Güncelleme Tarihi:
Hilmi Uğurtaş, 10 yıldır Türkiye’nin en önemli OSB’lerinden biri olan İzmir Atatürk Organize Sanayi Bölgesi’ni (İAOSB) yöneten isim. Bu görev süresi boyunca birçok önemli çalışmaya imza attı. 21 Şubat’ta yine İAOSB’de seçim var. Bir önceki seçim döneminde son kez aday olduğunu söyleyen Uğurtaş, bölgeden gelen istekler, mevcut yönetiminden bir adayın çıkmaması, devam eden sorun ve projeler nedeniyle tekrar başkanlığa talip olduğunu açıkladı. Çift listenin bölgeyi gerdiğinden hareketle, daha önce adaylığını açıklayan Mustafa Dirin’i de listesine alarak seçim startı verdi. Mustafa Dirin’in listeye girmesiyle mevcut yönetiminden başkan vekili Atilla Özbek, yeni dönemde görev almayacak. Uğurtaş ile seçim sürecini, ekonomideki gelişmeleri ve bölgenin son durumunu konuştuk.
Görevden kaçamazdım
Seçim sürecini değerlendirirken başkanlık için bir daha aday olmayacağını yineleyen Uğurtaş, “Ancak gelinen süreçte, mevcut yönetimden bu göreve talip olan bir isim çıkmadı. Bu dönemde de İzmir’in önde gelen sanayicilerinden birisi, Tariş Pamuk Birliği ile yaşanan soruna dikkat çekerek, böyle bir atmosferde gitmem halinde töhmet altında kalabileceğimi söyledi. Bunun yanında tekrar aday olmam için bölgede imza toplandı. Bu tip makamlarda yöneticilerin yıprandığı bir ortamda, 10 yılın ardından böyle bir sürecin yaşanması onur verici bir durumdu. Dolayısıyla bir atmosferde görevden kaçmak çok kolay değil. Yönetim kurulu da arkamda durdukça ben de tekrar adaylığımı açıkladım” dedi.
Çift liste geriyor
Çift listeli seçimlerin olduğu dönemlerde bölgenin gerildiğini, tansiyonun yükseldiğini anlatan Uğurtaş, bu nedenle daha önce adaylığını açıklayan Mustafa Dirin ile birlikte hareket etme kararı aldığını belirterek, “Mustafa Dirin de bu kararımıza olumlu baktı. Böylece bölgenin menfaatine bir yapı ortaya çıktı. Şu anda başka bir liste yok” dedi. İAOSB toplantılarında zaman zaman karşı karşıya geldiği Mustafa Dirin ile verimli bir çalışma ortamı oluşturacaklarına vurgu yapan Uğurtaş, şöyle konuştu; “Zaman zaman muhalefet yapmış olabilir. Kendi bulunduğu yerden olayları değerlendirmesi gayet normal. Ama yönetim sürecinde herhangi bir problem olacağını zannetmiyorum. Birbirimizi yıllardır tanıyoruz ve yönetimde olduğumuz süre içinde akçeli işlerde bize hep
güvendiler. 10 yıllık dönem içinde alınan yönetim kurulu kararlarının hiçbirinde muhalefet şerhi olmadı. Bundan sonrada yine bölgenin menfaatleri doğrultusunda, ortak kararla yolumuza devam etmek istiyoruz” diye konuştu.
YENİ PROJELER
Yeni dönem projeleri hakkında da kısa bilgi veren Uğurtaş, “Teknopark ile önemli bir aşama kaydedeceğiz. Bunun yanında vakfımız ilk genel kurulunu yapacak. Yine meslek yüksek okulu konusunda önemli bir yol alma düşüncemiz var. Birde geçtiğimiz gün Ege Üniversitesi ile protokolünü imzaladığımız ‘Ar-Ge İnvasyon’ yarışmamız var. Bunu da çok önemsiyorum” ifadesini kullandı.
Şubat ayında seçime hazırlanan diğer kurum olan Ege Bölgesi Sanayi Odası’yla ilgili de konuşan Uğurtaş, bu kez meclis başkanlığı için bir adaylık düşüncesi olmadığını söyledi.
ELEMAN YOK
Bölgede işlerin iyi gittiğini, ama en temel sorun olarak karşılarına nitelikli işçi bulma
sorunun çıktığını kaydeden Uğurtaş, “Bir yanda işsizlik sorunu, bir yanda ise eleman arayan ama bulamayan bir sanayici var. Bunun için teknik meslek lisesi ve yüksek okulu için çalışmalarımız sürüyor. Ama bu projemiz Tariş Pamuk Birliği ile yaşanan sıkıntı nedeniyle sekteye
uğradı. Kaynaklarımızı oraya aktardık ama orada da şu anda hukuku durum nedeniyle bir şey yapamıyoruz. Bunun yanında sanayici üretiyor, pazar buluyor ama karsızlıktan şikayetçi. Tahsilat yapamıyor” dedi.
EN BÜYÜK RİSK DIŞ KAYNAKLI
Ekonomik durum ile ilgili de değerlendirmelerde bulunan Hilmi Uğurtaş, şunları kaydetti;
“2012’nin ekonomik büyüme oranları beklentilerin altında kaldı. Bu yıl da iç piyasada bir hareketlenme yaşanmadığı taktirde, belirlenen hedeflere ulaşmak zor gibi. Sanayinin GSMH içindeki payı yüzde 28’lerden 19’lara geriledi. Ciddi bir kayıp var. Böyle olunca da işsizliğin önüne geçmek mümkün olmuyor. Sanayicinin artık enerji maliyetlerini taşıyamaz bir hale geldiğini görüyoruz. Geçen yıl doğalgaza yüzde 54, elektriğe ise yüzde 30 zam geldi. Kur farkından ihracatçının TL bazında kazancı düştü. İşçilik fiyatları artıyor. Onun için yetkililerin sanayiyi önemsemesi ve gerekli destekleri sağlaması gerekiyor.” Bu yıl dış kaynaklı ekonomik bir krizi en büyük risk olarak gördüğünü ifade eden Uğurtaş, Türkiye’nin sıcak parayla dönen bir ülke haline geldiğini belirterek, dışarda yaşanacak ekonomik krizin ciddi bir risk olduğunu aktardı.