Tarladan sofraya Egem 35

Ege-Koop Genel Başkanı Hüseyin Aslan, tarladan sofraya sosyal perakendecilik modelini hedefleyen projenin maliyetinin düşük, topluma getirisinin ise yüksek olduğuna vurgu yaparak, “Tarladan sofraya konsepti ile İzmir ve çevresinin ürünlerini tüketicilerle buluşturmayı bu sayede hem üreticinin hem de tüketicinin kazanmasını hedefledik” dedi.

EGEM35 Projesi’nin tanıtım toplantısı Hilton Oteli’nde gerçekleştirildi. İzmir basınının üst düzey temsilcilerinin hazır bulunduğu toplantıda projeyi Ege-Koop Genel Başkanı Hüseyin Aslan açıkladı. 30 yılda 100 binden fazla ailenin konut sahibi olma hayalini gerçeğe dönüştürdüklerini bunu yaparken de insanların sosyal ve çevresel bütün ihtiyaçlarını göz önüne aldıklarını belirten Aslan, insan odaklı düşünmelerinin önemine işaret etti.

Herkes kazanacak
Bu düşünce kapsamında alanlarında uzman, teknik kapasitesi yüksek, uluslararası düzeyde bilgi ve birikime sahip, İzmir’e gönül vermiş insanları bir araya getirerek Ege-Koop Proje Merkezi’ni oluşturduklarını kaydeden Aslan, üçüncü proje EGEM35’i geliştirmiş olmanın mutluluğunu yaşadıklarını dile getirdi. EGEM35 Projesi’nin Sosyal Perakendecilik Modelini içerdiğini, bu nedenle de toplumun bütün bireylerini ve sosyal katmanlarını aynı çatı altında toplayacağını ifade eden Aslan, “ Büyükşehir Belediyesi hamiliğinde, halkın her kesimini kucaklayacak, Türkiye’nin her bölgesinde uygulanabilecek nitelikte olan mega projenin fizibilitesini tamamladık.  EGEM 35 adını verdiğimiz bu projeyle her mahallede muhtarlık uhdesinde kurulacak perakende satış birimleriyle üretici ve tüketiciyi aynı noktada buluşturmayı, doğal ürünleri uygun fiyatla tüketiciye ulaştırmayı amaçladık. Bunun yanında,  çevre esnafın da bir bütün olarak hareket etmesini sağlayarak, ekonomik alanda rekabetçi konuma gelmelerini hedefledik.  Ege-Koop’un 30 yıldır konut sektöründe yürüttüğü kooperatifleşme hareketini, bu projeyle sosyal perakendecilik alanına da taşıdık. EGEM 35 projesindeki ana hedef, üreticinin malını en iyi fiyatla değerlendirip, tüketiciyi ucuz ve kaliteli malla buluşturmaktır” diye konuştu.

20 bin kişiye iş imkanı
Proje’nin ekonomik kazanımlarının yanı sıra yüksek boyutlarda seyreden işsizliğin de önüne geçecek çapta olduğunu söyleyen Aslan, “ Bu sosyal perakendecilik projesiyle işsizliğin de önüne geçilecek. Bu projeyle işsizlik oranının yüzde 14.7’ye ulaştığı İzmir’de ilk etapta 20 bin gence ve engellilere istihdam olanağı sağlanacak, ev kadınları el emeklerini değerlendirerek, aile bütçesine katkıda bulunacak, bütün mahallenin yükünü çeken, ancak geliri olmadığı için aynı zamanda yoklukla da boğuşan muhtarlara gelir sağlayacaktır.  Tarladan sofraya konsepti ile İzmir ve çevresinin ürünlerini tüketicilerle buluşturacak olan EGEM 35 projesinde, hem üreticinin, hem de tüketicinin kazanmasını hedefledik.” dedi.

Süpermarket zinciri değil
Egem 35’in bir süpermarketler zinciri olmadığını, küçük esnafın, büyük alışveriş merkezleri ve süpermarket zincirleri nedeniyle yaşadığı zorlukları, çektikleri sıkıntıları çok iyi bildiklerini anlatan Aslan, sözlerini şöyle noktaladı: “ Bu nedenle Egem 35 projesinin bir kolu olarak Bakkal Egem 35 çalışmasını da tamamladık. Kooperatiflerden ve doğrudan üreticiden elde edilecek ürünler, küçük esnafla buluşturulacak, küçük esnafın işletme sermayesi güçlendirilecek ve ‘’Birlikten kuvvet doğar’’ mantığıyla esnafın rekabet gücü artırılacaktır. Toplumun neredeyse tamamının faydalanacağı bu projeden elde edilecek gelir ise kentimizin daha yeşil hale gelmesi için kullanılacaktır. Elde edilen gelirle İzmir’in ilçelerinde kent ormanları oluşturulacaktır.”

Proje'den ayrıntılar

İlk etapta İzmir’de, ardından Ege Bölgesi ve Türkiye çapında üretici ile tüketiciyi buluşturacak, yeni iş kapıları açacak, mantığı ve sistematiğiyle dünya çapında kabul edilebilir hale gelecek.

Yeni istihdam kaynağı oluşturacak. Gencinden emeklisine, muhtarından engellisine, üreticisinden ev hanımına kadar herkesimi aynı çatı altında toplayacak.

Üreticinin kooperatifleşmesini sağlayacak, mevcut kooperatiflerin ürünleri için yeni bir satış kanalı oluşturacak. Bu modelle markalaşma sıkıntısı çeken küçük üretici kooperatiflerinin ürünlerinin markalaşması ve tüm ülke geneline yayılması kolaylaşacak.

Besici ve tarım üreticilerinin kalkınmasını ve gelişmesini sağlayacak, İzmir’de yaşayan 150.000 çiftçi ve üretici ailesinin gelirini artıracak.

İzmir’deki 6000’den fazla bakkal, manav ve bayinin de içinde yer aldığı küçük esnafın işletme yapısını güçlendirecek.

İzmir’de 800 muhtar ve muhtarlık tüzel kişiliği için yeni bir gelir kapısı, kazanç noktası olacak, muhtarlara aylık en az brüt asgari ücretin neti tutarında maaş bağlanması sağlayacak.

İş kazandırma projeleri kapsamında meslek sahibi olan ev hanımlarının üretimlerini değerlendirecek, proje kapsamında kurulacak bir kadın kooperatifleriyle kadınların üretim konusunda bir araya gelmeleri sağlanacak. Böylece birlikten kuvvet doğar sözü, kadınların üretime katılmaları çerçevesinde yaşama geçirilecek ve kadınlar üretici olmaları konusunda her anlamda desteklenecek.

Üretici ile tüketici arasında aracıları ortadan kaldırarak, piyasa şartlarını üretici ve tüketici lehine çevirecek.

Kar amacı gütmeyen sosyal bir proje olduğundan, cironun yüzde 1’lik bölümü ile kentin ağaçlandırılması için kaynak yaratılacak.