12 yaş sınırı kalkıyor mu
Güncelleme Tarihi:
Bülent SARIOĞLU ANKARA
Oluşturulma Tarihi: Kasım 05, 2007 00:00
Hükümet yaz Kuran kurslarını din eğitimine dahil edecek bir model üzerinde çalışıyor. Böylece, 28 Şubat sürecinde yaş sınırı getirilen Kuran kursları her yaştaki çocuğa açık olacak. Bakan Said Yazıcıoğlu, misyonerliğin yasaklanması talebine de karşı çıktı.
Mİllİ Eğitim Bakanlığı ve Diyanet İşleri Başkanlığı’nın işbirliği ile Kuran kurslarına 28 Şubat döneminde getirilen 12 yaş şartının ortadan kaldırılmasına yönelik bir çalışma yapılıyor. Zorunlu din dersiyle ilgili çalışmalar kapsamında geliştirilen bu modelde, Diyanet İşleri Teşkilat Yasası’nın değiştirilmesi hedefleniyor. Yaz Kuran kurslarıyla ilgili olarak yasada yer alan, "İlköğretimin 5. sınıfını bitirenler için" ifadesinin kaldırılması planlanıyor. Bu sınırlama, 28 Şubat sürecindeki tartışmaların ardından 1999 yılında getirilmişti.
Devlet Bakanı Said Yazıcıoğlu, TBMM Plan Bütçe Komisyonu’nda yaptığı açıklamada, bu yönde bir değişikliğin işaretini verdi. Anayasa’daki, "Din eğitim ve öğretimi ancak kişilerin kendi isteğine, küçüklerin de kanuni temsilcisinin talebine bağlıdır" ifadesinin şimdiye kadar işletilmediğini belirten Yazıcıoğlu, bu ihtiyacın yaz Kuran kursları ile karşılanabileceğini belirtti. Yazıcıoğlu, şunları söyledi:
"Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi öğretimi tamamen kültürel bazda kalır belki. Şayet bir çocuk, kültürün dışında mensup olduğu dinin gereklerini öğrenme ihtiyacını hissediyorsa Anayasa ona da açık kapı bırakmış. Diyanet İşleri Başkanlığı’nın yaz kursları sanki bunu bir ölçüde karşılayabilecek gibi görünüyor. Diyanet’in ve Milli Eğitim Bakanlığı’nın bu durumu birlikte değerlendirerek, bu imkánın çocuklarımıza sağlanması gerektiğine inanıyorum. Dininin pratiklerini öğrenmek istiyorsa bunu da mutlaka öğreneceği yer olmalıdır. Aileden bunu öğrenmesi her zaman mümkün olamıyor. Çok çarpık şekilde belki zararlı bilgiler de öğrenmiş oluyor. Bunun devlet eliyle yapılmasına imkán verilmesi uygun olacaktır."
BAKANDAN ALEVİLERE ÇAĞRI
Devlet Bakanı Yazıcıoğlu, AKP milletvekillerinin, "Misyonerliğe yasak getirilmesi, kilise açılmasının sınırlanması" talebine karşı çıktı. Yazıcıoğlu, "Misyonerliğin yasaklanmasıyla bir yere gidemeyiz. Almanya’da dört bin cami var. Alanya’da kilise açılmışsa bunu mesele yapmamak lazım" dedi. Alevilerin kendilerini tanımlamalarını da isteyen Yazıcıoğlu, şöyle konuştu: "Biz kendilerine bir tanım biçmeye çalıştık. Ancak bu yerli yerine oturmadı. Kendilerinin dini kimliklerinin ne olduğunu ortaya koyabilirlerse, çözüm de kolaylaşacaktır."
Devlet Bakanı Said Yazıcıoğlu, TBMM Plan Bütçe Komisyonu’nda yaptığı açıklamada, bu yönde bir değişikliğin işaretini verdi. Anayasa’daki, "Din eğitim ve öğretimi ancak kişilerin kendi isteğine, küçüklerin de kanuni temsilcisinin talebine bağlıdır" ifadesinin şimdiye kadar işletilmediğini belirten Yazıcıoğlu, bu ihtiyacın yaz Kuran kursları ile karşılanabileceğini belirtti. Yazıcıoğlu, şunları söyledi:
"Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi öğretimi tamamen kültürel bazda kalır belki. Şayet bir çocuk, kültürün dışında mensup olduğu dinin gereklerini öğrenme ihtiyacını hissediyorsa Anayasa ona da açık kapı bırakmış. Diyanet İşleri Başkanlığı’nın yaz kursları sanki bunu bir ölçüde karşılayabilecek gibi görünüyor. Diyanet’in ve Milli Eğitim Bakanlığı’nın bu durumu birlikte değerlendirerek, bu imkánın çocuklarımıza sağlanması gerektiğine inanıyorum. Dininin pratiklerini öğrenmek istiyorsa bunu da mutlaka öğreneceği yer olmalıdır. Aileden bunu öğrenmesi her zaman mümkün olamıyor. Çok çarpık şekilde belki zararlı bilgiler de öğrenmiş oluyor. Bunun devlet eliyle yapılmasına imkán verilmesi uygun olacaktır."
BAKANDAN ALEVİLERE ÇAĞRI
Devlet Bakanı Yazıcıoğlu, AKP milletvekillerinin, "Misyonerliğe yasak getirilmesi, kilise açılmasının sınırlanması" talebine karşı çıktı. Yazıcıoğlu, "Misyonerliğin yasaklanmasıyla bir yere gidemeyiz. Almanya’da dört bin cami var. Alanya’da kilise açılmışsa bunu mesele yapmamak lazım" dedi. Alevilerin kendilerini tanımlamalarını da isteyen Yazıcıoğlu, şöyle konuştu: "Biz kendilerine bir tanım biçmeye çalıştık. Ancak bu yerli yerine oturmadı. Kendilerinin dini kimliklerinin ne olduğunu ortaya koyabilirlerse, çözüm de kolaylaşacaktır."