Oluşturulma Tarihi: Aralık 05, 2007 00:00
Ortalık toz duman...Şunun şurasında seçimlere ne kaldı ki?Ama küfürleşmeler, kavgalar, sürtüşmeler...
Bunlara her gün bir yenisi ekleniyor CHP’de.
Ağızlardaki soru şu: "CHP ne yapıyor?"
Bir taraftan il ve ilçe yönetimleri görevden alınıyor, Partinin başında kimler var, il ve ilçe yöneticileri belli değil, delege seçimlerinde sahte üyelik iddiaları dolaşıyor...
Çok değil, temmuz seçimlerinin öncesini hatırlayın.
CHP’de her şey normaldi. Birçok kişi milletvekili olma yarışına girmiş, "İzmir’de 20 milletvekili çıkartacağız" söylemleri meydanlarda yankılanmıştı.
Ne oldu da bu hale geldi CHP?
Halktan kopuş. Şaibeli isimlerle siyaset yolculuğu. Gençliğin ve kadının sesine yeterince kulak verilmemesi...
Şimdi... Ankara’da en önemli gündem kurultay. Milletvekilleri arasında kulisler, küsenler, alınanlar arttı. Peki ya yerel platformda yaşananlar...
Bölünmeden bahsettik ya! Yereldeki bölünmeler ise daha da sert olmaya başladı. Eski yönetimlerin davaları, karşılıklı suçlamalar...
Partinin üst yönetiminde başlayan bölünme önce yerel yönetimlere sonra da örgüte kadar yansıdı...
Siyasette elbette farklı görüşler olacak, elbette farklı fikirler çıkacak, tartışılacak...
Ama olmadı, olmuyor... CHP’de yolunda gitmeyen bir şeyler var... Seçmen şaşkın ve kırgın.
Öncelikle CHP İzmir’deki kavganın bitmesini istiyor.
Küfürleşmelerin, koltuk hesaplarının, "geçmişi kirli eller"in partideki oyunlarının...
Bu konuda Deniz Baykal yeterince bilgilendiriliyor mu?
Sanmıyorum.
Birilerinin CHP’nin İzmir’deki en önemli kalesi ile ilgili Deniz Bey'e doğru bilgi vermesi gerekmez mi?
Akil birilerinin...
Yoksa CHP yerel seçime kadar bu çalkantılarla mı yol alacak?
Yorum sizin...
Sivil toplum uyuyor mu?
Herkes topu bize atıyor:
Yani basına... "Yazın bunları". Sayfalarca yazılıyor.
Hatta zaman zaman yazılanlara "ayıp" diye sansür bile uyguluyoruz.
Ama... Yazdıkça durulmuyor ortalık.
Her gün yeni bir sancı.
Kimileri ağzını bozuyor, kimileri "kargaşa ve spekülasyon" yaratıyor.
İkisi de aynı şey aslında.
Ama... Bu gelişmeler olurken, sivil toplum ne yapıyor? Çağdaş ülkelerde özellikle belirli kalite standartlarının yakalanması konusunda en önemli güç olan; "sivil toplum".
Onlar şimdilik seyirci.
Oysa ses vermeleri gerekmez mi?
Siyasete çirkin görüntü getirenleri kınamaları...
Genel merkezlerine, genel başkanlarına şikayet etmeleri...
Yoksa... Sivil toplumun üzerinde de bir ölü toprağı mı var?
Ne oluyor bize?
Cindoruk havası
DP’deki gelişmeleri sık sık size yansıtıyorum.
Ege’nin ve İzmir’in DP için önemi belli.
Ama ne yazık ki son yıllarda bu önemi ortaya koyan gelişmeler yok.
Son 10 yıldır özellikle İzmir’de DYP-DP çizgisi istenen gücü yakalayamadı. Son seçimlerde Burhan Özfatura - Işılay Saygın dopingi ile yakalanan oy oranı da ortada.
DP Lideri Ağar’ın son önerisi Cindoruk. Herkes, "Onun deneyimi DP’ye bir şeyler katar mı?" sorusuna yanıt arıyor.
Malum geçen hafta İzmir’de bir toplantı da düzenlendi. Net olarak söyleyeyim, beklenen coşku yok. Partililerin bir bölümünü; "Sıkıntıların bir bölümünde Cindoruk’un da payı yok mu? Partiyi bırakıp başka yere koşmaları sorun yaratmadı mı?" diye soruyor.
DYP’nin İzmir’deki ağır toplarından Yıldırım Ulupınar’ın sessizliği de manidar. Anlaşılan o ki, son gelişmelerden de bir umut yok!