Güncelleme Tarihi:
O şimdi nakil misyoneri
Şubat 1998'de bir kalp bulunur, o geceyi kábusla geçirir Muhittin Bey, uykusunda ‘‘Kalbime dokunmayın, ellemeyin’’ diye sayıklar. Hasta ve yakınları kararsızdır, bir karmaşa yaşanır, bekletilemeyecek kadar değerli kalp İstanbul'a gönderilir.
OTUZ yılını verdiği öğretmenliğe 1991'de vedasının ardından başlar, herşey. 51 yaşına kadar ‘‘Doktor nedir bilmem’’ diyen Muhittin Aktalay, grip yüzünden başvurduğu dispanserde alır ilk kötü haberi. Kalbi erken yaşlanmıştır, anca yüzde 20 çalışıyordur. Günde 18 saat koşuşturan, bisikletten inmeyen bu yaşlı delikanlı, hasta olmayacak kadar sapasağlam görünmektedir. İçi başka dışı başkadır, başka doktorlar da inanamaz ama... İlaçla tedavi dönemi başlar, 6 yıl sonunda Ege Üniversitesi Hastanesi'ne yatmak zorunda kalır. Yatış o yatış...
YAŞAYACAĞI KADAR YAŞAMIŞ
HİKAYENİN bundan sonrasını káh Muhittin beyden, k'ah çocukları Tülin, Pelin ve Sabri'den, káh eşi Hayriye Hanım'dan dinliyorum. Tüm sohbet süresince hastanın yaşam savaşında en yakınlarının nasıl bir yaşatma mücadelesi verdiğine tanık oluyorum. Büyük kız Tülin, Aralık 1997'ye, hastaneye yatış gününe dönüyor. Bir doktorun, (Babanız yaşayacağı kadar yaşamış. Böyle hastalar en fazla 5 yıl yaşar, sizin ki 7 yıl yaşamış) sözlerindeki bencillikle çılgına dönüp ‘‘Babamın yaşadığı 2 yılı mı geri istiyorsunuz?’’ diye öfkelenişini hatırlıyor.
EMEKLİ öğretmen, Kardiyoloji Kliniği'ne, oradan Kalp Damar Cerrahisi'ne geçer. 2 aydır hastanededir. 5 kez kalbi durur, şoklarla yeniden hayata döndürülür. Her uyanıştan sonra öğrendiği ölümün kendisini yakalayıp bırakmasına hayıflanır. İstemese de yaşanacak günler vardır daha.
OLSAM DA ÖLECEĞİM
MUHİTTİN Bey'e artık ilaçlar da fayda etmez olunca, kalp nakli önerilir. Düşünür Muhittin Bey, umutsuzlanır, ‘‘Olsam da öleceğim’’ der. Şubat 1998'de bir kalp bulunur, o geceyi kábusla geçirir. Bütün gece uykusunda ‘‘Kalbime dokunmayın, ellemeyin’’ diye sayıklar. Hasta ve yakınları kararsızdır, bir karmaşa yaşanır, bekletilecemeyecek kadar değerli olan bağış kalp İstanbul'a gönderilir.
BABA Muhittin hastanedeyken, çocukları her yerde neştersiz umut arar. Aldıkları yanıt ‘‘Doğru karar, doğru yerdesiniz’’ olur. Çaresizlikten kalp nakli kabullenilir. Muhittin Bey'in nakil kararı çaresizlikten çok çektiği eziyettendir. Ölüm en temizi olacaktır. Ama ilk fırsat kaçmıştır, yeni bir kalp beklenmeye başlanır.
BU arada Muhittin Bey'in sağlık durumu Kalp Cerrahı Doç. Dr. Mustafa Özbaran ile Kardiyolog Prof. Dr. Remzi Önder'in psikolojik destekleriyle de daha iyiye gider. Kurban Bayramı tatili için evci çıkmasına izin verilir. Aktalay Ailesi, keyifle bayramı kutlamaya hazırlanır. Masa donatılır. O sırada gelen telefondan kalp müjdesi verilir. Baba o kadar iyidir ki, yine kararsızlık yaşanır. Aile reisinin tepkisi, ‘‘Ben kadere inanıyorum’’ olur, hastane yolu tutulur. Bir bayram günü 56'lık kalp 23 yaşında ölen bir delikanlının kalbiyle değiştirilir. Artık doğum günü 7 Nisan'dır Muhittin Bey'in. Yeni doğmuş bebek gibi, avuç avuç içeçeği ilaçlarla evine döner.
KARAKTERİ DEĞİŞTİ
NAKİL başarılı, sağlık durumu iyiydi de Muhittin Bey değişmişti. O yerinde duramayan insan gitmiş, yerine yataktan çıkmayan, konuşmayan biri gelmişti. Doktorlar ‘‘Yaptığı herşeyi normal karşılayın, düzelecek’’ demişlerdi. Zaman geçti, Muhittin Bey ayaklandı, evdekilerin mutluluğuna diyecek yoktu. Ama ya sonra yaşattıkları...
YATAĞA bağlı günlerin acısını çıkartırcasına işe asılmış, yıllarca senete, krediye bulaşmayan, para hırsı olmayan Muhittin Bey, yüz milyarlarca liralık kamyonet, Tır alımına imza atmıştı. Mikrop kapmaması gereken Muhittin Bey'in evden kaçıp hurdacılar çarşısına gitmesi hepsinden beterdi. Öğretmen baba ailesini korkutup, şaşırtmaya devam ediyordu. Dokto-runa sordular, ‘‘Babanız, büyük ikramiye kazanmış insanların ruh halinde, normal’’ yanıtını aldıklarında, yine sabıra sarıldılar. Bir yıl sonunda herşey anılarda kalmıştı.
YENİ GÖREVİ MİSYONERLİK
MUHİTTİN Aktalay, ‘‘Öleyim daha iyi’’ dediği günleri geride bıraktıktan sonra bir misyon üstlenmiş. Hem fiziksel hem ruhsal olarak sapasağlam. Doktorları nakil olacak hastalarla ameliyat öncesi moral vermesini istemişler emekli öğretmenden. Muhittin Bey ikinci yaşamımda da yine öğretmen. Yaşadıklarını aktararak umutsuz hastalara umutlanmayı öğretiyor.
Ot kadar değilim, hiç işe yaramıyorum’’ diyordu. Nakilden sonra yeni bir hayata başladığında kendini lüzumsuz hissettiği günlerin intikamını aldı. Evden çıkmaması gerekirken, taksiye atlayıp soluğu hurdacılar çarşısında aldı
Öğretmen emeklisi Muhittin Aktalay ömrü boyunca bisiklet üzerinden inmemiş. Bisiklet tutkukusu çok büyük te aileden binmesine izin zor çıkıyor.