Oluşturulma Tarihi: Mayıs 05, 2007 21:54
Bugün konuğum İzmir Uluslararası Kadınlar Derneği Başkanı Anneke Tataş. Hollanda’da kültürlerarası iletişim eğitimi gören Tataş, ne tesadüftür ki kendi kültüründen çok farklı biriyle evlenmiş ve İzmir’e yerleşmiş.
İzmir Uluslararası Kadınlar Derneği nasıl kuruldu?- Burada yaşayan yabancı kadınların buluştuğu bir grup olarak kurulmuş. Ben grupla tanışmadan önce hep Hollanda’ya dönmek istiyordum. Ama gördüm ki, aynı zorlukları çeken kadınlar var. Birbirimize destek olduk. Hayatım değişti.
Amaç İzmir’deki yabancı kadınların birbirine destek olması mı?- İlk amaç bu. İkincisi Türkler ve yabancılar arasında köprü kurulmasını sağlamak; üçüncüsü ise İzmir’de gönüllü etkinliklerde bulunmak.
Bugüne kadar neler yaptınız? <ımg>ımg>- Çiğli’deki Vasfiye Orhan Akyıldız Zihinsel Özürlüler Okulu’na öğrencilerin gözlemlenebileceği kamera sistemi kuruldu. Ege Üniversitesi Hastanesi Çocuk Bölümü’nün yeni binasının duvarlarını boyadık. Seniye Hasan Saray İlköğretim Okulu, Aşık Veysel Körler Okulu’na da yardım ettik. Basın Sitesi Huzurevi’ne malzeme toplamaya çalışıyoruz.
Derneğin kaç üyesi var?- 21 farklı milliyetten 80 üyemiz var. Dünyada her büyük şehirde bu dernek var. Amaç aynı. Bazılarında sadece o ülkedeki yabancılar kabul ediliyor. Ama bizde yüzde 30’la sınırlı kalmak kaydıyla Türkler de var.
ATATÜRK’Ü BURADA DUYDUMTürkiye’ye gelme sebebiniz neydi?- 9 yıl önce Özdere’ye tatile geldim. Bir Türk acentesi Özdere’de bir otel tavsiye etti. Otelin sahibine yani eşime aşık oldum ve kaldım.
Hollanda’da ne iş yapıyordunuz?- İletişim danışmanıydım. Büyük şirketlerin tanıtım, grafik, reklam danışmanıydım.
İzmir’de ne gibi zorluklar yaşadınız?- Dil problemi ve alışveriş çok zordu. Aynı şeylere ilgili arkadaş bulamadım. Beni çok çağırdılar, oturmaya, çaya. Ama bizde yok, alışkın değilim. Sıkılıyordum.
Şu anda zorluklar var mı?-
Trafik ve bürokrasi dışında pek bir şey yok. Avrupa’da Türklere pek olumlu bakmıyorlar. Orada kapalı kadınları görüp burada da öyle sanıyorlar. Atatürk’ü burada duydum. Kısa zamanda neler başardığını öğrendim. Laik olduğunuzu bilmiyordum. Çoğu Avrupalı bilmiyor.
Kendimizi doğru anlatmak önemli- Türkiye Avrupa için çok önemli, ama tanınmıyor. Otele gelen her yabancıya Türkiye’yi anlatmaya çalışıyorum. Bir kişinin düşüncesini değiştirmek birçok kişiyi etkileyecektir.
TÜRKİYE GURUR DUYULACAK BİR ÜLKETürkiye size ne ifade ediyor? - Türkiye gurur duyulacak bir ülke. Fakat gençler hep Avrupa’ya, Amerika’ya gitmek istiyor. Bence gitmesinler. Burada çalışmak isteyene şans var. Hollanda’yı da seviyorum. Ama ben ülke sevgisini Türkiye’de gördüm, öğrendim.
Tanıtım için neler yapılmalı ?- Bence en büyük görev siyasetçilere düşüyor. Türkler, farklı kültürle karşılaşınca önce ortak konulara, sonra farklara bakıyor. Avrupalı önce farklara bakar. Türkler’in yaptığı daha doğru. Çünkü aslında aynıyız. Bunu gösterebilirsek köprü kurmak kolay olur.
Kültür şoku yaşadınız mı?- Kültürlerarası iletişim okuduğum için farklı kültürlere ilgim vardı. Her kültürün bir değeri vardır. İnsanlar iyi veya kötü olabilir, ama hiçbir din, dil, ırk diğerinden üstün değil. İnsanları tanımak gerek. Birisi hakkında karar vermeden önce, aklında ne olduğunu anlamak çok önemli.
HOLLANDA’DA BÖYLE DEĞİLEn olumlu bulduğunuz yönlerimiz neler?- İnsan sıcaklığı. İnsanlar çok yardımcı, bir şey istemiyorlar. Başlangıçta benden ne istiyor diyordum. Ama anladım ki, Türkler çok yardımsever. Hatta neden bu kadar yardım ediyorsunuz deyince, ’Biz de Hollanda’ya gitsek onlar da yapmaz mı’ diyorlar. O zaman, ’Aman gitmeyin, böyle bir şey yok’ diyorum.
ANNE BABAMA BAKACAĞIMTüm bu farklılıklar sizi nasıl etkiledi?- Mesela biz anne-babamız yaşlanınca huzurevine göndeririz. Ama ben artık bakacağım yaşlandıklarında. Çünkü burada öyle gördüm, doğru olan bu. Kayınvalidemden aile sıcaklığı gördüm ki, vazgeçemem. Öyle ısındım ki, o sıcaklıktan artık ben de başkalarına verebilirim. Daha önce aile ilişkilerinin baskıyla, zorla olduğunu sanıyorduk. Fakat herkes içinden gelerek yapıyor.
ŞAŞIRTAN GELENEKSizi en çok şaşırtan geleneğimiz hangisi oldu?- El öpücük.
El öpmeyi kastediyorsunuz herhalde.- Hah, el öpme. İlk geldiğim zaman bir teyze elimi ağzına gönderdi. Ne yapacağımı bilemedim. Bir de kayınvalidem şaşırttı. Tanıştığımız an bana "seni seviyorum" dedi. Çok şaşırdım.
Neden?Benim annem bile bana bunu pek söylemez. Seni seviyorum, yaptıklarını beğeniyorum gibi şeyler bizde, özellikle şımarmayalım diye fazla söylenmez. Kayınvalidem böyle yaklaşınca hemen Türkçe öğrenip kalmaya karar verdim.