Güncelleme Tarihi:
İZMİR Özel Yetkili 8. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki dava için dün de yoğun güvenlik önlemleri alındı, ancak mitinge dönüşen destek gösterileri gerçekleşmedi.
Başkan Aziz Kocaoğlu adliyeye yine eşi Türkegül Kocaoğlu ile geldi, önceki gün yarım kalan savunmasını okumaya başladı. Kocaoğlu, “Bugüne kadar bir lira vergi kaçırmadım. Büyükşehir Belediyesi 20 bin kişilik bir aile. Bu aile İzmir’e hizmet ediyor. 52 vergi denetçisinin 8 bilirkişi raporu doğrultusunda, Büyükşehir Belediyesi suç örgütü oldu. Bunları kabul etmiyorum” dedi.
Heyet dışarı çıktı
Bu arada Mahkeme Başkanı Cahit Kargı’nın sessize aldığı cep telefonu çaldı. Başkan dışarı çıkınca Kocoğlu konuşmasına ara verdı. Başkan döndü, yaklaşık 20 dakika sonra da kalem müdürü geldi, bu kez mahkeme heyeti savcı dahil dışarı çıktı. Heyet beş dakika sonra döndü, Kocaoğlu iddiaları yanıtladı, 1 milyon 121 bin oy, yüzde 56 oy oranıyla seçildiğini hatırlatarak, Büyükşehir Beelediyesi’nin suç örgütü olmadığını vurguladı, şunları söyledi:
“Ben çete reisi değilim. Genel sekreter ve daire başkanları çete üyesi değil. Bunu tüm İzmirliler, tüm mahkeme heyeti böyle bilmelidir. Belediye art niyetli kişiler tarafından (burada vergi denetçilerini kastediyorum) didik didik yapılmıştır. Bilgisizlik ve art niyetin de yer aldığı bu iddianame Büyükşehir Belediyesi’nin 25 milyar lirasının 1 kuruşuna dokunmadan halkın yararına da kullandığının belgesidir.
Komplo hazırlayanlar
Bu iddianame bizim başarı belgemizdir. İddianameden utanç duyması gerekenler 11 aydır tutuklu olan bürokratlar değildir. Bu iddianameyi ve komployu hazırlayanlardır. Evet bu bir organizasyondur. Bir suç organizasyonu var. Ancak bu Büyükşehir Belediyesi değildir. Yüce mahkemenizin bunu çıkartmasını istiyorum. Tarih önünde bir leke gibi üzerlerinde taşıyacak onlardır. Hem tutuklu arkadaşlarımın özgür bırakılmasını, hem de tüm bürokratlar ve şahsımın beraatini talep ediyorum.”
Kocaoğlu, Büyükşehir Belediyesi’nin yasayla kurulmuş bir örgüt olduğunu belirterek, “52 vergi denetçisi Büyükşehir Belediyesi, İZSU, ESHOT ve 11 şirkete dağıldılar. Bu arkadaşların iki üç ay sonraki sorularından ve sorgulamalarından maksatlı oldukları ayan beyan ortaya çıkmıştır. Vergi denetçisini ilgilendirmeyen, evrak ve suç unsuru toplamaya yönelik kendi yetki alanları içinde olmayan pek çok konuya el atmışlardır” dedi.
Kocaoğlu, 2 Mayıs 2011 operasyonu sonrası Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’e sözlü ve yazılı başvurduğunu, belediyenin ilgisiz kişilerce abluka altına alındığını belirterek Devlet Denetleme Kurulu’nun denetlemesini istediğini bildirdi.
2007-11 yılları arasında rutin denetlemeler dışında 100 denetçi geldiğini, soruşturma izni verilen 9 dosyadan sadece ikisinin aleyhlerine sonuçlandığını belirten Kocaoğlu, tüm belediye çalışanlarına teşekkür etti.
Amacın Büyükşehir Belediyesi’ni çökertmek veya siyasi olabileceğini dile getiren Kocaoğlu, ancak iddiaların hiçbirinin suç içermediğini tekrarladı. Çankaya Katlı Otopark ihalesine fesat iddiasıyla ilgili olarak Kocaoğlu, 1995 yılından bugüne kadar belediye şirketi İZELMAN tarafındın işletildiğini söyledi. Sayıştay’ın bir sorgusu üzerine kiralama yerine ihaleye çıktıklarını belirten Kocaoğlu, sonuçta 4 milyon 111 bin lira gibi bir fiyat ortaya çıktığını ancak bunun fahiş olduğunu söyledi. Bunun altında kalkılması, bedelinin ödenmesinin başka amaçlarla kötü niyetlerle kullanılmazsa zor olduğunu belirten Kocaoğlu, ihaleyi akla mantığa gerçeklere uygun olmadığı için iptal ettiğini söyledi. Kocaoğlu, daha sonra da otoparkın ortağı Vakıflar Bölge Müdürlüğü ile anlaşarak İZELMAN’a kiraya verildiğini açıkladı.
Sanatçı otomobil değil
Kocaoğlu, Balkan Halk Dansları Alım İhalesi ve Emek Şenliği konseriyle ilgili savunmasında, “Belediye kitlelerin talepleri doğrultusunda belli sanatçıları çağırıyor. Sanatçı ihaleye çıkamaz. Sanatçının ihalesi olmaz. Sanatçı bir tanedir. Fabrikası yoktur. Sanatçı bir otomobil, bozdolabı, çamaşır makinası değildir. Özgündür. Sanatçıyı getirmek istiyorsanız menajeri veya getirebilecek insanlarla konuşursunuz. Sanatçı ismi belirlenip iddia edildiği gibi ihaleye çıkacaksa o zaman mevzuata göre işin içinden çıkmak mümkün değildir. Kaç tane Anadolu Ateşi var? Balkan Halk Dansları etkinliğiyle ilgili iddiaları reddediyorum” dedi.
Telefonda dörtlü konuşma
Öte yandan avukatlar Genç ile Kocaoğlu’nun görüşme görüntülerinin izlenmesini istedi. Ancak format farklılığı nedeniyle mahkeme salonunu kurulan barkovizyonda görüntüler izlenemedi. Okunan tapelerde en çok “şey” sözcüğü geçtiği anlaşıldı, Kocaoğlu ise şunları söyledi: “Sekiz sene önce arkadaşlar odaları kontrol ettirdi. Dinleme cihazları çıktı. Ben ise bunlara dokunulmamasını, devlet malı olduklarını söyledim. Gizlimiz, saklımız yok. Görüntüler izlenemedi, ancak memnun olmanız lazım. Telefonda dinlenileceğini görüntülü olarak kamera önünde konuşmuşuz. Ancak şeylerden şey çıkartmak nasıl bir şey anlamadım. Telefonların dinlendiğini biliyorduk. Ben dahil herkes dörtlü konuşuyorduk. Araya girip bırak oğlumla, eşimle rahat rahat konuşalım diyorduk.”
Bu sözlere salondaki dinleyiciler gülerken, suçlamalar ve asılsız iddialar ortaya çıkınca dinlemelerle ilgili AİHM’e başvurulmasının önerildiğini belirten Kocaoğlu, “Ben devletimi AİHM’e şikayet etmem. Devletimi seven insanım diye beyanım var” dedi.
Çakı bile taşımadım
Başkan Kargı’nın sorusu üzerine Kocaoğlu, işleyiş açısından ihalelere müdahale etme yetkisi olmadığını 8 yıllık başkanlık döneminde sadece Orman Bölge Müdürlüğü’nün moloz döküm alanı ihalesine katıldığını söyledi. Kocaoğlu, İZBETON Genel Müdürü’nü yüreklendirmek için bu ihaleye gittiğini belirtti, “İhalelerin bölündüğü iddiaları var. Bürokratlarımız deneyimlidir. Art niyetli değiller. Şahsi menfaat sağlamadılar. Buradaki iddia edilen konular iddia edenlerin ihale mevzuatının bilinmemesinden kaynaklanan konulardır” dedi.
Bir avukatın çete reisi iddiasıyla yargılandığını hatırlatıp herhangi birisine cebir ve tehdit talimatı verip vermediği sorusuna Kocaoğlu, “Ben bırakın belediye başkanlığını, hayatım boyunca kimseyi tehdit etmedim. Ne ruhsatlı silah, ne çakı taşıdım. İzmir’de seçilmiş en zor görevi yapıyorum. Evimde silah bulundurma gibi bir talebim de olmamıştır” dedi.
Aziz Kocaoğlu İzmir’i savunmaya devam ediyor
DAVANIN ikinci gününde oturum arasında dışarı çıkan CHP İzmir milletvekilleri Mustafa Moroğlu ve Alaattin Yüksel, alkışlarla karşılandı. Moroğlu, “Aziz Bey’in savunması sürüyor. Aziz Bey, İzmir’i savunmaya devam ediyor” derken, Yüksel şunları söyledi:
“Tarihi bir savunma yapılıyor. İddianamenin komedi olduğu tekrar ortaya çıktı. Tek kuruş rüşvet, zimmet yok. Büyükşehir Belediyesi’nde sosyal belediyecilik vardır. Suçlamalarla ilgili benzer uygulamalar Ankara’da İstanbul’da da yapılıyor. İstenen ceza sistemi oralarda da uygulansın, yüzbin yılın üzerinde ceza istenmeli o zaman.”
Bu arada, öğlen saatlerinde adliye önüne gelen Bornova CHP İlçe Örgütü üyesi yaklaşık 100 kişi, oturumun sonunu bekledi.
Kaç tane Sevval Sam var
Büyükşehir Belediyesi’nde taşeronun bitirilmesi nedeniyle bir Emek Şenliği düzenlendiğini ve Şevval Sam’ın konser için çağrıldığına dikkat çeken Başkan Aziz Kocaoğlu, “Şevval Sam konseri için ‘açık ihaleye çıkacaksın’ deniyor. Kaç tane Şevval Sam var? İsim benzerliği nedeniyle 10 tane olsa, bunlar ihaleye mi gelecek? Konserle ne işleri var? Bunun gerçekle ne alakası var? Bu iddiayı da reddediyorum” dedi. Durak ihalesi, süt, mandalin, şal dağıtımıyla ilgili suçlamaları da yanıtlayan Kocaoğlu, iddia makamının eşinin arabayı ne zaman nereye gitmek için kullandığını araştırdığını belirtti. Eşinin protokol görevleri olduğunu belirten Kocaoğlu, “Bu makam bu kadar taciz edilemez. Bu makamı bu kadar taciz etmeye kimsenin hakkı yoktur” dedi. Mahkeme Başkanı Cahit Kargı, önce Kocaoğlu’na katlı otopark ihalesiyle ilgili sorular yöneltti. Pervin Şenel Genç ve İZELMAN Genel Müdürü Hüseyin Kırmızı’nın telefon konuşmaları kayıtlarından bölüm okuyan Kargı’ya itiraz eden avukatlar tapelerin bu şekilde delil olamayacağını, yeniden çözüm yapılmasını istedi. Savcı ise, bu isteği reddetti. Mahkeme başkanı Kocaoğlu’na Genç ve Kırmızı arasındaki ihalenin kaybedilmesi durumunda iptal edilmesi yönündeki konuşmalardan haberi olup olmadığını sordu. Kocaoğlu olmadığını, ancak kamerayla kaydedilen Genç’le konuşmasında kendisini İZELMAN’ın ihaleyi kaybetmesi halinde otoparkı Büyükşehir Belediyesi’nin kendi personeli tarafından işletilmesini söylediğini, başka bir anlam çıkarılmasının doğru olmadığını söyledi.
Genel Sekreter eskileri suçladı
BÜYÜKŞEHİR Belediyesi Genel Sekreteri Pervin Şenel Genç, iddiaların örgüt faaliyeti içine sokularak özel yetkili savcı ve mahkemeler kapsamına sokulmasıyla memuriyet ve liyakatlarının yok sayıldığını söyledi. Belediye kasasının kendisine emanet edildiğini belirten Genç, suçlamaları kabul etmedi.
Belediyede operasyon öncesi bir üst düzey kadro değişikliği olduğunu belirten Genç, şunları söyledi: “Kadro değişikliğinin operasyonun yönlendirilmesinde etkili olduğunu iddia ediyorum. Tüm dinlemeler benim genel sekreter kadrosunu almamdan sonra başladı. Eski genel sekreter ve yardımcısı olan Emniyet’ten gelen kişinin görevden alınmasıyla bu kavgalar yoğunlaştı. Bizler, ben ve Hilmi Özen belli kesimlerin hedef aldığı kişilerdir. Operasyonda bu kişilerin etkili olduğunu sanıyorum.”
Bir yılı kim geri verecek
Ancak Mahkeme Başkanı Cahit Kargı, savunmayı tutanağa geçirirken bu bölümü atladı.İddiaların 2011 ve öncesine dayandığı belirtilmesine karşın o dönemden bir şey olmadığını belirten Genç, kendisinin ise, nereye gitse arkasında kamerayla özel işleri dahil suç yaratıldığını söyledi. Genç, “Hayatımın sonbaharında olan bir insanım. Benim için değerli bir yıl ömrümden çalındı. Bu yılı bana kim geri verecek? Aynı suç kapsamında olması gereken kişiler dışarıda olmasına karşın ben içerdeyim. Duruşmalara hazırlanmam zor ve ızdıraplı oluyor. Kadınsal ve beden sağlığı sorunlarım var. Kaçma şüphesi yok. Delilleri yok etme durumum yok. Hapisliğimin sona erdirilmesini talep ediyorum” dedi.
Talimat almadım vermedim
Genç, eylemlerde suç kastı olmadığını, kamu hizmeti ve verimliliği kapsamında hareket ettiğini, örgüt yöneticisi veya kurucusu olmadığını söyledi. Genç, “Ne kimseden talimat aldım. Ne de verdim” dedi.
Suçlamaları kabul etmeyen Genç, iddialarla ilgili de tek tek ifadesini verdi. Çankaya Katlı Otoparkı’nın belediye şirketi İZELMAN’a kamu hizmetinin aksamaması için kiralandığını belirten Genç, “Kayıtlarda geçen konuşmalarda ihaleyle ilgili 16 yıllık kiracı İZELMAN’ın Genel Müdürü Hüseyin Kırmızı’yla kanundan aldığımız yetkilerle konuştuk. Hilmi Özen’le görüşmelerim ise bilgi alışverişidir. Başkan ile ihale sonrası fahiş fiyat çıkınca iptal edilmesi konusunda konuştuk” dedi. İhale iptaliyle ilgili hukukçulara da görüş sorduklarını ve olumlu yanıt aldıklarını belirten Genç, kamu hakkını korumak için hareket ettiklerini söyledi. Genç, Özen’e Sayıştay sorgusunda henüz ilama bağlanmadığı için “Keşke ihaleye çıkmasaydık. İptal etseydik” dediğini, başka bir anlamı olmadığını söyledi. Sedat Bozkurt’un ihaleyi almasının kasten engellendiği ve İZELMAN’ın kiralamasının sağlanması konusunda gizli belgelerin verildiği fesat karıştırıldığı iddialarıyla yargılanmalarının talep edildiğini belirten Genç, “Aramızda suç işlemeye yönelik bir fikir birliği yok. Dinleme kayıtlarına geçen görüşmelerde bir suç kastımız yoktur. İhale sürecinde Sedat Bozkurt’un ihaleyi almasını önleyici bir davranışımı olmamıştır” dedi.