Güncelleme Tarihi:
Bir süredir zeytin sektörünün gündemini meşgul eden ‘ucuz zeytinyağı’ söylemine yeni bir açılım geldi. Akhisar’da bu yıl 4’üncüsü düzenlenen ‘Akhisar Zeytin Hasat Şenliği’nde ucuz zeytinyağı yemenin formülü beli oldu. Zeytinyağı satışının yaklaşık yüzde 60’nın market kanalıyla yapıldığı sektörde, daha makul fiyata zeytinyağı tüketmenin ‘Hipermarket Yasası’nın çıkmasıyla gerçekleşeceği görüşü hakim.
Ballıca Beldesi’nde, zeytin üreticilerinin de katıldığı söyleşide, Ak Parti Manisa Milletvekili Uğur Aydemir’in de yer alması üzerine sektör temsilcileri hükümetten beklentilerini aktardılar.
Ege Zeytin ve Zeytinyağı İhracatçıları Birliği Başkanı Ali Nedim Güreli, en büyük beklentilerinin prim pastasından zeytinciliğin daha fazla pay alması olduğunu belirtti. Gürel, “Bir diğer beklentimiz ise ‘Hipermarket Yasası’nın çıkarılması. Bunu neden istiyoruz? Çünkü, bugün zeytinyağının yüzde 60 ya da 70’i market kanalıyla satılıyor. Dolayısıyla tarladan çıkıp, markete giden üründe ciddi fiyat farkı var. Artık bakkal zeytinyağı satmıyor. Küçük üreticinin marketlere girmesi çok zor. 3-4 kat fiyat farkı var. Dolayısıyla, tüketicinin daha makul fiyatta ürün alması ‘Hipermarket Yasası’na bağlı.Bu, sektöre ciddi bir hizmet olur. Mevcut hükümetin bunu hayata geçirecek gücü var” diye konuştu.
PR’ı da yapılacak
Zeytinyağının PR’ı olmayan bir ürün olduğuna dikkat çeken Güreli, sözlerine şöyle devam etti; “Bu alanda Sabancı, Koç gibi büyük firmaların yatırım olsaydı PR’ı da, devlet desteği de daha yüksek olurdu. Son dikilen ağaçlarla büyüyen sektör cirosuyla TİM’in yapmak istediği, zeytinyağının PR’ını artırmak. Çok varlıklı aileler de zeytin ağacı diktiler. Türkiye’nin en güçlü sermaye grupları. Bir ay sonra panel yapacağız. Daha güçlü sermayeli grupları buraya çekeceğiz.”
DİR istemiyoruz
Yıllarca Dahilide İşleme Rejimi (DİR) istediklerini belirten Güreli, “Şu anda istemiyoruz. Çünkü Türkiye’de yağ ispanya’dan daha ucuz. DİR marka yaratmak için bir emniyet simididir. Türkiye marka yaratamadığı için sadece büyük markaların tedarikçisi olacağız. Biz marka yaratamadık, yaratamayacağız. Marka yaratan ülke ne kadar teşvik veriyorsa belli bir süre aynısını verirsiniz. Türkiye kendi ürettiklerine sahip çıkmazsa sadece büyük firmaların tedarikçisi olur” dedi.
Fiyat tatmin etmiyor
Akhisar Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Başkanı Emin Demirci de çiftçi, işletmeci ve ihracatçı kimlikleriyle masada yer aldığını söyleyerek, “Türk zeytin sektörünün sürdürülebilirliği konusunda en büyük endişemiz çiftçinin para kazanamaması. Uluslararası şartlardan dolayı zeytin ve zeytinyağının fiyatını istediğimiz gibi tespit edemiyoruz. Uslu zeytinin fiyatı ortalaması 85 kuruş. Bu çiftçiyi hiçbir zaman tatmin etmiyor. Buna karşı ne yapmalıyız? Çiftçi olarak girdileri azaltmak, hasat maliyetini düşürmemiz lazım. Nasıl düşecek? Pullukla değil daha az mazot harcayan bir sisteme geçmemiz lazım. Budamayı klasik değil havalı testerelerle yapmak gerekiyor. Bunu yaptıktan sonra da devletten destek bekliyoruz. Rakiplerimizin aldığı destekler ortada” diye konuştu.
ÇİN MALI SANIYORLAR
Maliyeti düşürücü unsurlardan birinin de makineli hasattan geçtiğini ifade eden Demirci, burada da ithal ürünlerin ağırlığının olduğunu, ama fiyatın yüksekliğinden yakındı. Demirci, bu makinelerin artık Türkiye’de de üretilmesi gerektiğini kaydetti. Demirci, “İsmini vermeyeceğim bir arkadaşım, hasat makinesi yaptı. Avrupa’da bu ürünün fiyatının, 6 bin 950 Euro, kendi ürettiğinin ise 690 lira olduğunu söyledi. Fiyatı düşük olunca üreticinin bunu, ‘Çin malı’ sandığını aktardı” dedi.
RUSYA PAZARI
Bölgeye özgü zeytinlerden usluda yaşanan pazar kaybıyla ilgili araştırma yaptıklarını, karşılarına en büyük pazar olarak Rusya’nın çıktığını dile getiren Demirci, “Rusya, Bağımsız Devletler Topluluğu ile birlikte toplam 200 bin ton zeytin tüketiyor. Burada yerimizi almamız gerekiyor. Şu anda Türkiye’de Rusya’ya giden zeytin, sadece oradaki Türk şantiyelerine gidiyor. Marketlerde yok. Nedeni Avrupa’daki veya Rusya’daki aile toplulukları küçük olmasından kaynaklı, küçük ambalajlarda zeytin alıyorlar. Bizde, bu kutuların maliyeti Avrupa’ya göre daha pahalı. Bu ihracatımızı engelliyor. Bunun için bir kolaylık sağlanması, Rusya’da bir pazar elde edilebilir. Buralarda İspanyolların pazar hakimiyeti nedeniyle kendi markanızla da yer almanız çok zor. Dolayısıyla, private label üretime destek verilmesi gerekiyor” ifadesini kullandı.