Güncelleme Tarihi:
Tedavisi sürerken bir yandan da raporlarını okula ulaştırmaya çalışan Yahyaoğlu, geçen yıl yaşamını yitirmeden kısa süre önce kendisine ulaşan yazıda, “mazeretsiz okula gelmediği” gerekçesiyle “müstafi” (istifa etmiş) sayıldığını öğrendi, maaşı ve sağlık güvencesinin kesilmesi gibi sorunlarla karşılaştı. Yahyaoğlu mahkemeye taşınan bu konuda verilen “yürütmeyi durdurma” kararını göremeden yaşama veda edince, kararı aileye avukatı Seyfettin Uzunçakmak iletti. O dönem Yahyaoğlu’nun görev yaptığı Yenice Meslek Yüksekokulu Müdürü Prof. Dr. Engin Erdoğan ile soruşturma yürütücüsü Yard. Doç. Dr. Mukaddes Çelik’in Çanakkale Ağır Ceza Mahkemesi’nde süren mobbing ve görevi kötüye kullanma davalarına bir de evrakta sahtecilik iddiası eklendi. Mahkemeye sunulan, Adli Tıp ve Grafoloji Uzmanı Dr. Sait Cayit Alkış tarafından düzenlenen raporda Yahyaoğlu’nun okula gelmediğine ilişkin hazırlanan 45 tutanaktan çoğunun aynı gün bilgisayardan çıkarıldığı belirlendi.
Bu dünya kimseye kalmaz
Oğlunun hasta yatağında, son günlerinde bu sıkıntılarla uğraşmak zorunda kalmasına isyan eden 32 yıllık hukukçu anne Günil Yahyaoğlu, şöyle dert yandı:
“Son derece ağır acı yaşıyorum. Bu dünya fani, kimseye kalmayacak. Bu insanların yaptıkları vicdansızlık. Vicdanları kanser olmuş. Diyorum ki yeter ki vicdanlar kanser olmasın. Ne elde ettiler benim çocuğumu hasta yatağında bu kadar üzmekle? Oğlum bana ‘Anne ne yapacağız bu nazarı?’ dedi. Demek ki çocuğuma korku vermişler. Kıskançlıkla, fesatlıkla ne elde ettiler? Bu hesapla onlar baş başa. Bunun ağırlığını nasıl taşıyacaklar?”
Sonuna kadar gideceğim
Oğlunun önce hastalığını kendisinden sakladığını belirten Yahyaoğlu, “Kızımla ikisi beni Amerika’ya gönderdiler. Sonra öğrendim. İşin boyutunu bilmezken mahkemeden vazgeçmesini söyledim. Meğer o kadar büyük zarar yapmışlar, çocuğumu o kadar yıkmışlar ki, ‘Hayır anne sonuna kadar’ dedi. Ben de şimdi sonuna kadar gideceğim. Hukuk vermezse ilahi adalet cezalarını verecektir. O hastalıkla içerde ders veren insana, dışarda tutanak tanzim et. Nasıl eğitimli bunlar? Benim ahım onlara hayrettirmeyecek” dedi.
Öte yandan Yenice Meslek Yüksekolu yetkilileri, Prof. Erdoğan’ın başka bir fakültede göreve başladığını ve yurtdışında olduğunu belirtirken, soruşturma yürütücüsü Çelik’in ise sağlık nedenlerinden dolayı uzun zamandır raporlu olduğu öğrenildi.
NELER OLMUŞTU?
Avukatı Seyfettin Uzunçakmak’ın yürüttüğü hukuk mücadelesi Güran Yahyaoğlu’na kemik iliği kanseri olmasıyla başladı. Yahyaoğlu’nun raporu okula gönderildi, ancak gelmediği yönünde tutanaklar tutuldu. Bu sırada mobbing gördüğünü iddia eden Yahyaoğlu hakkında okul yönetiminin “kamu görevinden çıkarma cezası” talebiyle YÖK Disiplin Kurulu’na başvurusu geri çevrildi. Kök hücre nakledilen Yahyaoğlu’nun avukatı Uzunçakmak, hastalıkla ilgili raporları her fırsatta okula gönderdiklerini kaydetti. Ancak Yahyaoğlu’nun, “mazeretsiz mesaiye gelmemeyi” gerekçe gösterilerek “müstafi” sayılması yönündeki öneriye Rektör Vekili Prof. Dr. Şükriye Aras Hisar’dan “olur” yanıtı geldi. Üniversite yönetimini kanser olduğuna inandırmak isterken maaşının kesildiğini de hastanede öğrenen Yahyaoğlu, mobbing yapıldığı gerekçesiyle 40 bin liralık manevi tazminat davası açıp suç duyurusunda bulundu. Danıştay 1. Dairesi bu işlemi iptal ederek idari personel için soruşturma kararı verdi ve dosyayı Yenice Sulh Ceza Mahkemesi’ne gönderdi. Ancak bu mahkeme “suç niteliğinin arttığı için bir üst mahkemeyi” işaret edince Erdoğan ile Çelik, Çanakkale Ağır Ceza Mahkemesi’nde “görevi kötüye kullanmak”tan yargılanmaya başladı.