Güncelleme Tarihi:
SSK Merkez Dispanseri, bilgisayar otomasyonunu ilk tamamlayan sağlık kuruluşlarının başında geliyor. Poliklinik düzeyinde tam otomasyona geçmiş Türkiye'de başka bir kurum yok.
DİSPANSERE başvuran hastaya bir kez bilgisayardan numara veriliyor. Her doktorun muayene odasında bir bilgisayar var. Doktor protokol numarasından bilgisayar ekranına hastanın dosyasını çağırıyor, o güne kadar hangi muayeneleri olduğu, ne ilaçlar verildiği, hangi tetkiklerin yapıldığını görüyor. Kendi muayenesinden sonra eczane listesinden ilaç kontrolünü yapıp, reçetesini veriyor. Tetkik istiyorsa bunu on-line yoluyla ilgili laboratuvara bildiriyor. Hasta bilgisayarın başvuru sırasına göre yaptığı kayıtla tetkikini yaptırıyor. ‘‘Başkası benim önüme geçer mi'' endişesi de yok.
KAN tetkiklerini yapan otoanalizör cihazı da bilgisayara bağlanacak ve doktor hastanın kan tetkik sonuçlarını da tuşa bakıp görecek. Bu işlemde de kağıt kalem kalkacak, otomasyon da tamamlanacak.
SİSTEMİN dispansere sağladığı avantajlar çok fazla. İki günde bir muayeneye gelip ilaç alanlar engellendi. Çünkü geçmişe dönük bilgi sahibi olan doktor hastanın tedavi dozu bitmeden yeni ilaç talebini kabul etmiyor. Bu tür açıkgözlerin ayağı kesilince poliklinik sayısı da düşen dispanserde tek sorun personel. Özellikle eczacı yokluğu. Günde en az 1300 reçeteyi 3 eczacı hazırlıyor. Barkod sistemine geçildiği için eskiden yaşanan reçete hesaplatma, ödeme ve ilaç alma kuyrukları teke inmiş durumda ama kuyrukların arkası kesilmiyor. Başhekim Melih İnan, ‘‘Personel sorununu da çözdük mü hizmetlerimiz dört dörtlük olacak'' diyor. Ama yıllardır bu çaba hep boşa çıkmış. Duvarlara asılan yazılarla eczacı sıkıntısı bildirilen SSK'lı hastalardan eczane kuyruğu nedeniyle özür dileniyor. Hastalar da aynı yazıların altına ‘‘O halde eczacı alın'' diye not düşüyor. Bize de sorunu çözecek Ankara'daki yetkililere iletmek kalıyor.
Bıçakçı ders aldı
DİŞHEKİMLİĞİ Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Aydın Bıçakçı, rektör adaylığını geçenlerde açıkladı. ‘‘Her fakülteye bir piyano'' hedefleyen Bıçakçı, kampusün devlet dairesi gibi çalıştığından yakınıp şunları söyledi:
‘‘GEÇENLERDE odamda çalışıyordum. Mesai saati çoktan geçmiş. Bir de baktım ki bekçi tüm çıkışları kilitleyip gitmiş. Mahsur kaldım. İyi ki dekan da benim gibi geç saatlere kadar kalmış. Sayesinde çıkabildim. Yoksa geceyi fakültede geçirecektim. Üniversiteler 24 saat yaşayan yerler olmalı. Eğer seçilir ve atanırsam EÜ'nün ışıkları hiç sönmeyecek.''
Hekimlerle ilgili bazı gerçekler
Hekimlerin de aileleri, çocukları vardır. Onların çocukları da sizinkiler gibi kendilerine zaman ayrılmasını ister.
Actuel Medicine Dergisi'nden
Sağlık haberciliği
İNSANLAR, sağlık haberlerine özel ilgi gösterir. Tıptaki yenilikler, vatandaşların sağlık kuruluşlarında ve hizmet alımlarında yaşadıkları sıkıntıları yansıtan haberler dikkatle okunur. Ama genelde bu haberlerin ardından haberciler, tıp dünyasına karşı, ‘‘Önyargılı, bilgisiz, bilinçsiz, sansasyon yaratan, reyting peşinde...'' gibi tanımlamalarla suçlanır. Kimi haberlere aynı eleştirileri bizim de getirdiğimiz düşünüldüğünde, sağlık haberciliğinin uzmanlık istediği açık bir gerçek olarak karşımıza çıkar.
ANCAK haberci yetiştiren iletişim fakültelerinde meslektaş adaylarımız hiçbir haber dalında uzmanlık eğitimi almaz. İş yaşamında olanak bulabilirse bir dalda uzmanlaşabilir. Geçtiğimiz günlerle güzel bir gelişme gündeme geldi. İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi'nde ‘‘Sağlık Haberciliği'' derslerine başlanacağı bildirildi. İstanbul Tabip Odası'nca açıklanan projede konusunda uzman hekim ve gazeteci eğiticiler derslerde görev alacak. Sağlık haberciliği alanında uzmanlaşmak isteyen gazetecilerin de katılabileceği derslerde hedef; sağlıklı sağlık haberleri, iyi hekimlik ve sağlıklı toplum. Oda ve fakültenin işbirliğindeki amaç; sağlık alanında bilimsel gerçeklere dayalı, toplumu doğru bilgilendirici ve objektif habercilik anlayışının güçlenmesine katkı sağlamak.
İZMİR'DE de gazeteci yetiştiren Ege Üniversitesi İletişim Fakültesi, sadece sağlık değil toplumun her türlü sorununa duyarlı bir Tabip Odası var. İki kurumda da bu yıl seçim dönemi. Yeni yönetimler işbaşına geldikten sonra böyle bir projeyi programa alırlarsa büyük yarar sağlarlar.
Excimer laser
ÖZEL Ege Sağlık Hastanesi'nde, Ege'nin ilk reaktif cerrahi ünitesini hizmete açıldı. Opr. Dr. Murat Ezberci'nin sorumluluğundaki ünitede görme kusurlarınının ‘‘Excimer laser'' ile tedavi edildiği, küçük numaralarda kullanılan PRK (direk lazer) ve 12 numaraya kadar miyop, 4-5 numaraya kadar hipermetrop ve astigmatlara uygulanan ‘‘Lasik'' yöntemiyle kesin sonuç alındığı bildirildi. Gözlük ihtiyacını ortadan kaldırdığı belirtilen yöntemin 20 yaşından itibaren herkese uygulanabildiği, tedavinin, 15 saniye ile bir dakika arasında değişen tek seanstan oluştuğu belirtildi.