Güncelleme Tarihi:
İnan, Hava Kuvvetleri Komutanlığı'ndan emekli olduktan sonra spora başladı
Bir süre Muhsin Batur Paşa'nın emir subaylığına da yapan Birsen İnan, 23 yıllık askerlik hayatına nokta koyduktan sonra eşofmanlarını giydi, yurt içi ve dışında çok sayıda madalya kazandı
İZMİR'de atletizmle biraz ilgilenip de, Birsen İnan'ı tanımamak mümkün mü? Pistlerin renkli simalarından 62 yaşındaki İnan, Hava Kuvvetleri Komutanlığı'ndan 1982'de yarbay rütbesiyle emekli olduktan sonra köşesine çekilmek yerine spora başlayarak hayatında bembeyaz bir sayfa açmış.
BİRSEN Hanım, 1937'de Bursa'da doğmuş. Babası, Türk Hava Kuvvetleri'nde pilot olduğu için ilk-orta-lise eğitimini Eskişehir'de tamamlayan İnan, 1959'da Hava Harp Okulu'ndan asteğmen rütbesiyle mezun olmuş. Muhsin Batur'un emir subaylığını da yapan Birsen İnan, 23 yıllık askerlik hayatına 1982'de Ankara Etimesgut'ta nokta koyduktan sonra İzmir'e yerleşmiş. Boş zamanlarını değerlendirmek için, merhum gazeteci Türkan Kasapoğlu'nun kurduğu, ‘‘Kadın Dünyası, Spor ve Gezi'' etkinliklerine katılmaya başladığını belirten Birsen Hanım'ın dünyası bir anda değişmiş. ‘‘Askerlik yıllarımda sporla fazla uğraşmadım. Sadece öğrencilik dönemimde bir süre eskrim yaptım'' diyen İnan bakın neler anlatıyor:
BENİM DUAYENLERİM
‘‘TÜRKAN Hanım'a yardımcı oluyordum. Bu sayede atletizmle tanıştım ve çok sevdim. Kendi çapımda bir şeyler yapmaya çalışırken, 1988'de kurulan Veteranlar Atletizm Master Grubu'na girdim. Türk atletizminin ustaları arasındaki Ertuğrul Oğulbulan bana çok yardımcı oldu. Doktor Hikmet Kandeydi de beni çok teşvik etti. 11 yıldır birlikte çalışıyoruz. Onlar benim duayenlerim.''
BİRSEN İnan, 1988'den 1999'a kadar geçen 11 yıl içinde büyük başarılara imza attı. Sekiz pist, dokuz yarı, bir tam maraton, dört Balkan Kros Şampiyonası'nda madalyalar kazandı. 50-54 Yaş Grubu'nda katıldığı Balkan şampiyonalarında 1991'de Atina'da 800 metrede birinci, 100 metrede ikinci, 1992'de İzmir'de 100 ve 1500 metrede ikinci, 1993'te Romanya'da 800 ve 1500 metrede birinci olan İnan, 1994'te Sofya'da 800 metrede 3.06.67'lik derecesiyle Balkan rekoru kırarken, 5 bin metrede ikinci sırada yeraldı. 1995'te İstanbul'da 800 metrede birincilik kürsüsüne çıkan İnan, 1996'dan sonra 60-64 Yaş Grubu'nda koşmaya başladı.
MADALYA KOLEKSİYONU
1996'da Atina'da 800 metrede ikinci, 5 bin metrede birinci olurken, 1998'de Selanik'te 1500 ve 5 bin metrelerde altın madalya aldı. İnan, 5 bin metredeki 22.15.6'lık derecesiyle Balkan rekoru kırdı. İnan'ın, Avrupa Şampiyonaları'nda da dereceleri var. 55-59 Yaş Grubu'nda 1994'te 1500 metrede 16 kişi arasında 10'uncu oldu, 1999'da 60-64 Yaş Grubu'nda İzmir'deki maratonda 4.08.37'yle kategorisindeki en iyi dereceyi elde etti. Balkan Kros ve Yarı Maratonlar'daki derecelerini de yazmaya kalksak, inanın yer yetmez.
‘‘SPORU çok seviyorum. Sağlıklı spor yapan insan, iyi düşünür ve sabırlı olur'' diyen İnan, yaşı ne olursa olsun herkese sporu tavsiye ediyor. Yaş grubu olan 60 yaş üstünde kendisine rakip bulamadığını ve her yarışta birinci ya da ikinci olduğunu vurgulayan İnan şöyle konuşuyor: ‘‘Pist yarışlarında bir, ya da iki sporcu ile yarışıyorum. Hedefimi yükseltemememin tek nedeni bu. Çok zorlanıyorum ama içimdeki tutkuyu atamadığım için yarışlara katılmak zorunda kalıyorum. Kendimden 30 yaş küçük atletlerle koşabiliyorsam ne mutlu bana.''
YARIN: Lütfen kulak verin
BİR ANI
Fabrikaya
uçak düştü
BİRSEN İnan, Kıbrıs Barış Harekatı sırasında geçirdiği üç günü unutamadığını söylüyor. ‘‘O zaman binbaşıydım. Harekatın başlamasıyla birlikte alarm verildi. Görev yerim olan Eskişehir Uçak Fabrikası'nda kalıp, idari işleri yürütmem gerekiyordu. 3500 kişiyle gece gündüz uçaklara malzeme ikmali yaptık. Üç gün uyumadım. Uykusuzluğun etkisiyle komutanıma (Fabrikaya uçak düştü) dedim. Önce heyecanlandı. Sonra, (Uçak düşmüş olsaydı hepimiz mahvolurduk) diyerek benim dinlenmemi istedi.
13 yaşındaki
rakip bayılttı
BİRSEN İnan'ın, sporculuk döneminde de birbirinden ilginç anıları var. İşte onlardan biri: ‘‘1993 yılıydı. Seha Aksoy Pisti'ndeki yarışa katıldım. 54 yaş kategorisinde kendime uygun atlet bulamadım. 13 yaşındaki Sibel Kırtunç'la 400 metre koştum. 300 metrenin ortalarına gelmiştik. Sibel, birden hızlandı ve beni geçeceğini söyledi. Onu yakalamak istedim. Finişe 30 metre kalmıştı. Kendimi yerde buldum. Tansiyonum düşmüş, bayılmışım. Yarışmayı bitiremedim.''