Güncelleme Tarihi:
İŞE DÖNMEK GİBİ
1-) Tatil sonrası sendromu nedir?
Yetişkinler, tatil dönüşü nasıl işe uyumda zorlanıyorsa, çocukların da okula başlarken bu tarz sorunlar yaşaması normal. Bunun psikolojideki karşılığı, ‘Tatil Sonrası Sendromu’. Tatil biter bitmez çocukların eve kapanarak ders çalışmalarını istemek, doğru değil. Bunun yerine yavaş yavaş çalışma temposunu artırmalarını beklemek daha uygun. Bu ve benzeri durumlar, tatilin getirdiği rahatlığın hemen ardından ebeveynle çatışmaya sebep olabilir.
PERFORMANSI DÜŞÜRÜYOR
2-) Ne gibi etkileri oluyor?
Çocuklar, yeni ve farklı çevrelere uyum sağlamalarını gerektiren birçok geçiş yaşıyor. Yeni bir eğitimsel ortama geçiş, çocukların başa çıkması gereken birçok beklentiyi de beraberinde getiriyor. Akademik beklentilerin yanı sıra okul ve öğretmenlerin isteklerinin farkına varmaları ve akranları tarafından kabul görmeleri bekleniyor. Bu nedenle çocuklar farklı bir eğitim kademesine başladıklarında genellikle kaygıya kapılıyor. Çocukların bu kaygıları onların gelişimleri ve akademik başarıları üzerinde olumsuz etkiler yaratabiliyor. Bu da potansiyellerini gerçekleştirmelerini engelleyebiliyor. Çocuklar okula gitmek istemiyor ya da gittiğinde karın ağrısı gibi hastalık belirtilerini bahane ederek, evde kalmaya çalışabiliyor.
HAZIR AİLE, OKUL VE ÖĞRENCİ
3-)Öğrenciler bu dönemi tek başına atlatabilir mi?
Çocukların kendilerini okula hazırlamaları yeterli değil. Çünkü okula uyum; ‘hazır çocuk’, ‘hazır aile’ ve ‘hazır okul’ olmak üzere üç boyutlu. Bunların birlikte hareket etmesi gerekiyor. Öğrencinin okula hazır olması her şeyden önce, kendini ailede güvende hissetmesi ve özerklik duygusunun gelişmiş olmasına bağlı. Kendini güvende hisseden çocuk dış dünyaya açılabiliyor ve farklı ortamlara girmekte bir sorun yaşamıyor. Ailelerin yakınlığı çocukların kendilerini güvende hissetmeleri ve farklı ortamlara girmek için özgüven sahibi olmalarına yardımcı oluyor.
OKULLAR AİLE KİTAPÇIĞI HAZIRLAYABİLİR
4-) Okul yönetimi ve öğretmenler bu süreçte ne yapmalı?
Okul yöneticileri, öğrencilerinin geldikleri ve gidecekleri alt-üst kademedeki eğitim kurumlarının yönetimleriyle iletişim içinde olmalı. Gelen çocuk ve ailelerin özellikleri, gereksinimleri, gelişmeye açık yönleri hakkında geldikleri eğitim kurumlarının yöneticilerinden bilgi alabilirler. Veliler için çocuklarını okula nasıl hazırlayacaklarını içeren bilgilerin olduğu aile kitapçığı hazırlayabilirler. Öğretmenler ise, eğitim ortamını çocuklarının uyumunu kolaylaştıracak şekilde düzenleyerek, gerekli hazırlıkları yapmalı. Çocuklara kendilerini güvende hissedecekleri bir öğrenme ortamı sunulması önemli. Onların yeni eğitim kademesine yumuşak geçiş yapmalarını sağlayacak şekilde ortamı düzenlemeliler. Eğitimciler, aile ve öğrencileri okulun temel kurallarının ve işleyişinin tanıtımına yönelik bilgilendirebilir. Ailelerin beklentilerini ve kaygıları bilinmeli. Onlarla sürekli işbirliği içinde olmalı.
***
OKUL BAŞLADIKTAN SONRA
- “Okulu sevmiyorum”, “Okula gitmekten hoşlanmıyorum” gibi sözler duyarsanız, nazik ama net bir ifadeyle bunun gerektiğini nedenleriyle birlikte anlatmak gerekiyor.
- Okula yeni başlayanlar için ortak kullanım alanlarında kontrol ve gözetiminiz altında bir çalışma köşesi oluşturulabilir.- Ders temposunu zamanla ve kademeli olarak yükselterek, çalışma veriminin artması sağlanabilir. Aileler neye önem verirse, çocuk da ona değer verir. Anne-babanın okulla ilgili değerlendirmeleri olumlu oldukça, o da bunu benimseyecek.