Suları özelleştirmek için hazırlık yapılıyor

Güncelleme Tarihi:

Suları özelleştirmek için hazırlık yapılıyor
Oluşturulma Tarihi: Nisan 01, 2008 00:00

Küresel ısınmayla birlikte su, dünyada daha da stratejik bir madde haline gelirken kaynakların iyileştirme ve dönüştürme vaadiyle büyük şirketlere devredileceği belirtildi.

TMMOB İzmir İl Koordinasyon Kurulu ile EGEÇEP (Ege Çevre ve Kültür Platformu) sempozyum düzenleyip suların geleceğini masaya yatırdı. Suyun ticarileştirilmesine karşı mücadele eden ABD, Uruguay ve Kanadalı sivil toplum örgütü temsilcilerinin katıldığı sempozyumda ticarileştirilen ve hergeçen gün fiyatı artırılan sudan, yoksul halkın faydalanmasının güçleştiği belirtildi.

ÖNCE PARA SONRA SU

Dünya Bankası'nın desteklerinin özelleştirme şartıyla verildiğini, özelleştirmelere de güçlü şirketlerin girdiğini belirten Uruguaylı Carlos Sosa, "Bizde 2000 yılında bu uygulamaya geçildi. Fakat, şirket iyileştirme ve dönüştürme sözlerini yerine getirmedi. Halktan kullanmadıkları suyun parası istendi. Halk büyük tepki gösterdi. Yaşam savunucularının karşı çıkmasıyla şirket pasifize edildi. Ama bunun için büyük mücadeleler verildi" dedi. İlk oturumunu yöneten Ziraat Mühendisleri Odası İzmir Şube Başkanı Prof. Kamil Okyay Sındır, en temel canlı ihtiyacı olan suyun da özelleştirilmeye çalışıldığını, suyun ticari bir mal haline getirilmesine karşı çıkılması gerektiğini söyledi.

Dünya Bankası yanıldı

ABD’li Majbritt Fill Flynn 150 yıl önce suyu özelleştiren ilk ülke olan ABD’de bile son zamanlarda suyun sosyal hak olduğunun konuşulmaya başlandığını söyledi. Dünya Bankası’nın suyla ilgili bir yatırımda özelleştirilmeyi şart koştuğunu anlatan Flynn, "Uygulanan politikaların başarısız olduğunu gören Dünya Bankası yeni politika arayışına girdi" dedi.

Türkiye'de yapılacak Dünya Forumu'na dikkat

Su konusunda tüm dünyanın önemli bir yol ayrımında olduğunu söyleyen Kanadalı Amil Naidoo da, "Yalnız Türkiye’de değil, tüm dünyada su ticari bir mal haline getirilmeye çalışılıyor. Suya herkesin kolaylıkla ulaşabilmesi için mücadele etmemiz şart" diye konuştu.

2009'A DİKKAT

Dünya Su Konseyi tarafından üç yılda bir yapılan Dünya Su Forumu’nun 2009 yılında İstanbul’da yapılacağını ifade eden Naidoo, Türk Hükümeti’nin, suyun özelleştirilmesinin önünü açmak için forumun İstanbul’da yapılmasını istediğini savunarak, "Forum öncesinde suyun ticari bir mal olarak satılmasının ne kadar iyi olduğunu anlatan reklamlarla propagandalarla karşılaşacaksınız. Bunların hiçbirine inanmamak ve toplu olarak mücadele etmek gerekiyor. Çünkü önümüzdeki yıl yapılacak forumun merkezinde insan olmayacak, suyun ticareti olacak" dedi.

Çamlı Barajı 250 bin kişiye su sağlayacak

SU politikaları toplantısında İZSU Etüt Projelendirme Müdürü Adnan Adıgüzel İzmir'de su kaynaklarının yetersiz olduğunu Metropol alan sınırlarının genişlemesiyle 250 bin kişiye su sağlayacak Çamlı Barajı'nın mutlaka yapılması gerektiğini söyledi. 1997 yılında uygulama projesi hazırlanan Çamlı Barajı için daha önce alınan ÇED raporunun, "İzmir'in su ihtiyaçı yok" gerekçesiyle reddedildiğini belirten Adıgüzel, "Hukuki mücadelemiz sürüyor. Çamlı'nın avantajları çok. Bu barajdan elde edilecek su arıtma tesisi ve mevcut iletim depolarına kadar tamamen cazibeli olarak ulaştırılacak. Bu ciddi bir tasarruf demektir, bu tasarruf maliyetlerin düşmesi ve tüketiciye daha ucuz su tüketimi demek" dedi.

Hürriyet Ege Bölge Gazetesi'nin başlattığı ve dalga dalga yayılan Temiz Çevre Yeşil Ege Kampanyası'na katılanlar hızla artıyor. Bornova Belediyesi de ilk etapta 200 noktaya atık pil kutusu yerleştirdi. Şimdi gözümüz diğer belediyelerde.

BORNOVA Belediyesi, Taşınabilir Pil Üreticileri ve İthalatçıları Derneği'yle iş birliği yaparak "Atık Pil Toplama" kampanyası düzenledi. "Daha temiz bir çevre daha yeşil doğa" sloganıyla başlatılan projeyle ilk aşamada okullara, fotoğrafçılara ve muhtarlıklara atık pil kutusu yerleştirildi.

200 noktaya konulan kutulardaki pillerin, belediye görevlileri tarafından düzenli şekilde toplanarak geri dönüşümünün sağlanacağı belirtildi.

Göreve geldiğinden bugüne çevreyi koruyan, duyarlı insanlar yetiştirmeye çalıştıklarını belirten Bornova Belediye Başkanı Dr. Sırrı Aydoğan, kampanyanın tüm Bornova'ya yaygınlaşması için çalışacaklarını vurguladı.

Sağlıklı bir nesil için herkes göreve

Bornova Belediye Başkanı Sırrı Aydoğan, sağlıklı bir nesil yetiştirmenin temiz bir çevre ile mümkün olduğunu belirtti. Toplanacak atık pillerin bünyesinde bazı metaller olduğunu ve geri kazanılacağını söyleyen Aydoğan, bunun dışındaki zararlı kimyasal atıkların uygun şekilde imha edileceğini vurguladı. Çevre kirliliğinin sınır tanımadığını da hatırlatan Başkan Aydoğan "Amazon ormanlarında kesilen bir ağaç burada bizi etkiliyor. Herkes üzerine düşeni yapmalı. Başka dünya yok" dedi.

Yanan alanları işgal ettirmeyiz

ÇEVRE ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu, Aydın'ın Yenipazar İlçesi'ne bağlı Karacaören Köyü'nde düzenlenen fidan dikimi törenine katıldı. Eroğlu'nun konuşma yapacağı kürsüden yola kadar serilen kırmızı halı tozlanınca birkaç kez fırçayla temizlendi. Kürsüye çıkıp bir konuşma yapan Bakan Veysel Eroğlu, ağaçlandırma ve erozyon ile mücadele eylem planlarının hazırlandığını, Türkiye'de bu yıl 2.3 milyar hektarlık alanın ağaçlandırılacağını belirtti, "Bazıları bu uygulamamıza şüpheyle yaklaşmıştı. Ama biz, fidan yetiştiremiyoruz. Çok büyük bir heyecan var" dedi. Eroğlu, kesilen her bir ağacın yerine yüzlercesinin dikileceğini, yanan alanların 1 metrekaresinin bile işgal edilmeyeceğini ve tamamının ağaçlandırılacağını vurguladı.

KÖYLÜDEN  2/B PANKARTI

Öte yandan törene katılan bazı Karacaören köylüleri ve TEMA temsilcileri, pankart açıp vasfını yitirmiş orman arazilerinin satışını içeren 2/B yasasını protesto etti. Köylüler, sözkonusu yasanın TBMM'nden geçmemesini istedi.

Çiftçi yoksulluğu kapariyle yener

KÜRESEL ısınma her geçen gün yaşamımıza daha çok etkileyip su kaynaklarını azaltırken çevreye gönül veren Alaçatılı okuyucularımızdan Ayla Aytuna Congar, kavak, okaliptüs gibi topraktan çok su çeken ağaçların dikiminin yasaklanması gerektiğini belirtti. Çok az su isteyen bitkilerin yetiştirilmesi gerektiğini belirten Congar, kıraç bölgelerde kapari ekilebileceğini söyledi.

Kaparinin toprağı sarıp sarmalayıp erozyonu önlediğini de vurgulayan Ayla Aytuna Congar, "Almanlar, kaparinin kırmızı minik karpuzcuklarının salamurasını, sosunu 472 çeşit yemekte kullanıyor. İspanyollar, yılda 20 milyar dolar kazandıkları kapari bitkisini milli bitki ilan ettiler ve devlet korumasına aldılar. Biz ülkemizde kendiliğinden yetişen kaparinin kıymetini hala öğrenemedik" dedi.

Bafa Gölü'nde sanat kampı

İZMİR'de yaşayan fotoğrafçılar Yard. Doç. Dr. Beyhan Özdemir ve Yüksek Endüstri Mühendisi Suat Güler Bafa Gölü'nün kıyısında Fotoğraf Sanat Kampı açacak. Antik Heraklia kentinin kalıntıları ile iç içe Kapıkırı Köyü'nde açılacak kamp, katılımcılara kendilerini geliştirme ve güzel bir hafta sonu tatili yapma fırsatı sunacak. 3-6 Temmuz ve 10-13 Temmuz tarihlerinde iki grup halinde düzenlenecek kamplara katılmak isteyenler, www.golmektep.com adresinden bilgi edinebilir.

Doğamı bozma başka ihsan istemem

Bence Türkiye kalkınmayı hala başka kulvarda arıyor.

Kurtuluşumuz cennet ülkemizin doğal güzellikleri.

Her karışı tarih kokan şehirleri.

Yeraltında yatan, sağlık kaynağı jeotermali.

Doğanın bize cömert davrandığı güneşi, denizi.

Kimyasallarla kirletilmemiş toprakları.

*

Tek yapmamız gereken akıl oyunu. Pazarlama stratejisi.

Çünkü yıllardır turizme yatırım yapıyoruz.

Altyapı hazır. Tesisler atıl olarak duruyor.

Dünyada turizmde tek adres olmamız için eksiklikler var.

Doğal ve ekolojik ürünler yetiştir. Marka yarat. Bunlarla lezzet sunumu yap, kür merkezleriyle sağlık sun, güneşi, deniziyle D vitamini ikram et. Safariye çıkar, tarihi ve turistik yerlere tur düzenle. Doğru dürüst rehberlerle Anadolu medeniyetlerini anlat. Köylerde ev pansiyonculuğuyla sıcakkanlı insanlığımızı göster. Dostluklarını kazan. Bak bakalım Türkiye'de boş yatak kalıyor mu?

Milli israf olarak duran pekçok ikinci konut bile turizme açılıyor mu?

*

Hassas bir konu var tabi bu önerilerde.

Turizm ve Kültür Bakanı Ertuğrul Günay ile Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu'nun yakın takibini gerektiren.

Turizmin önünü açarken talana yol açmamak.

Turistik tesis diye doğa katliamı yapanları affetmemek.

Cennet koyları çirkin yapılardan ve balık çiftliklerinden arındırmak.

Denizlerimizi kirletenlerin canına ot tıkamak.

Arıtma kurmayan tesisleri mühürlemek.

Belediye başkanlarını uykudan uyandırmak.

*

Bütün bunların odağında da temiz çevre var biliyorsunuz. Sürdürülebilir yaşamın, turizmin ve kalkınmanın stratejisi olan.

O halde temiz doğa için görev başına. Yarınlarımız ve çocuklarımız için.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!