Uluslararası kalite modacısı

Modaya nasıl başladınız?Çocukken bebeklerime, astarlarına kadar en ince ayrıntılarıyla, kıyafetler dikerdim. Cumhuriyet Kız Meslek Lisesi’ni birincilikle bitirdim. Sonra İktisat Fakültesi’nde okudum. Üniversitedeyken Alsancak’ta bir modaevi açtık.Hep haute couture, abiye kıyafetler üzerine mi çalıştınız?4 yıl önceye kadar evet. 10 yıldır birlikte çalıştığım eşimle yurtdışına açılmaya karar verdik. Düsseldorf CPD Fuarı’nda standımızı açtık ve çok ilgi gördük. Bu ilk fuarda "Kalite Ödülü" aldık. Hangi ülkelere ihracat yapıyorsunuz?Zeynep Acar’ı söylemek zor olduğu için markamız Modelli. Bu markamızla Yunanistan, İspanya, Fransa, İsviçre, İsveç ve İtalya gibi ülkelere bile kıyafet satıyoruz. İhraç ettiklerimiz hep abiye, ama bisküvi tonlarındakiler gelinlik olarak da kullanılıyor. Avrupalılar biraz daha minimalist gelinlikler tercih ediyor, bizde ise daha gösterişli.Kimse fasonumuz olur musunuz demiyorHaute couture seri üretip ihraç ediyorsunuz. Bu pek denenmedi galiba.Tekstil Türkiye’nin en önemli sektörlerinden. Hammadde zenginiyiz. Pamuk, keten, ipek çok rahat bulunuyor. Önemli olan hedef kitleye uygun üretim. Biz yurtdışında başardık, zevklerine uygun çizgi yakaladık. Kimse bize, "Fasonumuz olur musunuz" demiyor. "Şu modelden, şu kadar istiyoruz" diyor.ISO 9001 Kalite Belgeli modaeviSize göre başarınızın kaynağı nedir?

<ımg>Felsefem, çizgimi değiştirmeden daha iyi, derinlemesine yapmak. Özensizliğe kalitesizliğe tahammül yok. Bu yüzden ISO 9001 Kalite Belgesi aldık. Bir modacının kalite belgesi aldığını ilk defa duyuyorum.Bu belge bazı sektörlerde zorunlu. Biz tamamen kendi isteğimizle, kendimizi geliştirmek, güvenimizi ispat etmek adına böyle çalışmaya girdik. Ne kadar ciddi olduğunu girdikten sonra anladık. Bizden başka modaevi olarak ISO 9001:2000 belgesini alan olduğunu ben de duymadım açıkçası.Sezen Aksu içimdeki birikimi açığa çıkardı"Sezen Aksu’nun modacısı" olarak duyuldunuz, sizin için ne ifade ediyor?Meslek hayatımın en önemli mihenk taşı Sezen Aksu. Kendisinin hayranıydım ama tanıyınca saygım ve sevgim daha da arttı. Kişiliği, alçakgönüllüğü, misafirperverliğiyle benim için örnek alınacak dört dörtlük bir insan. Sizi nasıl bulmuş?Birkaç yere "İzmir’de elbise diktirmek istiyorum, nereye gidelim" diye sormuş, bizim ismimiz verilmiş. Habersiz geldi. Öyle bir elektrik yakaladık ki, gittiği yerde 20 dakika kalırmış, biz 8 saat çalıştık. Sanat yönü çok baskın; sanat tarihi var, çizim var. Sadece bir sahne kıyafeti değil, sanatsal öğeler içeren, felsefesi olan kıyafetler istiyor. Böyle çalışmalarım ve altyapım olduğu için hemen anlaştık. Hatta ben bu konudaki bilgimi dışa vurabildiğim için çok mutlu oldum. Bu yıl Sezen Aksu’nun kreasyonlarında neler göreceğiz?Ege’den etnik figürler istiyor. Sezen Aksu’nun yeni kreasyonlarını Ege motifleriyle tasarlayacağız. Geçen yıl Helenistik kıyafetler, himasyonlar yapmıştık. Bu sene iğne oyaları olacak. Biz ona birkaç alternatif hazırlıyoruz, o konsere çıkacağı an seçiyor.İstanbul yok ama Amerika varİstanbul’a gitmeyi düşünmediniz mi hiç?Beş yıl önce eşimle "Ya İstanbul ya da yurtdışı" dedik. Şu anda Avrupa’ya zor yetişiyoruz. O yüzden İstanbul ya da iç pazar düşünmüyorum. 2007’de New York Fuarı’na da katılacağız. O zaman Amerika da olacak.Son dönem modasından bahsedelim mi biraz?Moda aslında hep tekrarlardan oluşan bir şey. Bu yıl kadının silüeti çok değişti. Benim tarzım, omuzdan bele doğru tüm kadınsı hatları gösteren, eteklerde hareketlenen bir çizgi. Ama bu yıl kollar kabardı, hafif vatkalar döndü, dar paça veya basenden hareketlenen etekler var. 2000’den sonra özgürlük akımı hakim. İzmirli kadınlar moda alanında bilinçli mi?İzmirli kadınlar hem çok güzel hem de modayı yakından takip ediyor. Ne istediklerini biliyor. İspanya’da bazı firmalardaki müşteri grubumla buradaki müşteri grubum arasında hiç fark yok.

<ımg>