Tolstoy büyük büyük dedem ama, bir kitabını okudum

Güncelleme Tarihi:

Tolstoy büyük büyük dedem ama, bir kitabını okudum
Oluşturulma Tarihi: Şubat 17, 2008 00:00

TOLSTOY soyadı, Anna Karenina, Savaş ve Barış gibi çok önemli kitapların yazarı Rus edebiyatçı Leo Tolstoy’u hatırlatır. Oysa onun beşinci kuşak torunu olan ve ülkesi İsveç’te 'Cazın Prensesi' olarak anılan Viktorya Tolstoy, soyadını müzikte başarıyla temsil ediyor. 19 yaşında başladığı müzik kariyerinin 15'inci yılında 7'nci albümü çıkan Tolstoy, Avrupalı cazseverlerin en sevdiği sanatçılar arasında. Geçen hafta İzmir Filarmoni Derneği’nin düzenlediği JTI Jazz Festivali’nde konser veren Tolstoy bu haftaki konuğum.

Daha önce çeşitli zamanlarda geldiğiniz Türkiye size ne ifade ediyor?

ÆTürkler’in harika seyirciler olduğunu düşünüyorum. Yemekleri çok seviyorum. Ülkenizin güzelliği büyülüyor. Her seferinde tekrar gelmeye can atıyorum. Türkiye’den teklif alınca hemen kabul ediyorum. Çünkü çok güzel anılarım var.

Æİzmir’e kaçıncı gelişiniz?

ÆBirkaç yıl önce bir konser daha vermiştim. Güzel anılarım vardı. Bu kez de biraz sokaklarda dolaştım. Kordon ve Pier’e gittim. Çok güzel bir şehir.


SOYADI BAZEN AVANTAJ BAZENSE DEZAVANTAJ OLDU

Æ Leo Tolstoy’un soyadını taşımak size avantaj mı sağladı, dezavantaj mı?

Æ Her ikisi de. Soyadım insanların beni daha kolay tanımasını, hatırlamasını sağladı. Ama bazen sadece soyadıma odaklanıp müziğimle daha az ilgilenmelerine sebep oldu. Ben soyadımla gurur duyuyorum. Böyle bir yazarın torunu olmak bir ayrıcalık.

Æ Büyük başarı kazanan albümlerinizden birinin adı Beyaz Rus’tu. Bir diğeri ise İsveçli Kalbim. Kendinizi Rus mu hissediyorsunuz, İsveçli mi?

Æ Ben İsveç’te doğdum. Tamamen İsveçli hissediyorum. Zaten hiç Rusça da bilmiyorum. Beyaz Rus ismi en başta aklımıza gelen çılgınca bir fikirdi. Adımı, nereden geldiğimi vurguluyordu yani aslında yine beni anlatıyordu.

İSKANDİNAVLAR SADECE CAZDA DEĞİL MÜZİĞİN HER TÜRÜNDE BAŞARILI

Æ İsveç’te size Cazın Prensesi diyorlarmış.

Æ Biri bana bu ismi taktı, öyle kaldı. Hoşuma gitmiyor diyemem.

Æ Amerika’da caz ve blues müziği Afro-Amerikalılar’ın daha başarıyla söylediği biliniyor. Caz söyleyen beyaz tenli bir sarışın daha çok mu ilgi çekiyor?

Æ Aslında değil. Çünkü artık Avrupa’da birçok beyaz kadın çok güzel caz söylüyor. Hepsi de birbirinden başarılı. Özellikle İskandinavyalılar.

Æ İskandinavyalılar’ın cazda bu kadar başarılı olmasının sebebi ne sizce?

Æ Açıkçası bilmiyorum. Ama şu var ki, sadece caz müziğinde değil diğer türlerde de başarılıyız. Pop müzikte Roxette, Cardigans, Abba güzel örnekler. İskandinavya caz müziği için çok iyi bir pazar, çünkü çok seviliyor.

TÜRKÇE iLGiNÇ GELiYOR DiNLEMEYi SEViYORUM

Æ Son albümünüz Pictures of Me(Benden Resimler)de kendinizi nasıl resimliyorsunuz?

Æ Bu albümde Peter Gabriel, Seal, Dan Morrison gibi sevdiğim müzisyenlerin şarkılarını ve çok değerli müzisyenlerin benim için yazdığı şarkıları seslendirdim.Bir bakıma gerçekten de beni ve benden resimleri sunuyorum.

Æ Müzik kariyerinizde ulaşmak istediğiniz bir amacınız var mı?

Æ Belli bir amacım yok açıkçası. Hayatım boyunca şarkı söyleyebilmeyi istiyorum. Turnelerimle daha çok insana ulaşmak istiyorum. Mesela Amerika’da hiç konser vermedim. Bu harika olurdu.

Æ Türk şarkıları ve sanatçıları hakkında ne düşünüyorsunu?

Æ Sanatçılarınızı tanımıyorum ama Türk müziklerini duyduğum kadarıyla çok seviyorum. Ama daha önemlisi dilinizin tonlaması, iniş çıkışlı konuşmalarınız ve Türkçe şarkılarınızı dinlemeyi seviyorum.

HİÇ MÜZİK EĞİTİMİ ALMADIM AMA EVİMİZ OKUL GİBİYDİ

Æ Müziğe çok küçükten itibaren meraklıymışsınız, cazı seçmenizin nedeni ne?

Æ Babam caz müzisyeniydi. Hep caz dinleyerek büyüdüm. Cazı seçmem bunun doğal sonucu oldu sanırım. İlk albümümdeki 4 şarkımın sözlerini babam yazmıştı.

Æ Hiç müzik eğitimi almamışsınız?

Æ Evet almadım. Ama babamın müzisyen olmasıyla evimiz müzik okulu gibiydi.

Æ Müziğinizi nasıl tanımlıyorsunuz?

Æ Müziğime saf caz diyemem. İçerisinde kimi zaman pop, soul, blues renkleri bulabilirsiniz. Hoşlandığım her müzikten izler var.

RUSYA’DA ÇOK İLGİ GÖRDÜM

Æ Aileniz nasıl göç etmiş İsveç’e?

Æ Leo Tolstoy’un oğullarından biri 1800’lerin sonunda Rusya’dan ayrılmış. İsveçli bir kıza aşık olup peşinden gelmiş. Sonra da onunla evlenmiş. Ve ondan dört kuşak sonra biz de İsveç’teyiz.

Æ Rusya’ya gittiniz mi?

- Evet orada konserler verdim.

Æ Atalarınızı ve akrabalarınızı araştırdınız mı?

Æ Leo Tolstoy’un evine gittim. Orası şimdi müze. Beni harikulade karşıladılar. Anı defterini imzalattılar. Evin diğer ziyaretçilere açmadıkları bölümlerini gezdirdiler. Onun bazı özel eşyalarını gösterdiler. Orada bulunmak güzeldi.

SAVAŞ VE BARIŞ ASLINDA TOLSTOY’UN KARISININ ESERİ

Æ Büyük büyük babanız Leo Tolstoy’un kitaplarını okuyor musunuz?

Æ Şu ana kadar sadece Anna Karenina’yı okudum. Orkestramdaki arkadaşlarımdan biri de Savaş ve Barış’ı okuyordu. Ben henüz okumadım belki daha sonra.

Æ Savaş ve Barış’ın büyük büyük babanız Leo Tolstoy tarafından değil, aslında karısı tarafından yazıldığını söylemişsiniz?

Æ Evet. Daha doğrusu karısı kitap yazıldıktan sonra üç - dört defa baştan sona yeniden elden geçirmiş ve bazı şeyleri yeni baştan yazarak düzeltmiş. Bu sır da şimdiye kadar hiç günışığına çıkmamış.

Æ Size kim söyledi?

Æ Annem söylemişti. Bir aile sırrı yani.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!