Güncelleme Tarihi:
Rota: Çanakkale
Anadolu ve Avrupa’yı, Karadeniz ve Akdeniz’i birleştiren kent, tarihin en büyük ve kanlı savaşında karşı siperlerde yer alan düşman ulusları da dostlukta birleştirmiş.
AZEN olur. Bir ses, bir renk, bir koku, ya da o an ne olduğunu bilmediğiniz bir şey, size yıllar önce unuttuğunuzu sandığınız bazı kişileri veya olayları hatırlatır. O gün de öyle oldu. Keyifli bir yolculuk yapıyordum. Yanımda en sevdiğim çalışma arkadaşım Cesur Sert, otomobilimizin direksiyonunda hoş sohbet Ömercan Ağabey. Açık pencereden içeri sıcak hava esiyor. Güneşi engelleyen kedi şekilli güneşliklerin ardından hızla kayıp giden manzarayı izliyorum. Ve birden içimdeki ses o çok sevdiğim ve yıllardır unuttuğum türküyü söylemeye başlıyor;
‘‘Çanakkale içinde aynalı çarşı,
Ana ben gidiyom düşmana karşı’’
Burnuma, o yılların Güzel Sanatlar Fakültesi’nin bir türlü gideremediğimiz rutubet kokusu geliyor. Gözlerimin önünde, ortada elinde sazı Ömer Uğur ve çevresini sarmış bir ağızdan türkü söyleyen fakülte arkadaşlarım canlanıyor. İçimin titrediğini hissediyorum ve aralarında neşeyle sohbet eden yol arkadaşlarıma, ‘‘Haydi, Çanakkale’ye gidip, aynalı çarşıyı görelim’’ diyorum. Teklifim anında onaylanıyor, hızımızı biraz artırıp birbirimize Çanakkale anılarımızı anlatırken, bu haftaki rotamıza, kahramanlığın başkentine, vatanseverliğin hiç düşmeyen kalesine, Çanakkale’ye yaklaşıyoruz.
ÇANAKKALE'yi, binlerce cana mal olan, Türk’ün cesaretini ve yurtseverliğini dünyaya duyuran Çanakkale Savaşları ile hatırlarız, ama kentin tarihi çok daha eskilere dayanıyor. Erken bronz döneminden bu yana önemli bir yerleşim olan Çanakkale, Anadolu ile Avrupa, Akdeniz ile Karadeniz arasındaki bağlantıyı sağlayan coğrafi yapısı nedeniyle, topraklarında yaşayanlara ekonomik ve askeri ayrıcalık sağlamış. Kentin bu özelliği tarih içinde pek çok istilacı ulusun iştahını da kabartmış kuşkusuz. Kent, yağmalamak ya da yerleşmek için gelenlerin akınına uğramış. Sonuçta Çanakkale’ye bugün sahip olduğu çok renkli kültür mozaiği miras kalmış. Çanakkale’ye 30 kilometre uzaklıktaki Troya Antik Kenti, yörenin zengin kültür mirasının bir örneği sadece.
ÇANAKKALE, tarihin ilk sanatlarından biri sayılan çömlekçiliğin de yurdu aynı zamanda. Seramik yapmak için çok elverişli toprakları bu günde seramik sanayiinin gözbebeği. Kentin adının yüzyıllardır en mükemmel şekilde yapılan çanak çömlekten geldiği de söyleniyor, ama Fatih Sultan Mehmet’in boğazı kontrol etmek için en dar yerine karşılıklı yaptırdığı Kilitbahir ve (Kale-i Sultaniye) Çanak Kalesi’nden ismini aldığını söyleyenler daha fazla.
Ne yapılır?
ÇANAKKALE, tarihin en büyük savaşlarına ve ardından birbirine düşman iki ulusun inanılmaz dostluğuna şahitlik eden topraklara sahip. Özellikle gençlerin Çanakkale’yi ve Çanakkale Savaşlarının yaşandığı yerleri görmesi gerektiğine inanıyorum. Göz kamaştıran doğal güzelliğin arasında bir ulusun geleceğini kazanan kahramanların sonsuz uykularını uyuduğu bu yerler anlatılması güç duygular uyandırıyor. Biz rastlamadık, belki yapılıyordur, Çanakkale Savaşları’nın geçtiği yerler özel bir turla tarih sırasına göre gezdirilmeli bence. Bizim şansımız, biraz arayarak da olsa Salih Zeki Uluarslan’ın hazırladığı 'Çanakkale Savaşları ve Gezi Rehberi' kitabını bulmak oldu. Çanakkale Savaşları’nın geçtiği yerleri görmek için Avrupa yakasına geçmek ve Gelibolu Yarımadası Tarihi Milli Parkı gezmek gerek. Baştan söylemeliyim bu iş bir iki gününüzü ayırmanızı gerektirir. Görülecek gezilecek o kadar çok yer var ki burada tek tek anlatmak mümkün değil. Çanakkale Anıtının yanı sıra görülmesi gereken onlarca şehitlik var. Buralarda kendilerini vatanları için feda eden Türk gençleri ve bilmedikleri bir toprakta, belki de hiç anlamadıkları bir savaşta can veren binlerce genç koyun koyuna yatıyor. Kanlı savaşın geçtiği siperler, anıtlar sizi tarih derinliklerine sürüklüyor. Bigalı Köyü’ndeki şimdi müze olarak kullanılan Atatürk Evi’ni de görmelisiniz. Savaşın izlerinin hala yaşadığı Gelibolu’da Milli Park içindeki savaş alanlarını gezin derin. İsimsiz mezarları gezerken , kulaklarınıza top sesleri ve 'Allah allah' nidaları gelecek.
ÇANAKKALE, düzenli ve huzurlu bir kent. Bu özellikleriyle ideal bir tatil yeri. Bir kez serin, denizi ,güney denizleri gibi değil, canlılık ve hayat veriyor. Güzelyalı, İntepe gibi sayfiyelerinde uygun tatil olanakları bulmak mümkün. Medeniyetlerin kavşağında kurulu kentin içinde gezmek de ayrı keyif. Gerçi özlemle gittiğim aynalı çarşı da türkülerdeki büyüyü bulamadım ama hiç değilse girişteki büyük aynanın üzerinde sevdiğim türkünün metni yazılıydı. Çanakkale’nin simgelerinden bu çarşıyı, yani sıra halinde aynalı dükkanları 1889 yıllında İlya Hallio yaptırlmış. Kentin bir simgesi de dönemin İtalyan Konsolosu’nun 1897’de Ayvalık taşından yaptırdığı güzelim saat kulesi.
KENT merkezindeki arkeoloji müzesi yörenin tarihi zenginliğine ışık tutuyor. Boğaz Komutanlığı’nın sorumluğundaki Fatih Sultan Mehmet’in yaptırdığı Çimenlik Kalesi, Kum Kalesi, Nara Burnu’ndaki Nara Kalesi görülmesi gereken yerler. Çimenlik Kalesi’ni gezerken,bir gecede boğaza mayın döküp İngiliz Donanmasını şaşkına çeviren ünlü Nusret Mayın Gemisi’ni de görün. Çanakkale’nin kordonu yeniden düzenlenmiş ve hoş bir hal almış. Çok sayıda cafe ve çay bahçesinde güzel vakit geçirme olanağı var. Çanakkale Sağlık turizmi için de uygun bir yer. Özellikle ilçelerindeki şifalı kaplıcalar neredeyse her derde deva.
Ne yenir?
BALIĞI ünlü Çanakkale’de kıyı lokantalarında ağzınıza layık balık bulabilirsiniz. Gitmişken peynir helvasından da yiyin derim. Bu arada kentte her türlü damağa hitap eden restoran ve lokantalar var.
Nerede kalınır?
KIYIDA ve çevrede irili ufaklı oteller var. Turistik bölgelerde pansiyon da bulabilirsiniz.
Nasıl gidilir?
ÇANAKKALE, İzmir’e 331 kilometre uzaklıkta. İzmir garajından düzenli otobüs seferleri var.
Troya’ya zaman ayırın
İNTEPE’nin Tevkifiye Köyü yakınlarında Hisarlık’taki Troya Kenti’ne mutlak zaman ayırın. Belki bir gününüzü alacak bu gezide M.Ö. 3000 yılında başlayan, M.S. 400’e kadar uzanan yerleşimde ortaya çıkarılan kalıntıları görün. Bu güne kadar 9 kültür katı saptanan Troya dünyada eşi bulunmayan bir ören yeri.