Güncelleme Tarihi:
Devlet Hava Meydanları İşletmeleri’nde (DHMİ) teknik personel olarak görev yapan iki çocuk babası 60 yaşındaki Abdullah Yalınkılıç, 2000 yılında başlayan okuma aşkıyla üniversite sınavına girdi. İlk olarak Anadolu Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi Halkla İlişkiler Bölümü’nde okuyan ve mezun olan Yalınkılıç’ın üniversite aşkı bitmedi. Bir bölüm daha okumaya karar veren Yalınkılıç, bu sefer de işletme bölümünü kazandı. Daha sonra örgün eğitim de almaya karar veren Yalınkılıç, girdiği üniversite sınavında Fırat Üniversitesi’ni kazanarak endüstriyel otomasyon bölümünü okudu ve mezun oldu. Yalınkılıç, bu sefer aynı üniversitenin elektronik teknolojisi bölümünü kazandı. Onu da bitiren Yalınkılıç, Anadolu Üniversitesi Turizm ve Seyahat ile Adalet bölümlerini de bitirerek mezun oldu. Bu sefer yabancı dil öğrenmeye karar veren Yalınkılıç, Munzur Üniversitesi Sakine Genç Meslek Yüksekokulu Uygulamalı İngilizce ve Çevirmenlik Bölümü’nü kazandı ve geçen hafta yüksek derece alarak mezun oldu. Örgün eğitim hayatını nöbet sistemiyle çalıştığı için gerçekleştirebilen Yalınkılıç, uykusuz ve kahvaltı yapmadan girdiği dersler nedeniyle genç sınıf arkadaşlarına da örnek olarak derslere devamlılıklarını sağladı. Zihinsel engelli oğlu Alper’in (35) sosyalleşmesi ve gelişimi için ofis tutarak burada kendisiyle ilgilenen Yalınkılıç’ın şimdiki hedefi ise hukuk fakültesi.
8’İNCİ ÜNİVERSİTEYE HAZIRLANIYOR
DHMİ’de altyapı elektronikçisi olarak görev yapan Yalınkılıç, nöbet sistemiyle çalıştıkları için okuma fırsatı bulduğunu anlatarak, "Bu vesileyle daha önce okuyamadığım üniversitelere devam ettim. İkinci öğretim hayatıma 2000 yılında başladım. Geçen hafta yüksek dereceyle mezun oldum. Yedi’nci üniversiteyi tamamladım. Sekiz’inciye hazırlanıyorum. Adalet bölümü ön lisansını bitirdim. Onu, lisansa tamamlayıp hukukçu olmak istiyorum.
‘NÖBETTEN ÇIKINCA KAHVALTI YAPMADAN DERSE GİDİYORDUM’
Gençlere örnek rol model olmak için, okumaya devam etmek istiyorum. Ayrıca bilenle bilmeyen bir olur mu? diye düşünüyorum. ‘Bilmek lazım’ diyorum. Daha önemlisi, her şey sevmekle başlar. Bir insan, bir işi seviyorsa, o işi çok başarılı bir şekilde yapar. Eğitimi, okumayı seviyorsa mutlu olur ve okumaya devam eder. Her şey sevmekle başlar. En önemli düsturum bu. Nöbetten sabah 8.00’de çıktıktan sonra evime uğrayıp kahvaltı yapmadan ders için Tunceli Pertek’e gidiyordum. Bunu gören oradaki öğrenciler, ‘Abdullah Ağabey nereden gelmiş, biz buradayken derse girmesek ayıp olmaz mı?’ diye derse gelip benimle ders işledikleri oldu.
EN ÖNEMLİ YATIRIMIM ALPER’E
Zihinsel engelli oğlum Alper için ofis açtım. Bu ofisi, Alper burada kimseye zarar vermesin, kimseden zarar görmesin diye açtım ve ona yaptığımı yatırım olarak sayıyorum. Bunun karşılığını ziyadesiyle gördüm. Alper gerçekten şu anda kişilik olarak çok gelişti. Kimseden zarar görmüyor. Topluma kendini kabul ettirmiş bir çocuk. Bu ona yaptığım yatırımın sonucu."
Zihinsel engelli Alper Yalınkılıç ise sabahları ofise geldiğini kaydederek, "Dükkana bakıyorum. Bilgisayarda oyun oynuyorum. Kitap okuyorum ve müzik dinliyorum" dedi.