Güncelleme Tarihi:
Hastanelerdeki laboratuvarları küçük çiplere sığdıran 'minyatür laboratuvar' çalışmalarıyla tüm gözlerin üzerine çevrildiği Nobel ödüllü Prof. Dr. Emil Palacek, Prof. Dr. Joseph Wang ve Prof. Dr. Mehmet Dökmeci'nin aralarında yer aldığı kongrede ABD, Almanya, Çek Cumhuriyeti, Fas, İsveç ve Türkiye'den 28 konuşmacı katılacak. Yurtiçinden ve yurtdışından çok sayıda araştırmacı ile öğrenci de dinleyici olarak bulunacak.
Kongrenin başkanlığını yürüten Gediz Üniversitesi Biyomedikal Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Mehmet Emin Şengün Özsöz, biyosensörlerin tıbbi tahlillerin hastaneye ve bir uzmana bağlı kalmadan kolayca yapılmasını sağladığını ifade etti. Ülkemizde biyosönser çalışmalarına araştırma ekibi ve öğrencileriyle öncülük eden TÜBİTAK Bilim Ödülü sahibi Prof. Dr. Özsöz, şu an yaygın olarak kan şekeri ölçümünde kullanıldığını dile getirdi, "Diyabet hastaları bu sensörler yardımıyla kanlarındaki şeker oranını evlerinde ölçümleyebiliyor. Biyosensörler sayesinde sağlığımızı kendimiz düzenli olarak kontrol edip, başta kanser olmak üzere pek çok ölümcül hastalığı erken teşhis ve tedavi edebileceğiz. Ayrıca hastalıkların yerinde iyileşmesini sağlayacak akıllı ilaç olarak da kullanabileceğiz. Bu akıllı ilaçlar özellikle kanserli dokuları yerinde bulup yok edecek. İnsanlığın geleceğini ilgilendiren yaşamsal öneme sahip bu alandaki bilim insanları Uluslararası Biyosensör Kongresi'nde söz alacak. Ülkemizden de Ankara, Gazi, Hacettepe, Sabancı, Bilkent, Koç, İzmir Yüksek Teknoloji, Karamanoğlu Mehmet Bey, Kemerburgaz, Namık Kemal, İstanbul Şehir, Ege ve Gediz üniversitelerinin yanı sıra TÜBİTAK ile TSE'den araştırmacılar kürsüye çıkacak. Üç gün boyunca gerçekleştireceğimiz 12 oturum ve 7 çalıştay ile biyosensör çalışmalarında gelinen son nokta paylaşılacak ve bu sayede belki de araştırmalar hız kazanacak" dedi.