“330 bin Suriyeli çocuğu örgün eğitime aldık”

Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, Brüksel’de yapılan Avrupa Konseyi Eğitim Bakanları 25’inci Daimi Konferansı’na katıldı. 47 bakanın katıldığı konferansın “Demokratik Kültüre Katılım için Gereken Yeterlilikler Referans Çerçevesi” başlıklı birinci oturumunda konuşan Avcı, sözlerine Brüksel’de geçen ay yaşanan saldırılardan duyduğu üzüntüleri dile getirerek başladı. Belçika halkına geçmiş olsun dileklerini sunan Avcı, “Türkiye terörün her zaman karışında olmuştur ve karşı olmaya da devam edecektir” dedi. Konuşmasında Türkiye’nin Suriyeli sığınmacılar için yaptıklarına değinen Bakan Avcı, şöyle konuştu:
“Ülkemde 2.5 milyon Suriyeli sığınmacı var. 5-17 yaş arası okul çağında, 830 bin Suriyeli çocuk bulunuyor. Biz bugün itibariyle bunların 330 binini örgün eğitime aldık. Bu yıl sonuna kadar toplamda 450 bin Suriyeli çocuğu eğitime almayı planlıyoruz. Bu çocukların 85 bini kamp içindeki geçici eğitim merkezlerinde, 170 bini kamp dışında kurulan geçici eğitim merkezlerinde, 75 bini ise Bakanlığımıza bağlı okullarda eğitim görüyor. Bu çocuklar için Türkiye kendi imkanlarıyla yapabileceklerinin en iyisini yapmaya çalışıyor. Bu konuda bütün ülkeleri yanımızda görmek istiyoruz.”     

EĞİTİM ÇOK ÖNEMLİ ROLE SAHİP

Konferansın en büyük sonuçlarından birisinin de bu konu hakkındaki farkındalığın arttırılması olacağını belirten Avcı, “Bununla birlikte terörün yok edilmesinde genç nesillerin eğitiminin çok önemli bir role sahip olduğunu hepimizin paylaşıyor olması da çok önemli. Farklılıklara sahip olan kültürel çeşitlilikten haberdar, demokrasinin evrensel değerlerine saygılı insanlar yetiştirerek bunu sağlayabiliriz. Bu bakımdan demokrasi kültürüne aktif katılım sağlayacak öğrencilerin yeterlilikleri için Avrupa Konseyi’nin göstermiş olduğu çabayı da değerli buluyorum” diye konuştu. Bakan Avcı, daha sonra 23 ülkeden bakanlar ve heyet başkanlarının katılımıyla “Yeni Yeterlikler Çerçevesinin Uygulanmasında Ulusal Düzeydeki Faaliyetlere Yönelik Çalışma Grubu Müzakereleri” oturumuna başkanlık etti.

ULUSLARARASI KURUMLAR SURİYELİLERİN EĞİTİMİNDE DAHA AKTİF OLMALI

Türkiye'nin çocukların dışında yetişkinlere de eğitim imkanı sağladığını vurgulayan Avcı, bu çabaların da, buralarda bilinmesi gerektiğini söyleyerek, "İnsanlar bir yaptığını beş anlatıyor ancak maalesef biz, 10 yaptığımızı bir anlatamıyoruz. Onun için bu toplantı bu bakımdan iyi oldu" dedi.     

AB gibi uluslararası kurumların mültecilere eğitim imkanı sağlanmasında daha aktif olması gerektiğini vurgulayan Bakan Avcı, "UNICEF, BM Mülteciler Yüksek Komiserliği’nin de yapmış olduğu katkılar yok değil. Ancak olayın büyüklüğüyle karşılaştırdığınız zaman bu katkılar ne yazık ki yeterli olmuyor. Avrupalılar ve AB ülkeleri aldıkları mültecilerden 300 binini eğitime almakla övüneceklerine, Türkiye'nin ne yaptığına bakmalarında, kendilerinin Türkiye'ye nasıl destek olabileceğini düşünmelerinde yarar var" dedi.

Avcı'nın katıldığı Avrupa Konseyi Eğitim Bakanları 25. Daimi Konferansı sona erdi. İki gün süren ve "eğitimde demokrasi kültürünün kazandırılması" ve "terörizme varan aşırılıkların eğitim yoluyla nasıl önlenebileceği" temasıyla yapılan konferansın sonunda bir bildirge yayımlandı. Oy birliğiyle karara bağlanan bildirgede, okul ve üniversitelerde demokrasi kültürünün zenginleştirilmesi, şiddete varan aşırılık ve radikalleşmenin engellenmesi için ortaya konulan önlemlerin incelenmesi kayda geçirildi. Ayrıca, sığınmacı çocukların eğitime alınmasına da vurgu yapıldı. 

Konferansın kapanışında bir konuşma yapan Avcı, bildirgenin hazırlanmasında emeği geçen herkese çok teşekkür ederek, "Bu teşekkürü, sadece Türkiye'nin Milli Eğitim Bakanı olarak yapmıyorum aynı zamanda ülkemdeki 2.5 milyon Suriyeli sığınmacı ve onların eğitim bekleyen 830 bin çocuğu adına da yapıyorum. 830 bin çocuktan bugüne kadar eğitime olabildiğimiz 330 bini adına yapıyorum. Dolayısıyla bekleyen 500 bini adına yapıyorum" dedi.

Bildirgede öngörülen çalışmaların sadece mülteci statüsü kazanmış olanları ilgilendirdiğine dikkati çeken Avcı, "Ama Avrupa'nın pek çok yerinde Balkanlar'da, bir çok ülkenin sınır kapılarında fevkalade gayri müsait şartlarda, insanlık dışı şartlarda bekleşen insanlar var. Bu konuda duyarlılığa ihtiyacımız olduğu kanaatindeyim. Onun için bunu ilgilerinize, dikkatinize sunuyorum" şeklinde konuştu. 

Mültecilerin ülkelerindeki insanlık dışı uygulamalardan kaçan ama kendilerine mahsus bir medeniyetleri, dilleri, kültürleri, gelenekleri olan insanlar olduğunu vurgulayan Avcı, "Özellikle Suriye'den gelenler için söylüyorum. Bu insanlar, tarihin en eski şehirlerinden gelen, kozmopolit hayatın ne demek olduğunu bilen, binlerce yıldır farklı kültürlerin, dinlerin, inançların yaşandığı şehirlerden gelen insanlar. Dolayısıyla onların bu özelliklerinin de eğitim sistemlerimizde dikkate alınmasında yarar vardır diye düşünüyorum" değerlendirmesini yaptı.