Erol Aksoy
Oluşturulma Tarihi: Şubat 19, 2008 00:00
İZMİR Devlet Opera ve Balesi’nden bir operet: "Kontes Mariza". Emmerich Kalman bestelemiş. Kalman, Macaristan’da doğmuş, 1953’te 74 yaşında ölmüş; "Çardaş Fürstin", "Çingene Baron" gibi ünü Amerika’ya kadar uzanan bir hayli operet bestelemiş.
Bu operet dedikleri, operanın müziksiz tek soluk bile alınmayan ağırlığını, oldukça güldürü havasında konuşmalar katarak hafifleten, yer yer dansların da araya girdiği daha eğlenceli bir tür. Son Dünya Savaşı sonrası Amerikan zevkinin müzikaller çığırını açıp, ağır basmasıyla operet neredeyse Viyana kapılarından sürülmüş. Operetler bugün artık zaman zaman opera sahnelerinde ağdalı dramatik batı müziğinin bir gülümsemesi gibi perdelerini açıyor.
84 YIL SONRA İZMİR’DE
"Kontes Mariza" Viyana’daki ilk görünüşünden 84 yıl sonra İzmir’e gelmiş oldu. Opereti sahneye koyan Aytaç Manizade, genellikle durağan söylemeye alışmış sanatçıları danslarla hareketlendirmiş; sadece bu bile, başlı başına bir başarı. Doğal ki, dans düzenlemesini yapan Neslihan Öztürk’ün yönetmenine katkısı büyük. Adnan Öngün’ün kat kat derinliğine bir ufka açılıyormuş gibi görünen dekoru içinde Sevtaç Demirer’in giysilerdeki renk çelişkileriyle çeşitlediği "Kontes Mariza", tek sesli sanattan yana olanlara bir haykırış gibi duruyor.
Mariza, çevresini kendisiyle evlenmeye can atan erkeklerin sardığı bir Macar güzeli. Elhamra Sahnesi’nde sanatçılar en tizlerden en peslere inip çıkıp söylüyor, söyleyip dansediyor. Kadınlı erkekli topluluk gözalıcı giysilerle sahneyi doldurmuş. Çingene kızları Kalman’ın Macar ezgilerinden esinlenip çok boyuta taşıdığı müziği eşliğinde raksedip şarkılar söylüyor.
DEĞİŞİK SESLER VE SÖZLER
Orkestra çukurunda elliyi aşkın bir topluluk çalıp durmakta. Değişik sesler birbirini bütünleyip sözler içinde eriyip gidiyor. Balerinler eteklerini savura savura kankan dansının çılgınlığına kaptırmış dansediyorlar. Orta Avrupa’nın görkemli yaşantısı içinde bir aşk öyküsü çevresinde bir müzikli eğlence şöleni. Birden durmuşum. Aklıma geliverdi son günlerde meydanlarda toplananlar, gösteriler. Şu sahnede gördüklerim nasıl bir yaşama anlayışı acaba? Başlarını örtersek o sahnede basılmadık ses bırakmayan kadın sanatçıların, rakseden kızların... O sahnededeki perde gözlerimde örtülüvermişti bir anda. Şu operacılar gerçekten çılgın olmalı! Anar mıyız onları da bir gün "Şu Çılgın Operacılar" diye!