Eğitim Bakanlığımızla beraber başarısız okulları başarılı yapmak için ciddi miktarda projeler gerçekleştiriyoruz. Biz çünkü bu ilkenin ilk sivil toplum örgütüyüz. Allah nasip ederse dokunmadık çocuk bırakmamaya çalışıyoruz. Burada velililerimiz varsa çocuklarımızın giydiği her kıyafetten kazandığımız son kuruşuna kadar her şeyi bu ülkenin imkanı olmayan çocuklarına harcıyoruz ve helal olsun diyoruz. Asıl üçüncü meselemiz; eğitimdeki sosyal adalettir. Maalesef ülkemizde, bu güzel vatanda hala en büyük sosyal adaletsizliği eğitimde yaşıyoruz. Testle tost arasına sıkıştırılmış, zihinsel bir soykırımla ezbere muhatap tutulmuş, bir nesil yetiştirmeye çalışıyoruz ama unuttuğumuz bir detay var. 21’nci yüzyılda hiçbir savaş silahla yapılmıyor, zihinle yapılıyor. Bir tane Nobel almış değerimiz ve kıymetimiz yerine 1000 tane olması gerektiğini unutmamalıyız. Devletimiz en büyük kaynağı eğitime harcıyor ama çıktıyı iyi değerlendirmek zorundayız. Kaynaklarımızı doğru kullanmak mecburiyetindeyiz. Evlatlarımızı kurslara mahkum değil, okullara bağlı, öğretmenlerin kıymetli olduğu, okulun kıymetli olduğu bir yapıya kavuşturmak mecburiyetindeyiz. Hayatlarının dönüşüm noktalarını iki tane sınavı geçmeye adamak mecburiyetinde bırakılan, annelerin kolunda kalmış tek bileziği satmak mecburiyetinde bırakılmayan eğitim sistemlerine ihtiyacımız var. Ben ulusal kanallarda da söylüyorum. Eğitim alanında dikkat etmemiz gereken şey binlerce sorunumuz yok. Eğitim olsun, sistem olsun yeter. Eğitime ihtiyacımız var, sisteme ihtiyacımız var. Çünkü unutmayalım ki bu milletin evlatları bize emanettir. Kaynağa harcadığımız kadar çıktıya muhtaç olduğumuzu unutmayalım. Eğitimde sosyal adaleti sağlamak için imkanı olmayan çocuklarımızı nitelikli eğitmemiz gerekir. Türk Eğitim Derneğindeki eğitim sistemi şudur; bize göre değerleri olmayan bir toplum yaşamaz. Nedir değer? İnancı ve kültürü olmayan bir toplum yaşamaz. Bize göre cumhuriyet kazanımlarıyla donatılmamış bir toplumda varlık bulamaz. Bu nedir? züppe olmadan aydın olmaktır. Çağdaşlığı yakalayıp, değerlerinde ilkelerinle ileriye yürümektir" diye konuştu.
TUKSAL: KARARLIYIZ, İNANÇLIYIZ
TED Bandırma Koleji Kurucu Vekili Ayben Ercili Tuksal da konuşmasında eğitimin önemine işaret ederek şunları söyledi: İnsanlar için zaman çok değerlidir. Bu değerli zamanınızı bize ayırdığınız için çok teşekkür ederiz. Sizleri okulumuzda görmekten çok mutluyuz. Bugün birlikte yürüyeceğimiz bu yolda ilk adımı atmanın verdiği heyecanı sizlerle paylaşmak istiyorum. Geleceğin Mimarları Değerli öğretmenlerimiz, gözlerinizdeki umut ışıkları ile sizlere emanet edilen, bu küçük kalplerin hayata hazırlanmasında en büyük rehber sizler olacaksınız. Bizim görevimiz de yarınlarımız için bugünün küçük yüreklerini en iyi şekilde yetiştirmek ve bilgiyle donatmaktır. Varlığınız bizim en büyük gücümüzdür. Siz hayal edeceksiniz biz hayalinizdeki hedefe giden yolu inşa edeceğiz. Hepimiz, güzel vatanımızın güçlü, yenidünya düzenine ayak uydurmuş, muasır medeniyet çizgisini aşmış ve her alanda büyük ülkeler ile rekabet edebilecek noktaya gelmiş bir durumda olmasını istiyor, bunun için gayret ediyoruz. Türk Eğitim Derneği’nin 41’inci meşalesini taşımaktan onur duyuyoruz. TED meşalesini ülkemize yakışır şekilde derneğimizin önderliğinde taşıyacağımıza söz veriyoruz. İddialıyız, kararlıyız, inançlıyız, biz TED’liyiz. Gelecek bizim, gelecek hepimizin. Umutlarımız çocuklarımızla yeşerecek.
Vali Şıldak, Başkan Yılmaz, Kaymakam Aksakal ve Belediye Başkanı Tolga Tosun da açılışta birer konuşma yaparak hayırlı olması dileklerinde bulundu. Açılış kurdelesinin kesilmesinin ardından protokol üyeleri okulda öğrencilere sunulan sınıfları gezerek eğitim, öğretim konusunda yetkililerden bilgi aldı.