Güncelleme Tarihi:
Zirve’nin ikinci gününde yer alan konuşmacılar ise şöyle:
MEB Özel Eğitim ve Rehberlik Hizmetleri Genel Müdürlüğü Şube Müdürü Şule Doğanoğlu, Prof. Dr. Binyamin Birkan, Yeşilay Başkanı Prof. Dr. Mücahit Öztürk, Prof. Dr. Selda Özdemir, Av. Dr. J. Işıl Bağatur, Prof. Dr. Ayhan Bilgiç, Prof. Dr. Barış Korkmaz, Prof. Dr. Şükrü Torun, Prof. Dr. Sezgin Vuran, Prof. Dr. Burcu Ülke Kürkçüoğlu
2-3 Nisan tarihlerinde düzenlenen zirvenin açılış konuşmasında; “Otizmli çocuklarımızın kendi eğitim yaşamlarına ve anne babalarına çok yönlü katlı sağlayabilmek, bu süreçte görev yapan öğretmenlerimizi desteklemek, farklı neler üretilebileceğini konuşmak için bir aradayız” diyen İstanbul İl Milli Eğitim Müdürü Levent Yazıcı sözlerine şöyle devam etti:
OTİZMLİ ÇOCUKLARIN NELER BAŞARABİLECEĞİNİ GÖRDÜK
“Bu etkinlikte otizmi çok farklı açılardan değerlendirme imkanı bulacağız ve üniversitelerimizin çok değerli akademisyenleri buna katkıda bulunup yol gösterecek. Aynı zamanda velilerimiz ve çocuklarımız da bu sürecin içinde olacaklar. Otizmli çocuklarımızın eğitim süreçlerini her boyutuyla masaya yatırmak gerekiyor çünkü onlara gerekli imkanları sunduğumuzda neleri başarabileceklerini çok iyi gördük. Onlarla birlikte çok şeyi başarabileceğimize inanmalıyız.
HER KESİMİN DİKKATİNİ ÇEKMEK ÖNEM TAŞIYOR
Toplum ve aile yaşamı içerisinde üstelenecekleri yeni rollerle büyük farklılıklar oluşturacağımıza inanıyorum. Otizmli bireyler üzerinde yapılan çalışmalara her kesimin dikkatini çekmek, onların eğitim süreçlerinde ve yaşamlarında daha nitelikli katkılar sunmalarını sağlayacak.
ERKEN TANIDA ÖĞRETMENLERİN ROLÜ BÜYÜK
Otizm Spektrum bozukluğunda erken tanıya ve bu erken tanı süreciyle beraber eğitim süreçlerinin planlanıp uygulanmasına büyük önem veriyoruz. Bir diğer boyutu da tanıyla beraber tedavi süreçleri. Bu bağlamda biz eğitim kurumları olarak otizmli çocuklarımız için çalışmalarımızı il genelinde yürütmeye gayret ediyoruz. Öğretmenler olarak erken tanıda kendi rolümüz olduğuna çok inanıyoruz. Çocuklarımızın erken çocukluk döneminde öncelikle aileleri tarafından sonra da öğretmenleri tarafından çok iyi gözlenmesi çok kıymetli. Gelişim süreci içerisinde okula başlayan öğrencilerimizin öncelikle okul öncesinde çok iyi izlenmesi ve desteklenmesi önem arz ediyor. Çocuklarımızın gelişimlerini istenen düzeyde izleyecek ve özelliklerini erken dönemlerde fark edebilecek öğretmenlerimizin bireysel olarak desteklenmesini de çok önemli buluyoruz. Bu nedenle öğretme akademileri bünyesinde açtığımız ‘Özel Eğitim Koordinatörlüğü’ bu temel üzerinde yoğunlaştı. Bu akademimiz vasıtasıyla öğretmenlerimizin bu gelişim süreçlerini sürekli kılmaya gayret ediyoruz.
YENİ YOL HARİTASI ÇİZECEĞİZ
Eğer birlikte olursak çok daha güçlü oluruz ve otistik çocuklarımıza bireysel değil çok yönlü katkıda bulunuruz. Bu zirvede yürüttüğümüz bir çok faaliyetle yeni yol haritaları çizeceğimize inanıyorum. Burada çıkan sonuçlara özellikle kendi süreç yönetimimizde mutlaka önemle yer vereceğiz.
7 BİN 500 ÖĞRETMENİN BİN 311’İ ÖZEL EĞİTİM ÖĞRETMENİ
İkinci dönem başlarken 31 Ocak’ta İstanbul’a 7 bin 500 öğretmen atandı. Bunlardan 551’i rehber öğretmen olarak, bin 311’i de özel eğitim öğretmeni olarak atandı. Bu nedenle yeni döneme moralle ve çok daha güçlü başladık ve çok önemli bir ilerleme kaydettik. İhtiyacı olan her okulumuza özel eğitim öğretmenlerimizi vermeye gayret ettik. Aday öğretmenlerimizin de bu süreçte gelişmelerine katkı sağlamak suretiyle kıymetli bir aşama kaydettik.”