Güncelleme Tarihi:
Prof. Dr. Ergüder özetle şunları söyledi:
CUMHURBAŞKANI ETKİN
“Devlet ve vakıf üniversitelerindeki rektörlük seçimleri farklı prosedürlerle meydana geliyordu. İkisi de değişmiş durumda. 1982’ye geri dönüldü. Bu, 1982’de YÖK’ün getirdiği sistem. 1982-1992 arasında yükseköğretim hayatında bu sistem kabul görmedi. Birçok üniversite yapılan atamalardan rahatsız oldu. Özellikle Boğaziçi Üniversitesi’nde ‘Bu üniversite farklı, özel bir üniversite, o farklılığı yansıtacak idari sistemi olmalı’ şeklinde eğilimler vardı. Arkadaşlar, YÖK’e bildirmek üzere kendi içlerinde seçim yaptı. Üniversitede herkes yukarıdan gelen, üniversiteye danışılmadan yapılan atamalardan rahatsızdı. Boğaziçi’nin yaptığı gayri resmi seçimleri diğer üniversiteler de tekrarlamaya başladı. 1992’de seçimle rektör atama sistemi getirildi. 1982 ile bugün arasında çok fark var. O zaman rektör adaylarının tespit edilmesi ve atanmasında YÖK’ün ağırlığı çok fazlaydı. Bugün Cumhurbaşkanı daha etkin. Değişik siyasi bir dinamik var, o yüzden işleyişi de farklı olacaktır. Yani 1982’den daha da geri gittik. O günkü Cumhurbaşkanlığı makamı ile bugün, o günkü YÖK ile bugünkü YÖK çok farklı. O günkü siyasi irade İhsan Doğramacı’nın ağzına da bakıyordu.
YÖK NASIL ÖNERECEK
Bugün Cumhurbaşkanlığı çok farklı bir makam. Sistem 1982’den daha merkeziyetçi bir hale geldi. Bu gidişata üzülüyorum. İnşallah yanılıyor oluruz. Üniversite özerkliği ve akademik özgürlük çok önemli. YÖK üç aday önerecek. Nasıl önerecek, belli değil. Siyasi tercihlerin üniversite yönetimine girmiş olma ihtimali çok yüksek. Boğaziçi’ndeki durum beni çok üzüyor. Şu anda başarılı bir rektör, üniversitede başarılı bir durum var.”