Güncelleme Tarihi:
Dezavantajlı grupların mesleki eğitimi için 35 ilde kursların açılmasını öngören Mesleki Becerilerin Geliştirilmesi Projesi (MESGEP) tanıtım toplantısında konuşan Bakan Avcı, “Geçmişte olduğu gibi bugün de ülkenin en önemli ve öncelikli gündem maddelerinden birini mesleki ve teknik eğitim oluşturuyor” ifadesini okuduktan sonra, metinde yazan bu cümleye Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın 20 yıl önce İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adaylığı döneminde dile getirdiği ‘kimsesizlerin kimsesi’ ve ‘sessiz yığınların sesi olmak’ ilkelerini eklemek istediğini söyledi. Bakan Avcı, “Bu proje, kişisel olarak bana o günleri de hatırlatan çok anlamlı bir proje olduğu için gerçekten aranızda olmaktan, metinde yazdığı için değil içimden geldiği için de söylüyorum, mutluyum” dedi.
Türkiye’de işsizlik ve istihdamda yaşanan temel meselelerin çok önemli bir kısmının nitelikli işgücü eksikliğinden kaynaklandığına dikkati çeken Avcı, 2002’den bu yana başta mesleki ve teknik eğitim olmak üzere eğitim sisteminin geliştirilmesi, alt yapısının güçlendirilmesi ve kalitesinin arttırılması yönünde bütün imkanların seferber edildiğini vurguladı.
Bu seferberliğin mesleki ve teknik eğitimde kayda değer gelişmeler sağladığının altını çizen Avcı, dünyada yaşanan hızlı değişimin, bu çabanın sürekli olarak yenilenmesi, geliştirilmesi, daha büyük ve daha hızlı adımların atılmasını gerekli hale getirdiğine işaret etti.
Bilgi ve beceriler güncellenmeli
Günümüzde bir meslek sahibi olmaktan çok, bilgi ve becerilerin sürekli olarak güncellenmesinin öne çıktığının altını çizen Avcı, “İşgücü piyasasında kayıt dışı ya da düşük ücretli işlerde istihdam edilen, dolayısıyla daha yüksek işsizlik riskine maruz kalan vatandaşlarımızın işte o sessiz yığınların, mesleki becerilerinin geliştirilmesi ise ayrı bir öneme sahip. Herkes için olduğu gibi dezavantajlı bireyler için de yani kimsesizler için de istihdam, bir gelir sağlamanın çok ötesinde anlamlar taşır. Bu anlam hayata katılmak, toplumla bütünleşmek, dışlanmışlıktan kurtulmak, bilgi ve beceriler yoluyla bir değer üretmek, bir başarıya imza atmak, var olduğunu hissetmek ve hissettirmek gibi farklı şekillerde tezahür eder” diye konuştu.
Zihinsel, fiziksel ve sosyal özelliklerindeki ciddi farklılıklar sebebiyle özel politika gerektiren bireylere sunulacak hizmetlerin kalitesinin yükseltilmesi için uluslararası çalışmalardan faydalanılarak yerel ve ulusal düzeyde yapılacak araştırmalara ihtiyaç duyulduğunu söyleyen Avcı, “Mesleki Becerilerin Geliştirilmesi Projesi”yle meslek sahibi olmayan genç işsizlere, özel politika gerektiren gruplara ve mesleğini değiştirmek isteyenlere ulaşılmasının amaçlandığını bildirdi.
Avcı, sözlerini şöyle sürdürdü; “Proje; söz konusu grupların ilgi ve istidatları, yetenekleri göz önüne alınarak meslek edindirmeyi, var olan becerileri üst seviyelere çıkararak mesleki yeterlilikler kazandırmayı, mesleki ve teknik eğitim kurumlarındaki yönetici ve öğretmenlerin kalite standartlarını yükseltmeyi amaçlıyor. Gerçekleştirilmesi planlanan çalışmaların içinde engelliler, hükümlüler, göç edenler, dul ve yetimler, şiddet mağduru kadınlar gibi çok çeşitli özel politika gerektiren gruplara hayatlarını kolaylaştıracak beceriler kazandırılacak olması ayrı bir öneme ve anlama sahip.”
Bunun için 35 ilde özel politika gerektiren grupların mesleki eğitim faaliyetlerinin planlanması ve uygulanması için ihtiyaç duyulan bilgilerin üretilmesi amacıyla bir araştırma yapıldığını anlatan Avcı, ‘Özel Politika Gerektiren Bireylerin Eğitim İhtiyaçları Analizi Araştırma Raporu’ ile dezavantajlı insanların önemli ve öncelikli ihtiyaçlarını tespit etmek, bu tespitler ışığında en uygun çözümleri üretmek ve doğru politikalar geliştirmek için gereken verilerin sağlanıldığını düşündüğünü belirtti.
Rapordan çıkan sonuçlar doğrultusunda 35 pilot ilde kursların açıldığını ve bu eğitimlerin 2014’te de yoğun bir şekilde devam edeceğini anlatan Avcı, şunları söyledi: “Özel politika gerektiren vatandaşlarımızın hayatın kıyısında değil içinde olmalarına imkan sağlayacak, geleceğe ümitle bakmalarına yol açacak her adım her kazanım sadece onlar adına değil, toplum adına da ülkemiz adına da önemli ve değerlidir. Bu vesileyle toplumun tüm fertlerini ekonomik ve sosyal hayata katılmaktan alıkoyan engelleri kaldırmanın sorumluluğunu sadece ilgili kurum ve kuruşların değil, tek tek hepimizin vicdanında, kalbinde hissetmesi gerektiğini vurgulamak isterim.”
Kurslara ulaşılması için 444 4 632 faaliyete geçirildi
Mesleki ve Teknik Eğitim Genel Müdürü Ömer Açıkgöz ise çağın dönüşüm temposunda mesleki eğitimin nitelikli işgücü istihdamının ve ülkedeki sosyal barışın sağlanmasının da önemli rolü olduğunu belirterek, toplumsal yaşama tam ve etkin katılımını sağlayarak sosyal refahın sağlanması gerektiğini söyledi.
Araştırma kapsamında 11 bin 805 kişiyle dezavantajlı birey ve 4 bin 998 kurumdan toplanan verilerin işlendiğini dile getiren Açıkgöz, ayrıca pilot illerdeki kurslara ulaşılması için ücretsiz olarak faaliyette bulunan 444 4 632 numaralı telefon hattının işleme sokulduğunu dile getirdi.
Hayat Boyu Öğrenme Genel Müdürü Kemal Biçerli de Türkiye’de işsizlikle mücadelede devasa adımlar atıldığını ifade ederek, projenin “kimsesizlerin kimsesi” olmaya soyunduğunu söyledi.
Biçerli, bu tarz projelerin, vatandaşlarının sosyal sistemlere daha rahat katılmalarını sağladığına ve sosyal barışı destekleyeceğine inandığını vurguladı.
Özel Politika Gerektiren Kişilerin Eğitim İhtiyaçları Analizi Raporu
Proje kapsamında 35 ilde dezavantajlı grupların mesleki eğitimin geliştirilmesi için kurslar açılacak. Toplantıda, “Özel Politika Gerektiren Kişilerin Eğitim İhtiyaçları Analizi Raporu” katılımcılarla paylaşıldı. Rapora göre, eğitim ve istihdam talebinin en yoğun olduğu bölgenin Doğu Anadolu Bölgesi olduğu ortaya çıktı.
İşverenlerin dezavantajlı grupları insani nedenlerle işe aldıklarının belirlendiği araştırmada bu durumun sürdürülebilir olduğunun gözükmediği, buna çözüm bulunması gerektiğine işaret edildi.
Özel politika gerektiren kişilerin ekonomiye kazandırılması konusunda önerilerin geliştirildiği raporda cezaevlerinde girişimcilik kurslarının açılması, şiddet gördüğünden evinden ayrılan kadınlar ve küçük çocuğu olan muhtaç kadınlar için evde iş modellerinin geliştirilmesi istendi. Raporda ayrıca 50’den az çalışanı bulunan işletmelerin özel politika gerektiren bireyleri istihdam etmeleri yönünde cesaretlendirilmeleri talep edildi.