Esra ÜLKAR
Oluşturulma Tarihi: Aralık 15, 2017 23:11
Kınalıada’nın tek okulu Mehmetçik İlkokulu’nda 14 öğrenci var. İstanbul’a sadece birkaç kilometrelik uzaklıktaki okulda, öğrenciler birleştirilmiş sınıfta eğitim alıyor. Bir ve ikinci sınıflar ders dinlerken üç ve dörtler, öğretmenlerinin verdiği ödevi yapıyor. Üç ve dördüncü sınıflar ders yaparken ise ödev sırası diğerlerine geliyor. 25 yıllık eğitimci Ercan Sezenoğlu ise okulun hem müdürü hem de öğretmeni.
Kınalıada, İstanbul’un en yakın adası. Vapurdan iner inmez bir sessizliğin içine düşüyoruz. Birkaç dakika yürüdükten sonra mimarisiyle dikkat çeken, eski bir Türk filminin içindeymiş hissi yaratan adanın tek okulu, Mehmetçik İlkokulu’ndayız. Okulun müdürü, yetkili öğretmeni Ercan Sezenoğlu yolda karşılıyor bizi.
Okula da ada sessizliği hâkim. Ta ki ders saati bitene kadar. 24 öğrencili okulda 10 anasınıfı, 14 ilkokul öğrencisi var. Bunların altısı 1’inci, üçü 2’nci, ikisi 3’üncü, üçü 4’üncü sınıfa gidiyor. Birleştirilmiş ve anasınıfı olmak üzere iki ayrı sınıfta tam gün eğitim veriliyor. Köy okullarında duymaya alıştığımız birleştirilmiş sınıf uygulamasının İstanbul’a birkaç kilometre mesafede uygulanması şaşkınlık yaratıyor önce. Müdür yetkili öğretmen Ercan Sezenoğlu, 25 yıllık eğitimci. Ercan öğretmen bu uygulamaya aşina, mesleğinin 10 yılını Anadolu’nun çeşitli yerlerinde birleştirilmiş sınıf okutarak geçirmiş.
Şöyle anlatıyor hikâyesini:“İlk Diyarbakır’a atandım. Sonra 13 yıl ara verdim, babama destek için ticaretle uğraştım. Ardından huzuru seçtim, mesleğime geri döndüm. O zaman Tokat Erbağ’da bir dağ köyünde 45 kişilik birleştirilmiş sınıf okuttum. Burasıyla birlikte 10 yılın üzerinde birleştirilmiş sınıf öğretmeni tecrübem oldu. Bu okulda 3’üncü yılım.”
BİR SINIF DERS DİNLERKEN DİĞERLERİ ÖDEV YAPIYORİlkokul öğrencilerinin hepsi tek bir sınıfta eğitim alıyor. Bir ve ikinci sınıflar ders işlerken üç ve dördüncü sınıf, öğretmenlerinin verdiği ödevi yapıyor. Üç ve dördüncü sınıflar ders dinlerken ise ödev sırası diğerlerine geliyor. Sezenoğlu, birleştirilmiş sınıfın artılarının da olduğunu belirterek, şunları söylüyor: “İdari yükün olması dezavantaj ama onu çocuklar çıkınca, öğleden sonraya bırakıyorum. Artıları da çok. Birinci sınıfta zeki bir öğrenci oluyor. Kendi dersini algılıyor. Üç ve dörtle ders yaparken onların dersinden de faydalanıyor. Alt sınıfların daha fazla bilgi donanımına sahip olması açısından faydalı oluyor.”
BABAMI ARAR MISINIZ? YEMEĞİM GELMEDİOkulda Ercan Hoca’nın dışında bir de anasınıfı öğretmeni var. Anasınıfı öğretmeni Gamze Ayrancı, Bostancı’dan gelip gidiyor okula. 8 yıllık öğretmen, 6 yıldır bu okulda görev yapıyor. İngilizce öğretmeni haftanın bir günü geliyor. Haftada bir de halkoyunları öğreticisi eğitim veriyor. Törenlerde öğrendikleri bu oyunları öğrenciler adalılara sergiliyor. Okulun bir hizmetlisi bulunuyor. Öğle yemeklerini ise veliler getiriyor.
Okul müdürü öğrencilerin her şeyiyle ilgileniyor. Öyle ki, öğle yemeği saatinde bir öğrenci koşarak müdürün yanına geliyor: “Öğretmenim babamı arar mısınız? Yemeğim gelmedi” diyor.
Okul masa tenisinde çok iddialı. Okul müdürü, 78 yaşındaki eski masa tenisi hakemi bir ada sakininin okula gelip çocuklara ders verdiğini anlatıyor. Kendisinin de iyi bir tenisçi olduğunu ekliyor. Okul, ilçedeki eğitim kurumları arasında yapılan tenis turnuvalarında birinciliği kimseye bırakmıyor.
ÇOCUKLAR ÇOK ŞANSLIOkulun tek eksiği olan tel örgü ve oyun alanı da öğrencilerden birinin dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’a yazdığı mektupla gideriliyor. Müdür Sezenoğlu “Bence burada çocuklar çok şanslı” diyor .