Güncelleme Tarihi:
Salih Yılmaz ile eğitim dünyasını konuştuk:
Eğitimin birinci çözülemeyen sorunu öğretmen yeterliliğidir. Ben de öğretmenlik yaptım, dershanelerde çalıştım, o zamanlar öğrenci bize hayrandı. Ama öğretmen olarak biz çok ders çalışırdık, çalışarak bir yerlere geldik. Özellikle başarılı, akıllı çocukların sınıflarına girerken sürekli çalışarak kendimizi yeniledik. Şimdi ise öğretmenlerin bir çoğu mezun olduktan sonra kendini pek de geliştirmiyor. Eğitimin içinden gelen ve Türkiye eğitim sistemini en iyi bilen bakanımız Ziya Selçuk’un bunları düzelteceğini, akademik sınav yaparak öğretmenlerin durumunu ölçeceğini düşünüyorum. Öğretmen problemi halledildikten sonra sorun gibi görünen sınıf mevcudu, öğretim kalitesi hepsi ikinci planda gelir.
- Öğretmenlik için yeni bir sınav öneriniz mi var?
Öğretmenlik için yeni bir sınav önerimiz var. Üniversiteyi bitiren öğrenci öğretmen olmak için tam hazır olmuyor. Öğretmen adayı öğrencilik yıllarında ders geçmek için çalıştığından teorik bilgiyi öğrenir ama dersi geçince de unutur. Ancak okulu bitiren kişinin öğretmen olabilmesi için öğreteceği her konuyu öğretme için çalışması, öğrenme-öğretme yöntemlerini bilmesi kendisini öğrencinin yerine koyarak onun nelere ihtiyaç duyabileceğini araştırıp gerekli önlemleri alması gerekir. 2006 PISA sonuçları üzerine yapılan MC Kinsey araştırması öğretmenin yeterliliğinin eğitim kalitesine etkisini çarpıcı biçimde ortaya koymuş. Bu raporda okulun kalitesinin öğretmenin kalitesinin önüne geçmeyeceği, bireyin öğrenim kalitesini yükseltmeden toplumun öğrenim kalitesinin yükselmeyeceği, okulun kalitesini artırmak için öğretmenin öğretebilme becerisinin yükseltilmesi gerektiği belirtiliyor.
- KPSS var...
Onun dışında ayrı bir sınav olmalı. Sonuçlar kimseye duyurulmamalı, sadece öğretmen bilmeli. Zayıf olan adaya bir yıl izin verilecek, bir sınav daha yapılacak. Eleye eleye gidilmeli. Öğretmenlik mesleğine sınavla gidilmeli. Matematik öğretmeni ise matematik, fizik öğretmeni ise fizik soruları olmalı, alan bilgisi yoksa öğretmen olmamalı. İyi öğretmen olmak isteyenler mutlaka üniversite hayatı boyunca çalışmalı. Kendisini üniversiteden sonra da yetiştirmeli. Asıl mezuniyet sonrası ders başlıyor. Kendini yetiştiremeyen iyi öğretmen olamaz. İyi öğretmen de her yerde, her zaman para kazanır.
Alan bilgisi olmayan öğretmen akıllı çocukların soruları karşısında şaşkınlığa uğrar. O zaman da çocuğu tersler ya da cevap vermez. Mutlaka akademik bilim sınavı yapılması lazım. Öğretmen öğrencisine karşı mahcup olmamak için ders çalışmalı. Bazı öğretmenler maalesef konu bile anlatamıyor. Çocuklar sınıfta kitap okuyor, sınava hazırlanıyor, öğretmen başlarında bekliyor. Bu olmamalı. Ben öğretmenlik yıllarımda öğrenci karşısında mahcup olmamak için çok çalıştım, fakültenin en başarılı mezunuydum, 3,5 yılda bitirdim. Ama çocukların sorularına yanıt vermek için günlerce sabahlara kadar çalıştım, birçok yeni yayın aldım, oradaki soruları çözdüm. Yeni öğretmenlerin de böyle olması lazım.”
- İş hayatında en büyük başarınız nedir?
En çok zevk aldığım zamanlar öğretmenken derse girdiğim anlardı. Üniversite hazırlık öğretmeniydim. Bugün dünyaya tekrar gelsem, yine öğretmen olurdum. Öğretmenlik gençleştiriyor. En güzel şey bu dünyada insan yetiştirmek. Bundan daha güzel hiçbir şey yok. Örneğin ilkokul öğretmenini hiç kimse unutmaz. İyi ya da kötü olsun anıları hangi yaşta olursa olsun insanın aklındadır.
- Hiç başka bir şey yapmak istemediniz mi?
Uzun süre dershane işletmeciliği yaptım. Dershane değil de özel okula daha fazla ağırlık vermek isterdim. Dershane sektöründe yetiştim, 1992’de özel okul açtım . O zaman özel okul hemen hemen hiç yoktu, keşke daha erken başlasaydım.
BIRAKIN ÇOCUKLAR DERS ÇALIŞSIN
Sınav, Türkiye’nin bir gerçeği. Okullardan sınavı kaldırın eğitim kalitesi daha da geriye gider. Şu anda iş liderlerinin tümü çok çalışıyor. Oysa eğitim sistemimiz çocukları çalışmamaya yönlendiriyor. Bırakın çocuklar çalışsın. Çalışmayan çocuk internette, cep telefonunda oynuyor. Lisede çocuğa zorla matematik dersi öğretiliyor. Oysa bazı çocuklar bu konuda o kadar iyi olmayabilir. Bu çocukları o zaman sosyal bilimler alanlarına, müziğe, resime yönlendirmeli. Çocuk diploma için değil sevdiği mesleğe ulaşmak için çalışmalı. Lise öğrencileri ayrıca mutlaka yaz tatillerinde çalışmalı. Amerika’ya, Avrupa’ya gidin müzelerde, otellerde , lokantalarda her yerde gençler çalışıyor ve bu çalışmalarından puan kazanıyor. Biz SAT merkeziyiz, yurtdışında üniversiteler okullar çocuklara “bu yaz nerede çalıştın, belgen var mı?” diye soruyor. YÖK’ün yerinde ben olsam üniversite giriş sınavının yanı sıra, bir de üniversite çıkış sınavı yaparım. Hatta asıl çıkış sınavı yaparım. Hukuk, tıp, mühendislik alanlarında mezun olanların durumuna bakarım. O zaman üniversiteler de daha iyi öğrenci yetiştirmek için kendini zorlar. Hatta iddia ediyorum, üniversitelerin kalitesi iki kat artar. Bakıyorum bazen matematiğin “m”sini bilmeyen aday üniversiteden mezun oluyor.
BIRAKIN ÇOCUKLAR DERS ÇALIŞSIN
Sınav, Türkiye’nin bir gerçeği. Okullardan sınavı kaldırın eğitim kalitesi daha da geriye gider. Şu anda iş liderlerinin tümü çok çalışıyor. Oysa eğitim sistemimiz çocukları çalışmamaya yönlendiriyor. Bırakın çocuklar çalışsın. Çalışmayan çocuk internette, cep telefonunda oynuyor. Lisede çocuğa zorla matematik dersi öğretiliyor. Oysa bazı çocuklar bu konuda o kadar iyi olmayabilir. Bu çocukları o zaman sosyal bilimler alanlarına, müziğe, resime yönlendirmeli. Çocuk diploma için değil sevdiği mesleğe ulaşmak için çalışmalı. Lise öğrencileri ayrıca mutlaka yaz tatillerinde çalışmalı. Amerika’ya, Avrupa’ya gidin müzelerde, otellerde , lokantalarda her yerde gençler çalışıyor ve bu çalışmalarından puan kazanıyor. Biz SAT merkeziyiz, yurtdışında üniversiteler okullar çocuklara “bu yaz nerede çalıştın, belgen var mı?” diye soruyor. YÖK’ün yerinde ben olsam üniversite giriş sınavının yanı sıra, bir de üniversite çıkış sınavı yaparım. Hatta asıl çıkış sınavı yaparım. Hukuk, tıp, mühendislik alanlarında mezun olanların durumuna bakarım. O zaman üniversiteler de daha iyi öğrenci yetiştirmek için kendini zorlar. Hatta iddia ediyorum, üniversitelerin kalitesi iki kat artar. Bakıyorum bazen matematiğin “m”sini bilmeyen aday üniversiteden mezun oluyor.
ÖZEL ÜNİVERSİTE AÇMAK İSTİYORUM
Hedefim gençlere, çocuklara iyi bir eğitim vermek. Özel üniversite kanunu çıkarsa özel üniversite açmak isterim, vakıf üniversitesi değil. Mühendislik, hukuk ve iletişim fakülteleri açmak isterim. Zeki öğrenciler tıp, hukuk okumalı. Ben üniversitemde özel sektöre adam yetiştirmeyi düşünürüm. Mutlaka öğrencilerimin de üniversite okurken çalışmasını sağlarım.
SINAVLAR KALKMAZ
Türkiye’de sınav sisteminin kalkması çok zor. Ancak, sınava giriş koşullarında sınırlama olmalı. Örneğin liselere girişte öğrencinin matematik, fen ortalaması belli bir oranın üstünde olması şartı getirilmeli sınava sadece onlar girmeli. Bu yıl 1 milyonun üstünde çocuk sınava katıldı, eksi yapan yüzbinlerce çocuk oldu, çok da üzüldüler. Oysa, bu çocuklar iyi yönlendirilse perişan olmazdı. Belki bu çocuklar lisanda çok başarılı, resimde ya da müzikte şahane şeyler yapacaklar. Ya da iletişimleri müthiş. Belli bir akademik başarısı olmayan çocuğu sınavla yormaya gerek yok.