Uzun tatil büyük zarar

Güncelleme Tarihi:

Uzun tatil büyük zarar
Oluşturulma Tarihi: Mart 01, 2000 00:00

Haberin Devamı

HER bayram öncesi işadamlarında sinirler gerilir, feryatlar yükselir: ‘Türkiye 9 gün tatil yapacak kadar zengin mi?'' Ama bu yılki takvime bakınca, geçen yıllar fazla gözüme batmıyor. Hafta ortasına denk gelen bayramda bir, en fazla 1,5 günlük birleştirmelerle ortaya çıkıyordu yıllık izin gibi tatiller. Bu yıl garibin ötesinde komik de. 2,5 gün kafadan izin. 2,5 günlük kayıp üretim. Gerekçe, enerji tasarrufu. Ve de iç turizm. Enflasyonu aşağı çekmek için ihtiyaç olansa üretim. Seç seçebilirsen.

ÖZEL sektörü kutluyoruz. Hükümete kızdı ve kararını baştan açıkladı, tatil matil yok. Fabrikalar çalışacak, dolayısıyla enerji tasarrufu beklentisi ortadan kalkacak. Esnaf ve hizmet sektörü zaten tatil tanımıyor. Geriye kaldı devlet memurları ve iç turizm. Yüzde 15 zamdan sonra bile ayın sadece ilk yarısında geçimine ancak yeten maaşıyla kaç memurun turistik yörelere gidip sektörü canlandıracağını açıkçası merak ediyoruz.

TÜRKİYE gariplikler ülkesi. Enflasyonu düşürmeye yönelik ciddi kararların uygulandığı bir ortamda, programı olumsuz etkileyecek ve üretimi düşürecek uygulamalardan kaçınmanın da kararlılığın bir gereği olması gerekmiyor mu? Zaten uzun bir tatili, özellikle de sürekli bir ‘‘gizli tatil'' yaşanan kamu kurumlarında daha da uzatmayı mantık kalıbına oturtabilmek mümkün değil. Bu, ne yazık ki hükümetin programına inancımızı sarsıyor.

ÖZETLE, başta İzmir Ticaret Odası Başkanı Ekrem Demirtaş olmak üzere İzmirli iş dünyası daha vakit varken hükümeti bu kararı yeniden gözden geçirmeye çağırıyor.

Sanayi fuarı yeniden

EGE Bölgesi Sanayi Odası'nın Atıl Akkan'ın ilk başkanlığı döneminde büyük çabalarla açtığı Sanayi Fuarı'na Kani Aydoğdu başkanlığındaki yönetim döneminde iki yıl ara verildi. İlk yıl katılımın azlığı gerekçe gösterildi. İkinci yılın bütçe meclisinde ‘‘seneye mutlaka'' denildi, yine yapılmadı.

ATIL Akkan'ın ikinci kez başkanlık koltuğuna oturur oturmaz ilk işi Sanayi Fuarı'na start vermek oldu. Yıl sonuna doğru açılması planlanan fuar için şimdiden hazırlıklar başladı, masalar oluşturuldu. Katılımın azlığı çokluğu önemli değil. ‘‘Her şartta yapılmalıydı'' diyerek geçmiş yönetimi eleştiren Akkan, 100 firma da olsa fuarın kesinlikle açılacağının altını çiziyor. Gerekçesi de haksız değil. ‘‘Bu fuarın amacı para kazanmak veya büyük bağlantılar yapmak değil, Ege sanayinin ne durumda olduğunu göstermek'' diyor.

HAZIRLIKLAR ise bu kadar mütevazi değil. Görünen o ki, İzmir 2000 yılı Kasım'ında görkemli bir Ege Sanayi Fuarı'na yeniden ‘‘merhaba'' diyecek.

İncir desteği

İZMİR, aylardır inanç turizmiyle yatıp kalkıyor. Afişler, broşürler, tanıtım kitapları, gönüllü turizm elçileri derken ilk kafileler gelmeye başladı bile. TARİŞ'in de bu çabaya ciddi katkısı var. Asırlardır birçok kültür ve dinde sembol olarak kullanılan kuru inciri, inanç turizmi kampanyasında kullanmak için kolları sıvayan TARİŞ, 2000 için yaptığı özel üretimi üç dinin buluştuğu Efes'te satmaya hazırlanıyor.

NEDİR inciri farklı kılan derseniz; Eski Yunan ve Mısır uygarlıklarında verimlilik sembolü ve daha temiz bir ahlakın göstericisi olarak kabul edilmesi denilebilir. Musevilerin Fısıh Bayramı kutlamalarında geleneksel yiyecek olarak kullanılan incir, İncil'de cennetin bahçelerinde bir ağaç ve kutsal meyve olarak tanımlanıyor. Kuran'da Hazreti Muhammed, eğer seçme hakkı olsa cennete götüreceği ağacın incir ağacı olacağını belirtiyor. Dolayısıyla kuru incirin dinsel, tarihsel önemi, kullanım alanları, insan sağlığı ve beslenmedeki rolü ile yararlarının tanıtılması misyonunu üstlenmek de TARİŞ'e düşüyor.

ÖZEL dizayn ve paketlerle üretilen incirler Selçuk'ta Meryemana yolunda Efes harabelerinin alt kapısında bir standda, ‘‘TARİŞ 2000 incir ve zeytinyağı'' adı altında satılacak. Stand satışından artacak 2000 yılı Meryemana figürlü zeytinyağı ve incirleri Avrupa'ya ihraç edilecek. Gelecek turistleri bilmem, ama bu amaçla hazırlanan özel kutulu incirleri ben çok beğendim.

Ayakkabıda EGS modeli

GİYİM sanayicilerini kısa bir zaman diliminde liderliğe taşıyan çok ortaklı şirketler Ege'de tuttu. Otomotiv yan sanayinden deriye tüm sektörlerin birer birer güçbirliği oluşturması, İzmir'in ülke ölçeğindeki farklılığını ortaya koyuyor.

SON olarak ayakkabıcılar da güçlerini birleştirmek için kolları sıvadı. İç piyasa durgun, kapasiteler minimumda kullanılıyor, üreticiler küçük. Ayakta kalmanın tek yolu dışa açılmak olduğuna göre amaç da ihracatı artırmak. Dış ticaret şirketi kurarak, küçük ölçekli imalathanelerde üretilen ayakkabıları tek merkezden dış pazarlara gönderecekler. Hedefleri ise bu sektörde lider olarak kabul edilen İtalya'ya Türk ürünü satabilmek. Hedefi büyük koyunca başarı kaçınılmaz. Bir elin nesi, iki elin sesi atasözünün doğruluğunu, EGS yıllar önce kanıtladı.

ANCAK ayakkabı sektörü için en az ihracat kadar önemli bir sorun daha var. İrili ufaklı yüzlerce atölye ne yazık ki hala Maliye'ye kayıtlı değil. Vergi ödemiyor, sigortasız işçi çalıştırıyor. Sektörün önce kendisini yasallaştırması gerekiyor. İhracat nasıl olsa yapılır.

GÜNÜN SÖZÜ

HAYAT ACIMASIZLIKLARLA DOLUDUR VE CEZASI DA ÇOK AĞIRDIR

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!