Güncelleme Tarihi:
SEVEREK GELİYORLAR
“30 yıllık sınıf öğretmeniyim. Çok severek yapıyorum. Beş yıldır bu okuldayım. Birinci sınıfa farklı bir şey yapmak istedim. İşe dolapları, sıraları boyamayla başladık. Yabancı görselleri inceliyorum. Tamamen doğal ve soft ortamlar. Neden bizim de böyle olmasın dedim. Müdür çok destek oldu. Projeyi velilerimle paylaştım. Hepimiz elimizi taşın altına koyduk. 5-6 bin lira maliyet çıktı. Çocuklar çok mutlu. Okula severek geliyorlar. Sınıfımızda olmayı özlüyoruz. Şimdiki çocuklar dijital dünyanın içine doğdu. Onları geleneksel sınıflara sokup, sıradan işler yapmak mümkün değil. Bir gün ‘Ne istersiniz?’ dedim. Biri ‘Köpek balığı belgeseli’ diye yanıtladı. Daha 6 yaşında, şaştım. Ayakkabılarını çıkarıp sedire çıkıyor, yatıyor, boyama yapıyorlar. Evlerinde gibi. Teneffüse çıkmıyorlar. Okullarda akran şiddeti yaygın. Dışarı çıkıp tartışacağına, sınıfta aktivite yapıyor. Bir öğrencim bile ‘Okula gitmek istemiyorum ‘derse çok üzülürüm. Sınıfta ‘u’ düzeni var. Bu akademik başarıyı olumlu etkiliyor. Öğrenme kalitesi çok yüksek.”
HERKES YÜREĞİNİ KOYDU
Hande Erol (Veli): Herkes bu işe yüreğini koydu. Sabahları “Okula gitmek istemiyorum” lafını duymuyoruz. Okulu, öğretmenini seviyor. Birlik oluyorlar, aslında istediğimiz şey bu.
TATİLDE BİLE SINIFINI İSTİYOR
Arzu Yökyokuş (Veli): Kızım Ece’nin burayı evi gibi görmesi, mutluluğu inanılmaz önemli. Ece “En güzel sınıf bizimki” diyor. Kar tatilinde bile “Ne zaman okula gideceğim? Öğretmenimi, sınıfımı özledim” dedi.