Güncelleme Tarihi:
26 Nisan Dünya Fikri Mülkiyet Günü nedeniyle açıklama yapan Yorgancılar ülke ekonomisinin büyümesine yeniden ivme kazandırmak için sanayi ve üretime odaklanılması gerektiğini belirtti. Yorgancılar, "Ekonomimizi büyütmek, daha fazla istihdam yaratmak, işsizliği azaltmak, milli gelirimizi ve ihracatımızı artırmak istiyorsak, fikri ve sınaî mülkiyet hakları konusunda daha kararlı adımlar atmalıyız. Ticari marka ile fikri ve sınaî mülkiyet haklarının yeterli ölçüde korunmadığı ülkelerin, yatırım çekme gücü zayıflar. Türkiye'nin istikrarlı büyümesi için yatırıma ihtiyacı var" dedi.
Yapılan araştırmaların bir ülkenin fikri mülkiyet hakları endeksinde kaydedeceği her artışın, uluslararası yatırım girişini artırdığını ve yatırımın üretim sektörüne yönelme ihtimalini yüzde 57 oranında yükselttiğine dikkat çeken Yorgancılar, Türkiye'nin doğrudan yatırımları teşvik etmesi gerektiğini belirtti. Yorgancılar şunları söyledi, "Türkiye fikri ve sınaî mülkiyet hakları konusunda önemli iyileştirmeler gerçekleştirdi. Ancak, içinde bulunduğumuz küresel rekabet sürecinde bu adımlar yetersiz kalmaktadır. Atılan adımların daha fazla güçlendirilmesine ihtiyacımız var. Çözmemiz gereken sorunların başında yasa dışı ürün ticareti bulunuyor. Birçok sektörümüzde sıkıntı yaratan düzenlemeler, ticari marka hakları ile fikri ve sınaî mülkiyet hakları konusunda çekincesi olan yabancı yatırımın, ülkemizden uzaklaşmasını hızlandırır. Kuşkusuz, kaçak ve sahte ürünlerin yoğunluğu, yabancı sermayenin yatırım şevkini de kırmaktadır. Fikri ve mülkiyet haklarının zayıf olduğu ülkelerde, yabancı yatırımcı teknolojisinin çalınma ve kopyalanma riskini dikkate alarak yatırım yapma noktasında iki kere düşünür. O nedenle, yasa dışı ürünlerle mücadeleyi her alanda etkin şekilde yürüterek, bu sorunu çözmek zorundayız. Yasa dışı ürün nedeniyle devlet her yıl milyarlarca lira vergi kaybederken, yabancı sermaye yatırımları da olumsuz etkilenmektedir. Bu da, başta sanayiciler olmak üzere çalışanlar, esnaf ve tüketici üzerinde bir zincirleme zarara sebep olmaktadır. Türkiye'nin bu alandaki adımlarını çok boyutlu düşünerek atması gerektiğinin altını bir kez daha çizmek isterim."