Tıp Dünyası

Uluslararası Kwanis Derneği İzmir Şubesi

(Çocuk ve çocuk sağlığı ile ilgili projeler üretiyor)

Tel: 277 21 65 - Kalp Cerrahı Prof. Dr. Öztekin Oto

Dedektif vatandaş

BİR dedektif vatandaşımız, bir yerel gazetenin, ‘‘Derdimiz derdiniz'' köşesinin Kırmızı Telefonu'nu arar. Önemli bir ihbarda bulunur. Gözleriyle tanıktır. Kızılay Kan Merkezi karşısındaki sandviç büfesinin önüne SSK'nın bir ambulansı parkedilmiştir. 20 dakika sonra kahkahalar atarak gelen 4 kişi ambulansa binip gitmiştir. Duyarlı vatandaşın yorumu, ‘‘Bu kişiler SSK ambulansını servis aracı olarak kullanıp, sandviç yemeye gelmişlerdir'' olur. İsteği de gazete aracılığıyla yetkililerin uyarılıp, bu kişilerden hesap sorulmasıdır. Dert köşesi özelliğinden suçlananlara ‘‘Neden böyle yaptınız?'' denmediği için, vatandaşın ihbarı ve yorumu ‘‘Doğru'' sayılıp yetkililerin dikkatine sunulur.

KURUMDA her ne kadar ‘‘Yetkili'' bulunmasa da konuyla ilgilenenler çıkar. Karşılarına çıkan ayıp değil, takdir tablosudur. Ameliyat olacak bir kurum mensubuna acele plazma gerekmektedir. Kızılay, 3 kişinin kan bağışlaması karşılığında plazma vereceğini bildirir. Bunun üzerine SSK Tepecik Hastanesi çalışanlarından 3 kişi ambulansla Kızılay'a getirilir. Kan verirler. Her donöre söylendiği gibi bu kişiler de kan verdikten sonra bir şeyler yemeleri için uyarılır. Onlar da soluğu en yakın sandviç büfesinde alır.

SONRASI malum. İtiraf ederler, ‘‘kan verdik, suçluyuz.'' Ya kahkahaları... Boyunlarını büküp ‘‘Gülmenin suç olduğunu bilmiyorduk'' derler. Derler de, olayı bilenlerin bile ‘‘Sizi gidi ambulansla sandviççiye giden açıkgözler'' takılmalarına engel olamazlar.

Müdürsüz müdürlük

BİZİM siyah telefonlara da pekçok şikayet geliyor. En büyük şikayet dert anlatacak yetkili bulamamak. Koltuklarındaki yetkililere ulaşılamazken, yetkilisi olmayan koltuklu kurumlar da var. Hem de boş bırakılmması gereken, SSK'lıların dert kapısı Sağlık İşleri Müdürlüğü gibi.

KURUM 5 haftadır başsız. Son müdür Doç. Dr. Ali Rıza Ayder, dayanamadı, istifa edip başhekimliğe döndü. Giderken yerine SSK Tepecik Hastanesi Başhekimi Gülsen Okan'ı bıraktı. Dr. Okan, vekalet sorumluluğuyla birkaç gün müdürlüğe gitti geldi. Ama nedense vekaleti genel müdürlükçe bir türlü onaylanmadı. Sonuçta vekilliği kabul edilmeyince makamına döndü. Ama yerine de kimse atanmadı. Müdürlükte uzman düzeyinde yardımcı olmadığı için vekalet de verilemiyor. Bu ortamda kurumdakiler kendi yetki ve sorumluluklarındaki işleri yapıyor. Müdüre kalan işler bekliyor. Söylenen o ki, siyasetçiler koltuk pazarlığını bitiremedi. Görünüşe göre işlerin durması pek önemli değil...

Hekimlerle ilgili bazı gerçekler

Hekimler de ara sıra çay ya da kahve içmek isteyebilirler.

Actuel Medicine Dergisi'nden Hasta hakları bildirgesinden Bir sağlık kuruluşuna , sağlık hizmeti almak için başvuran herkesin;

RAHATLIK: Her türlü hijyenik şartlar sağlanmış, gürültü ve rahatsız edici bütün etkenler bertaraf edilmiş bir ortamda sağlık hizmeti almaya hakkı vardır.

YASU KOMŞİ

Marmara-Atina depremlerinden sonra AB'ye aday üyeliğimiz Türkiye ile Yunanistan arasındaki buzları eritirken Ege Sağlık Malzemeleri Sanayici ve İşadamları Derneği üyeleri Nisan'da Yunanistan Ticaret Bakanlığı ile Atina Ticaret Odası ziyareti öncesi dostluk köprüsünün temellerini attı. ESSİAD üyeleri İpsala Kapısı'nda kendilerini ağırlayan Yunanlı görevlilere bayrakla teşekkür etti.

Yasak ilaç uyarısı

İZMİR Eczacı Odası Başkanı Levent Kamacık, ABD'de, üstelik üretici firma tarafından üretimi ve dağıtımı durdurulan allerji tedavisinde kullanılan ‘‘Astemizole'' etken maddesi içeren ilaçların Türkiye'de serbestçe satıldığını duyurdu.

KAMACIK, bu etken maddeyi içeren ilaçların ruhsatlarının iptal edilerek, üretim ve dağıtımının durdurulmasını istedi. Bu uyarı ve istek önemli. Ancak Kamacık'ın dikkat çektiği daha önemli nokta bu firmanın Türkiye temsilcilerinin çıkarları uğruna bilmez davranıp, stoklarını eritme yarışına girmeleri. Ecza depoları bu ilaçlarla dolmuş. Depolardan da eczanelere gidecek. Doktorun yasaktan haberi yoksa yazacak, vatandaş alıp kullanacak. Kamacık herhalde meslektaşlarını da uyarıp, bu reçeteleri geri çevirmelerini istemiştir.

GÜLÜMSEYİN

Babaların yarışı

ÇOCUKLAR oturmuş, birbirlerine babalarının ne kadar ‘‘Hızlı'' olduğunu anlatıyorlarmış. Biri demiş ki:

- Benim babam ok attıktan sonra koşup hedefe oktan önce varıyor...

- O da bir şey mi, demiş ikinci çocuk. Benim babam tabancasını ateşliyor ve hedefe kurşundan önce yetişiyor...

- O da bir şey mi, demiş üçüncü çocuk. Benim babam devlet hastanesinde doktor. Mesai beşte bitiyor, benim babam eve üç buçukta geliyor.