Güncelleme Tarihi:
Türkiye Özel Okullar Derneği Okul Öncesi Eğitimi ve İlkokul Komisyonu işbirliği ile 5-6 Aralık 2015 tarihlerinde İstanbul’da düzenlenen ‘Sosyal ve Duygusal Öğrenme’ başlıklı sempozyumda alanlarında uzman 40 akademisyen, Özel Eyüboğlu Koleji’nde bir araya geldi. Yaklaşık 620 özel okul öncesi eğitimi ve ilkokul kurucu, yönetici ve öğretmeninin katıldığı sempozyumda yer alan 2 konferans, 9 panel ve 23 çalıştayda ‘Sosyal ve Duygusal Öğrenme’ genel teması çerçevesinde öz yönetim, öz farkındalık, toplumsal farkındalık, olumlu karar verebilme ve kişiler arası beceriler ele alındı.
Sempozyumda, özellikle son zamanlarda ülkede ve dünyada yaşanan üzücü olayların eğitimcilere sorumluluklarınızı bir kez daha hatırlattığı, hoşgörü sahibi, empati yapabilen, etik değerleri gelişmiş, iyi ilişkiler kurabilen, doğru kararlar alabilen, duygularını kontrol edebilen, sosyal ve duygusal becerileri gelişmiş bireyler yetiştirmenin ne kadar önemli olduğu vurgulandı. Öğrencilerin ve öğretmenlerin öğrenme, dayanıklılık ve başarılarını teşvik eden düşünce yapısının nasıl geliştirilebileceğine yönelik yaklaşımlar ve uygulamalar paylaşıldı.
“Eğitimciye düşen, öğrencilerin stresini azaltmak”
Türkiye Özel Okullar Derneği’nden yapılan sempozyumun sonuç bildirgesinde şu ifadelere yer verildi:
“Eğitimciye düşen; güçlü, başarılı, mutlu bireyler yetiştirmek için öğrencilerin kaygılarını yatıştırıp, stresi azaltabilmek, öğrenme motivasyonunu ve farkındalıklarını arttırmak. Bunun için müzik ve sanattan yararlanılarak duyuşsal destek sağlanması olumlu tutum ve davranışların gelişmesine yardımcı olur. Aşırı koruyucu olmadan verilen sosyal destek ve çok kültürlü eğitim öğrenenlerin sosyal ve duygusal yeterliklerini olumlu yönde etkiler. Okulun sosyal ortamında çocukların kendilerini daha güçlü hissetmeleri için gerekli olan kişiler arası ilişkiler, empati kurabilme, sorun çözme becerisi gibi sosyal beceriler grup çalışmaları ile verilebilir. Farklı sosyal çevrelerden gelen çocukların ön yargılardan kurtulmaları, birbirlerini duymaları, birlikte öğrenmeleri, üretmeleri, kaynaşmaları toplumsal farkındalıklarını artırarak sosyal yetkinliklerini geliştirir, kendilerine, içinde bulundukları topluma ve dünyaya katkı sağlayacak bireyler olarak toplumda yer almalarına yardımcı olur. Okullarda Sosyal Duygusal Öğrenme yaklaşımına ait yöntemlerin kullanılması, olumlu sınıf iklimi ve güvenli bir öğrenme ortamına destek vermekle kalmaz aynı zamanda öğrencilerin empati, dürtü kontrolü ve öfke yönetimi becerilerini de destekler. Duyguların, düşüncelerin, bedensel hislerin ve eylemlerin daha çok farkında olmak duygusal dayanıklılığı arttırır. Sempozyum sonunda daha uyumlu, başarılı, üretken ve mutlu bireylerin yetişebilmesi için çocuklarımızın gelişim sürecinde ilk evre olan motor becerilerden sonra sosyal duygusal gelişim basamağı olduğunu, bilişsel beceri edinme sürecinin ise ancak bundan sonra geldiğini unutmamak gerekir. Sağlıklı sosyal ve duygusal becerilerin akademik başarının ve insani bütünsel gelişimin ön koşulu olduğu bilinciyle, öğrencilerimizin öz yönetim, öz farkındalık, toplumsal farkındalık, olumlu karar verebilme ve kişiler arası becerileri edinebilmelerine fırsat verecek eğitim ortam ve deneyimlerinin sağlanması gerektiği konusunda görüş birliği oluştu.”