Güncelleme Tarihi:
Bizim elimizde ne bir depo ne de bir raf olmadığına göre eğitimin derin sorunlarını da bir köşe yazısına sığdırmanın imkansızlığı nedeniyle geçen yıl yapılan sınavların bir almanağını tutalım, karda mıyız zararda mıyız bir bakalım istedik.
2022 yılı merkezi sınav yılları arasında rekor denecek bazı uygulama ve sonuçlara şahit olduğumuz bir yıl oldu. Sınava katılımlar bu açıdan yarım asırlık merkezi sınav tarihinin toplamda rekor başvurularına sahne oldu. Liselere girmek için 1 milyon 236 bin aday, üniversitelere girmek için de 3 milyon 234 bin aday başvuruda bulundu. İlkokula başlama yaşı düşürülenlerin 8’inci sınıfa geldiklerinde oluşturdukları bir yıllık yaklaşık 1,7 milyon kalabalığı saymazsak LGS’de en yüksek başvuru geçen yıl gerçekleşti. Üniversite sınavlarında ise ilk kez 3 milyonun üzerine çıkmasının çeşitli sebepleri vardı. Yükseköğretim Kurulu (YÖK) yıllardan beri üniversitelerde yüzde 100 doluluk oranlarını yakalayamayınca dönem ortasında bir değişikliğe giderek sistemin başından bugüne kadar kullanılan baraj uygulamasına son verdiğini ve puanı hesaplanan her adayın tercih yapabileceğini ilan etti. Bu karar yıllardan beri sınava girip bir türlü baraj üstü puana erişemeyen mezun öğrencilerin iştahını kabartan bir değişiklik oldu. Normalden 650 bin daha fazla öğrenci doğal olarak üniversite sınavlarına başvuruda bulundu.
ÜNİVERSİTELERİN DOLULUK ORANI ARTTI
Liselere giriş sınavına 1 milyon öğrenci katıldı üniversite sınavına ise 3 milyon öğrenci katılım sağladı. Özellikle üniversite sınavına katılan adayların 2 milyon 911 bininin puanı hesaplandığı için tercih hakkı elde etti. 2021 Yılında bu hakkı elde eden aday sayısı 1,7 milyonken 2022 yılında artı 1,2 milyon daha gelerek 2,9 milyona çıkmış oldu. Bu da tercihlerde rekabetin ve üniversite doluluklarındaki artışın en büyük etkenlerinden biri oldu.
Tüm bu değişiklikler pek çok eleştiriyi de beraberinde getirdi. Özellikle üniversiteye yerleşme başarılarının bazı programlarda daha düşük düzeyde seyretmesi akademik kaliteyi düşürebileceği yönünde eleştirilere yol açtı. Normalde asgari bir lisansa toplamda 27, ön lisansa ise 9 net ile yerleştirme yapılıyorken 2022 yılında toplam netleri eksi seviyesine düşen bazı adayların dahi üniversiteye yerleşmiş olmaları bu kaygının ve eleştirinin yanlış olmadığını da bize gösterdi. Bu durum sistem değişikliğinin bir olumsuzluğu olsa da üniversitelerde son yılların en yüksek doluluk oranına erişilmiş olması YÖK’ün amaçladığı şeyi gerçekleştirdiği anlamında bir değerlendirmeye de neden oldu. Üniversitelerde iğne atsan yere düşmeyecek yüzde 98’lik bir doluluk oranına erişildi. Devlet üniversitelerinde bu oran yüzde 99’u vakıf üniversitelerinde ise yüzde 97’yi geçti.
ADAYLARIN SINAV PERFORMANSLARI KONUŞULDU
Doluluk oranları bu kadar yüksek olmasına rağmen özellikle istihdam ve atama konularındaki kronik sorunlar buradaki doluluk oranlarının yıl sonra karşımıza yeni sorunlar olarak çıkacağı endişesini de beraberinde getirdi. Aday profilindeki nitelik kaybı ama aday nicelik artışı bu tip sorunları ileride daha derinden yaşayacağımız endişesine yol açtı. Kamuoyunda akademik eğitimin de hızla lise eğitimine evrildiği, alınacak diplomaların gittikçe daha işlevsiz hale geleceğine dair görüşler sıklıkla dile getirildi. Adayların sınav performansları da yıl içinde en çok konuşulan konuların başında geliyordu. LGS’nin en belirleyici dersi olan Matematik testinde 84 bin 700 adayın hiç net yapamaması, YKS’nin temel sınavı olan TYT’de ise sınava giren 97 bin adayın sıfır çekmesi gündemi meşgul eden konular oldu.
ÜNİVERSİTELERİN ÖĞRENCİ KAYNAĞI AÇIK LİSELER OLDU
YÖK’ün 2022 yerleştirme istatistiklerini yayınlaması ile birlikte ilginç bir sonuç ile daha karşılaştık. Son yıllarda açık liselerden ortalama 60-70 bin aday üniversitelere yerleşebiliyorken 2022 yılında bu sayının 122 bine çıkması yeni bir tartışmanın konusu oldu. Süreci yakından takip edenler bu artışın açık lise başarısının artmasından ziyade örgün öğretimden açık liselere geçen başarılı adayların sayısındaki artışla izah edilebileceğini söyledi. Adaylar uzaktan ve açık öğretime geçmişte daha mesafeli yaklaşıyorken yaşanan 2 yıllık pandemi ve bu süreçte zorunlu olarak gerçekleştirilen uzaktan eğitim adayların bu korkuyu attıklarının da işareti olarak okundu. Özetle üniversitelerin en büyük öğrenci kaynağı açık liseler oldu. Katılımı en yüksek merkezi sınavların bir diğeri de Kamu Personeli Seçme Sınavı (KPSS) idi. İlk uygulamada kitapçık ve soru içeriklerinde yaşanan bazı sorunlar nedeniyle sınavlar iptal edilip daha sonra yenisi uygulandı. Uygulama sonrasında özellikle öğretmen atamalarında pastanın büyük kısmı okul öncesine ayrıldı. Milli Eğitim Bakanlığı’nın okul öncesi eğitime ilişkin çalışmalarının bir sonucu olarak 7 binin üzerinde okul öncesi öğretmeni ataması yapıldı. Toplam atamanın büyük kısmı bu branşa ayrılınca diğer branşların memnuniyetsizliği ise görünür hale geldi. Resmi olmamakla birlikte atama bekleyen yaklaşık 600 bin öğretmenin havuzda beklediği bir süreci de 2022 yılında yaşadık.
Özetle bu yıl da eritemedik bu sayıları. Eğitim fakültesi dışındaki programlara da eğitim devam ederken formasyon verileceğine ilişkin haberler daha uzun yıllar bu havuzun büyüyerek devam edeceği endişesini de yaratmaya yetti. Son tahlilde eğitimde bazı iyi şeyler de oldu, kronik bazı dertlerimiz artmaya devam da etti. Cumhuriyetin 100’üncü yılında sorunların daha azaldığı nitelik ve niceliği artacak bir eğitim ve öğretim temennisi ile yazımızı noktalayalım…
SALİM ÜNSAL KİMDİR?
1968 Yılında Sivas’ta doğdu. İlk ve ortaöğrenimini aynı şehirde tamamlayıp 1988 yılında İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Psikoloji Bölümünde lisans eğitimine başladı. 1992 Yılında Psikoloji bölümünü başarıyla tamamlayarak psikolog unvanı aldı. Askerlik hizmetinden sonra 1995 Yılında Kültür Eğitim Kurumları’nda rehber öğretmenlik görevine başladı. 2002 Yılından itibaren yine aynı kurumun rehberlik bölüm başkanlığı görevini yürüttü. 2007 Yılında kurum bünyesinde kurulan Kültür Rehberlik ve Ölçme Değerlendirme Akademisinin Genel koordinatörü oldu. 2015-2019 Yılları arasında da kurumun eğitim ve rehberlik hizmetlerinden sorumlu genel müdür yardımcılığını görevini yürüttü. Halen Nişantaşı Üniversitesi bünyesinde Üniversite Tercih Merkezi adlı web sitesinin editörlüğünü ve yayın danışmanlığını sürdürüyor. Evli ve üç kız babasıdır.