Güncelleme Tarihi:
3 yaşındayken okuma-yazma öğrendi, 4’üne geldiğinde 4 işlemi söktü, 5 yaşında ise notaları anında deşifre ederek çalıp söylemeye başladı. Türkiye’de henüz kaynaştırmalı eğitim yokken ailesinin çabalarıyla akranlarıyla beraber ilkokula başladı. Herhangi bir tarihin hangi güne denk geldiğini birkaç saniyede biliyor, telefon numaralarını da hafızasında tutabiliyordu. Ortaokul ve liseyi başarıyla bitiren Doruk, geçen yıl girdiği üniversite sınavında Yaşar Üniversitesi Grafik ve Tasarım Bölümü’nü yüzde 50 bursla kazanmayı başardı. Doruk şu anda İngilizce hazırlık öğrencisi ve 80-90’lar seviyesindeki notlarıyla diğer birçok arkadaşının önünde.
Azmiyle potada da yükseldi
Otizmli bir birey için çok zor olan basketbola küçük yaşta spor okulunda başlayan Doruk, 2010’da ülkemizde yapılan Dünya Basketbol Şampiyonası’nın İzmir ayağında gönüllü olarak görev aldı. “Doruk ilkokula başladığında ‘Belki bir daha almazlar’ diye, ilk gün koltuğa oturtup önlükle fotoğrafını çektik” diyen Türkiye Otizm Platformu Dönem Koordinatörü ve İzmir Otistik Çocukları Koruma ve Yönlendirme Derneği Başkanı babası Ergin Güngör, “Doruk’un Yaşar Üniversitesi Basketbol Takımı’nda olması sembolik gibi görünüyor, ama ona verdiği moral performansına büyük katkı sağlıyor” dedi.
Farkındalık yaratmak istedik
Antrenörü Taylan Dündar da Doruk’un basketbol oynadığını öğrenince böyle bir organizasyon yapmayı düşündüklerini dile getirerek, şöyle konuştu: “Ünilig yönetimi ve federasyon da fikrimize olumlu bakıp destek verdi. Ailesinin de izniyle antrenmanlara başladık. Takım arkadaşlarıyla kaynaştı ve birlikte her şeyden önce keyifli vakit geçirdik. Sporda rekabetin, kazanma hırsının yanı sıra topluma faydalı olmak ve farkındalık yaratmak da temel düstur olmalı. Biz de fırsat verildiğinde otizmli bir bireyin neleri başarabildiğini göstermek, diğer otizmli çocukları olan ailelere teşvik edici bir unsur olmak istedik.”