Cemal YILDIRIM / AYDIN, (DHA)
Oluşturulma Tarihi: Eylül 07, 2008 00:00
Ramazan ayında oruç bozulur endişesiyle vatandaşların kan vermekten kaçındığını söyleyen Aydın İl Müftüsü Hıdır Bayrak, "Bu çok yanlış bir inanış" dedi.
AYDIN İl Müftüsü Hıdır Bayrak, kan vermenin hiçbir şekilde oruç bozmayacağını belirterek, vatandaşları bağış yapmaya davet etti.
Ramazan ayında, "oruç bozulur" türünden yanlış bir inanışla vatandaşların kan vermeye yanaşmadığını ve hastanelerde kan bekleyen hastaların zor durumda kaldığını vurgulayan Bayrak, "Kan bağışı yapmak orucu bozmaz. Orucu kan almak, yani vücuda bir sıvının girmesi bozar. Elbette ki kan vereceğiz. Kan can demektir. Kanın fabrikası yok. O yüzden tüm vatandaşlarımızın kan vermeleri için gerekli kurumlara başvurmalarını istiyoruz. Kan vermek vücudun zekatıdır" dedi.
Kan vermek oruç bozmazİslam dininin, insana faydalı olmayı önemsediğini vurgulayan Bayrak, "Peygamberimiz ’İnsanların en hayırlısı, insana faydalı olandır’ demiştir. Kan vermek, aç kalmışı doyurmak, açıkta kalmışı giydirmek gibidir. Bu nedenle hastaya vereceğiniz bir ünite kanla büyük sevaba girersiniz" diyerek, şöyle devam etti:
"Kan vermenin orucu bozması gibi bir durum kesinlikle söz konusu değil. Çünkü, vücuda beslenmek maksadıyla alınan şeyler orucu bozar, çıkan şey bozmaz. Damara beslenmek maksadıyla iğne batırılırsa oruç bozulur, kan almak için batırılan iğne ise bozmaz. Bu nedenle rahatlıkla bağışta bulunulabilir. Bu konuda kimse endişe etmesin, hayat kurtarma şansını ertelemesin."
Sürücülere uyarılarİZMİR Emniyet Müdürlüğü,
trafik şube yetkilileri, Ramazan’da kaza oranlarının daha aşağıya çekilmesi için denetimlerin devam edeceğini açıkladı.
Açlık, susuzluk ve yorgunluğa bağlı olarak reflekslerin yavaşlaması ve dikkat dağılmasına karşı sürücülerin ramazan ayında her zamankinden fazla dikkatli, sabırlı ve duyarlı olmalarını isteyen yetkililer, ayrıca birbirlerine karşı daha hoşgörülü ve saygılı davranmaları gerektiğini belirtti.
Yetkililer Ramazan boyunca sürücülerin iftara yetişmek için acele ederek, kendilerini ve trafik güvenliğini tehlikeye düşürmemelerini tavsiye etti. Yetkililer, yeni eğitim-öğretim yılının başlangıcının da Ramazan ayında olduğunu anımsatarak, "Sürücüler, yaya ve çocuklara karşı daha dikkatli olmalı" diye konuştu.
Hacivat-Karagözlü şölen
RAMAZAN etkinliklerini başlatan Balçova Belediyesi, müzik dinletileri, ortaoyunu ve Hacivat- Karagöz ile keyifli geceler yaşatıyor. Balçova’nın yedi mahallesinde, Ramazan boyunca sürecek etkinliklerde Türk Sanat Müziği Korosu ve Belediye Tiyatrosu yer alacak. Dört yıldır Balçova’da hizmet veren Balçova Gençlik Tiyatrosu (BGT) oyuncuları da Hacivat- Karagöz gösterileri ile etkinliklere renk katıyor. Sahnede gösteriler sürerken, etkinlikleri izlemeye gelen çocuklara pamuk helva dağıtılıyor. Başkan Mehmet Ali Çalkaya, "Ramazan şölenine herkesi bekliyoruz" dedi.
Bir gün eksikİKİ müslüman sohbet ediyorlarmış. Biri diğerine tüm Ramazan boyunca hasta olduğundan yakınmış ve bu nedenle sadece bir gün niyetlenebildiğini, diğer günler ne yazık ki hastalığından ötürü oruç tutamadığını söylemiş. Bektaşi de aralarında... Bir ara dinleyici konumundaki Bektaşi’ye de sormuş, "Erenler, sen kaç gün oruç tuttun?" Bektaşi cevap vermiş, "Ben de rahatsızdım, arkadaştan bir gün eksik tutabildim."
Birlikte mutlu olmak (3)Günahları yıkayacak, huzursuz gönüllere huzur getirecek, mutsuz insanlara mutluluk verecek bir değil, on ilaç bulunduğunu söylüyor doktor ve sırasıyla anlatıyor;
1- Fakirlik ile tevazu ağacının kökünü al
Bunu bazı hastalıklar için falan ağacın yaprağı, filan otun kökü alınarak yapılan kocakarı ilacı sanmayın bunu. Bu onlardan değil. Tevazu ağacının kökü olacak. Tevazu, alçak gönüllü olmak, insanlara karşı kibirli olmamak demektir. Kibir ise zayıfın güçlü taklidi yapmasıdır. Malına, mülküne, makamına güvenerek insanlara tepeden bakmayı dinimiz hoş görmemiştir. Akıllı insan bu dünyanın fani olduğunu bilir, dolayısıyla dünya varlığı için böbürlenmez, kibirlenmez, tepeden bakmaz, mütevazi olur. Mutluluğa ulaşmak için de benlik göstergesi olan kibri yok etmelisin.
2- Tevbe eriği (marmeladı) karıştırTevbe, özür dilemeyi bilmektir. İnsan çift yönlü yaratılmıştır. Hatasız insan olmaz, her insanın günahı vardır. Aslolan günahta ısrarlı olmamak, hatasını anlayarak bir daha o yanlışa düşmemektir. Öyleyse kusursuz olamayacağımızı görmeye çalışmalıyız. Allah’ın rahmetinin gazabına üstün geldiğine inanmalıyız. Olumsuz düşüncelere yüz vermemeliyiz. Öfkelendiğimizde ona kadar sayabilmeliyiz. Dil, iki tarafı keskin bıçak gibidir. İyiye kullanırsan iyi, kötüye kullanırsan kötü olur. Bir bıçak cerrahın elinde tedavi eder, caninin elinde öldürür.
3- Rıza dibeğine koyYüce yaratıcının rızası da gazabı da insanların söz ve davranışlarında gizlenmiştir. Bu noktada bize düşen görev güzel olanı söylemek, iyi işleri yapmaktır. Güzel sözün sadaka olduğunu vurgulayan bir dinin mensuplarıyız. Öyleyse birine iyilik yapın ve bunu da kimseye söylemeyin. Tanıyın ya da tanımayın, insanlarla karşılaştığınızda gözlerine bakın, "merhaba" deyin. Bu davranış hem sizi, hem de karşınızdakini mutlu edecektir. Unutmayalım insan sahip olduğu huylardan oluşur. Ama bunları yaparken riya-gösterişten uzak durmak gerekir.
4- Kanaat tokmağı ile dövKanaat payına razı olmak, "İnsanlarda olan onların olsun, Allah bana başkalarını verir" sabrını göstermektir. Yokluğa ve yoksulluğa dayanma gücüdür. Zorlukları olsa da kendi halinden memnun olduğunu fısıldayan bir erdem çağrısıdır. Kısaca tok gözlü olmaktır. Kanaat, bir lokma bir hırka anlayışı değildir. Dinimiz, hiç ölmeyecekmiş gibi dünya, yarın ölecekmiş gibi ahiret için çalışmayı emreder. Dolayısıyla bu günün müslümanı para ve bilgiyi elde etmek için çalışmalıdır, ama para asla putlaşmamalıdır. Para sevgisi ve hırsı bir insanın ruhunu kuşatırsa onu yok eder, bitirir.
5- Takva tenceresine koyTakva, "ittika"nın isim halidir. Allah’a karşı gelmekten sakınmak, dünya ve ahirette insana zarar verecek inanç, söz ve davranışlardan, her türlü günahtan sakınmaktır. Sahabenin büyüklerinden bir zata "takva" nedir diye sormuşlar. O da, "Siz hiç dikenli bir yolda yürümediniz mi?’ diye sormuş. "Yürüdük" diye cevap verilince, "Peki yürürken ne yaptınız?" demiş. "Elbisemiz dikenlere takılmasın, diken bize batmasın diye kontrollü yürüdük" denilince, sahabe, "Takva da öyledir. Haram, günaha düşmemek için dikkatli olmaktır" cevabını vermiş.
İbrahim ACAR
İzmir İl Müftusu