120 üniversiteliye izinsiz gösteri soruşturması

Adnan Menderes Üniversitesi Nazilli İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi’nde, geçen 25 Aralık’ta Uludere’deki köylülerin bombalanarak öldürülmesi, 17 Mart’ta Halepçe katliamı protestosu ve 21 Mart’ta da nevruz kutlaması yapıldı. Dekanlık, çeşitli tarihteki bu üç etkinliğin izinsiz olduğunu belirtip, soruşturma başlattı. Soruşturma kapsamında, Yüksek Öğretim Kurumları Öğrenci Disiplin Yönetmeliği’ne aykırı hareket ettikleri gerekçesiyle toplam 120 öğrenci hakkında disiplin soruşturması başlatıldı.

Hakkında soruşturma açılan Adnan Menderes Üniversitesi Nazilli İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi, İktisat Bölümü 3’üncü sınıf öğrencisi Deniz Bilgin, duruma tepki gösterdi. Bilgin, ulusal bayram kabul edilen nevruzu fakültenin kampüsünde kutladıkları için haklarında soruşturma başlatıldığını belirtti. Bilgin, "Halay çekip, ateşten atladığımız için soruşturma başlatılması trajikomik. Nevruz kutlamasına birçok öğretim elemanı da katıldı ve hep beraber halay çektik. Bunu Roboski (Uludere) katliamını protesto etmek için okul kampüsünde yaptığımız oturma eyleminde gördük. Ardından Halepçe katliamı protestosunda da bu trajikomik durum devam etti. Burada siyaset okuyoruz, ekonomi okuyoruz, uluslararası ilişkiler okuyoruz. Kısacası, sosyal bilimler okuyoruz ve ülkenin her türlü durumuyla ilgiliyiz. Sınıflarda hocalarımız da belirtti, Halepçe katliamı, bir insanlık dramı olup ülkemizin de üyesi olduğu BM Genel kurulu tarafından insanlık suçu olarak kabul edildi. Aynı zamanda Anayasamızın 90’ıncı maddesi gereğince Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve İnsan Hakları Avrupa Komisyonu kararlarında bu eylem insanlığa karşı işlenmiş bir suç olarak kabul ediliyor. Biz de bu duruma vicdani olarak yaklaştık ve bu insanlık katliamını kınadık. Bütün kınamaları yaparken sözlü olarak dekanlığa da bildirdik. Eğitime öğretime engel olmadık, hiçbir taşkınlık yapmadık" dedi.

"Stajda olan bir arkadaşımız hakkında da soruşturma açıldı"

Deniz Bilgin, sonucu daha önceden belli olan bir soruşturma furyasıyla karşı karşıya kaldıklarını belirtip, "Öğrencilerin kimliklerinde bakılarak uygulamaya konulan bu soruşturmayı trajikomik buluyoruz. Etkinliklerin yapıldığı gün burada bulunmayan, Diyarbakır’da zorunlu stajda olan bir arkadaşımız ve Manisa’da bir hastanede tedavi gören bir arkadaşımız hakkında da soruşturma açıldı. Bu arkadaşlarımız hala oradalar ama sanki burada etkinliklere katılmışlar gibi haklarında soruşturma açıldı. Buna benzer örnekleri çoğaltabiliriz. Yani bu da demek oluyor ki bir senaryo yazılmış, uygulamaya konulmuş. Bu kabul edilebilir gibi değil" dedi.