Güncelleme Tarihi:
Çavuşoğlu, Avrupa Birliği Bakanlığı Türkiye Ulusal Ajansı'nın Conrad İstanbul Otel'de düzenlediği "Erasmus+ Programı ve İş Dünyası İçin Fırsatlar Toplantısı"nın açılında yaptığı konuşmada, AB sürecinin Türkiye'nin en büyük çağdaşlaşma süreci olduğunu belirterek, sürece katkı verenlere teşekkür etti.
Türkiye'nin eğitime yaptığı yatırımların tüm dünyada takdirle karşılandığını dile getiren Çavuşoğlu, yeni okullar, üniversiteler yapılmasının, tüm okulları akıllı tahtalar, internet ağıyla donatmanın önemli olduğunu ancak öğrencilere Avrupa standartlarında bilimsel araştırma yapılmasının öğretilmesinin de büyük önem taşıdığını, bu nedenle AB eğitim ve gençlik programlarını desteklediklerini ifade etti.
"Türkiye, AB fonlarından iyi faydalanmıyor, yeterince proje üretilmiyor" şeklinde yapılan değerlendirmelere katılmadığını dile getiren Çavuşoğlu, sözlerine şöyle devam etti:
"2007-2013 dönemin AB eğitim ve gençlik programları son derece başarılı şekilde uygulanmıştır. Sadece bu dönemde 630 milyon avro civarında fon kullanılmıştır. Ulusal Ajansımız sayesinde bu fonlar kullanılmıştır. Aynı şekilde milletimizin cebinden tek bir kuruş çıkmadan 2 milyar liralık bir kaynak yine gençliğimizin eğitimine aktarılmıştır. Bu kaynaklarla 370 bin vatandaşımız kendi meslek ve ilgi alanıyla ilgili Avrupa'da eğitim alma, staj yapma ya da tecrübe edinme imkanı bulmuştur. 2007-2013 yılları arasında 136 milyon avro hibe kullanılarak 60 binden fazla vatandaşımızı mesleki eğitim amaçlı Avrupa'ya gönderdik. Sadece 2013 yılında öğrencilerimizle beraber 70 bin vatandaşımızı bu projeler kapsamında Avrupa'ya gönderdik. 2014 hedefimiz de 70 binin altında kalmayacak, 70 bin civarında vatandaşımızı hem üniversite eğitimi, hem mesleki eğitim hem de her yaştan vatandaşımızı kendi oluşturdukları projelerle Avrupa'ya göndereceğiz."
"Dedemin Oyuncakları" gibi projelerle vatandaşların Avrupa'ya giderek tecrübelerini aktarma imkanı bulabildiğini dile getiren Çavuşoğlu, "Köyden bir vatandaşımızdan bahsediyorum, üniversite öğrencisinden, master yapan bir arkadaşımızdan değil. Cebinden bir kuruş harcamadan bu projelerle beraber Avrupa'ya gidiyor, bu tecrübelerini Avrupa'daki dostlarımızla paylaşıyor. Toroslar'ın zirvesinde doğmuş, büyümüş bir kardeşiniz olarak, oranın çetin şartlarını bilen bir kardeşiniz olarak bunun ne demek olduğunu kişisel olarak çok iyi biliyorum" dedi.
"Ön yargıların yıkılması"
Avrupa'dan da 150 bin kişinin bu projeler kapsamında Türkiye'ye geldiğini ifade eden Çavuşoğlu, şöyle devam etti:
"Bu projelerin sadece eğitim alma ya da öğrenme gibi bir fonksiyonu yoktur, bu kadar sınırlı değildir. Gerçekten çok anlamlıdır. Yurt dışına giden her bir kardeşimiz, her bir vatandaşımız aslında Türkiye'nin gönüllü bir elçisidir, Türkiye'nin değerlerini, Türk insanını ve Türklerin neler yapabileceğini yurt dışında çok iyi göstermiştir. Aynı şekilde Avrupa'dan gelen 150 bin Avrupalı dostumuz da Türkiye'yi, Türkiye'nin şehirlerini, Türkiye'nin kültürünü, becerilerini öğrenmiştir. Aslında bugünün Avrupası'nda en çok ihtiyacımız olan şey, bu duvarların yıkılmasıdır. Yani ön yargıların yenilmesi ve de karşılıklı anlayışların pekişmesidir. Maalesef bugün Avrupa'da yaşadığımız en büyük sıkıntı ön yargıdır. Ön yargının değişik yansımalarını görüyoruz. Türkiye'nin AB sürecine 'hayır' diyen toplumlardan tutun, göçmen karşıtı eylemlere... (İsviçre'de son alınan kararları yakından takip ediyoruz. Sadece biz değil aslında, AB'yi kurum olarak ve AB ülkelerini de endişeye sürükleyen bir karardır. İsviçre'de minare yasağının da referanduma götürülmesi gibi) Bunun bu şekilde göçmen karşıtlığı, yabancı düşmanlığı, ırkçılık, ayrımcılık hatta teröre varan boyutlarını görüyoruz."