Güncelleme Tarihi:
Güreli, “Türkiye’de zeytinyağında tağşiş var mı, var. Ama eskiye nazaran şimdi daha iyi. Çünkü Türkiye’de yapan firmalar üretimini korkarak yapmaya başladı” diye konuştu. Özellikle Aydın Ticaret Borsası’nın çok ciddi çalışmaları olduğunu dile getiren Güreli, “Bilin ki her haksız kazanca karşı çıktığınızda ‘aman da ne iyi yaptı’ demiyorlar. Bundan menfaatlenen insanlar belli bir direnç gösteriyorlar” dedi.
Tüketici olarak “Büyük markalarda tağşiş olmaz” diye önyargısı bulunduğuna işaret eden Örün, “Japonya’dan gelen bir yazıyla çok büyük bir firma ve markanın kolon sızması ihraç ettiğini ve şikayetler geldiğini gördüm. Büyük marka tağşiş yapmaz konusundaki önyargım zedelendi” dedi.
3-4 markaya yarıyor
Türkiye’de iç piyasada, “marka bağımlılığına bağlı bir oligopol” olduğunu, raflardaki 100 yağın 85’inin üç kişinin olduğunu da savunan Güreli, şunları söyledi:
“Bunun farkında olan iç piyasacılar ciddi kar maksimizasyonu yapıyor. Bu karışım yağla yaptığımız her yakalama, attığımız adım, etap onların ekmeğine yağ sürüyor. En büyük pazar İstanbul’da, ev kadını düşünün. Tağşişle ilgili yazı görünce bildiği yağı alıyor. Onların ekmeğine yağ sürülsün diye dillendirmemek gibi bir iç güdümüz yok ama bu yakalandığında 3-4 markaya yarıyor. Bu ülkede çok zeytin üreticisi var ama 75 milyon tüketici var.”
Güreli, zeytinyağındaki fiyat tartışmalarına da değinerek, “5 liraya aldın tenekeye koydun, tüketici 15 liraya yiyorsa burada bir problem var. Tüketiciler örgütlü ve bilinçli olmadıkları için Türkiye’de böyle bir sistem gidiyor” dedi. Zeytinyağının çoğunlukla zincir marketlerde satıldığını da hatırlatan Güreli, şu çağrıda bulundu:
“Buradan davet ediyoruz. Bir zincir market gelsin bizden raf parası almasın. İhracat fiyatına laboratuvardan akredite edilmiş zeytinyağı satalım. Türk halkı kaça yiyor görelim. Mevcut fiyatların yarısından aşağı zeytinyağı satalım. Bu çark böyle kırılır. Türk halkı yağ yer mi, yemez mi görelim. Şu anda ihracatta kilogramı ortalama 3.39 dolardan satılıyor. Bu halk kilogramı 6.5-7 TL’ye rahatlıkla yağ alabilir. Japonya’ya, Brezilya’ya satıyorsak aynı fiyatla Türk halkına da yedirebiliriz.”
Tek kriter fiyat değil
EZZİB Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Hakan Özdolgun da, “Fiyatı ucuz olan ürünlerin daha çok tağşişe maruz kaldığı, pahalı ürünlerin tağşişten uzak olduğu yönünde haber okudum. Kalitede tek parametre fiyat değildir. Tüketimde en önemli parametredir ama kalitedeki tek parametre değildir. Üreticiden çıkışıyla rafta satıldığı fiyat arasındaki makas bu kadar fazla olduğu sürece bu durumun sorgulanması gerekmektedir” değerlendirmesini yaptı.
Kutsal ağaca ihanettir
EZZİB Yönetim Kurulu Üyesi ve Zeytindostu Derneği Başkanı Metin Ölken de, “Tağşiş üç kutsal kitapta da adı geçen zeytin ağacına ihanettir. Bizim en çok tağşişi yakaladığımız ve gördüğümüz beyaz tenekeler. İnsanların çoğu zeytinyağı yediğini düşünüyor. Zeytinyağı adı altında pek çok yağlar satılıyor. Baksanız belki üretimin çok daha üstünde tüketim çıkacak” diye konuştu.