Taylan YILDIRIM/AKHİSAR(Manisa), (DHA)
Oluşturulma Tarihi: Şubat 17, 2016 13:15
MANİSA’nın Soma İlçesi’nde 301 madencinin yaşamını yitirdiği faciayla ilgili 6’sı tutuklu 46 sanıklı davaya, Akhisar Ağır Ceza Mahkemesi’nde, devam edildi.
Duruşmada ifade veren İsa Sakın, faciadan sonra tarama çalışması yaptığı ocakta baygınlık geçirdiğini, ayrıca tehlikeli olduğu için belli bölgelerin barajlandığını anlattı. Sanık avukatı Yusuf Koçyiğit’in, ocağa bilirkişi heyetinin tüm ekiplerden önce girememesini eleştirmesi üzerine, söz alan duruşma savcısı Oğuz Köktan, "Girenler bayılmış, tehlikeli olduğu için ocak kapatılmış, heyetin girmemesi neden eleştiriliyor anlamıyorum?" dedi. Koçyiğit’in bu yöndeki sözlerini sürdürmeye çalıştığı sırada salonda bulunan aileler, tepki gösterdi.
Soma’da 13 Mayıs 2014 tarihinde 301 madencinin yaşamını yitirdiği facia ardından ’Olası kastla öldürme’, ’Bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümü ile birlikte birden fazla kişinin yaralanmasına neden olma’, ’Neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama’ suçlarından 301 kez, 2 yıldan 25 yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açılan toplam 46 sanığın yargılanmasına, Akhisar Ağır Ceza Mahkemesi’nde devam edildi. Somalı iççilerin aileleri, polisin arama noktasından geçip duruşmayı izlemek üzere salona girdi.
AVUKATLAR YİNE BİLİRKİŞİLERİ ELEŞTİRİLDİ Aralarında soma Kömür İşletmeleri A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Can Gürkan’ın da bulunduğu 6 tutuklu sanığın yerini almasından sonda duruşma yoklamayla geçildi. Duruşmadan hemen önce Can Gürkan’ın avukatı Kadir Çekin’le, kendisine ayrılan bölgede, kısa görüşme yaptığı gözlendi. Geçen 25 Aralık’ta, tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılan maden mühendisleri Yasin Kurnaz ve Hilmi Kazık, yine tutukluların hemen arkasında tutuksuz sanıklar için ayrılan bölümde, duruşmayı takip etti. Duruşmada ilk olarak, emniyet ustası İsa Sakın, tanık olarak dinlendi. Baraj yapımı gibi işlerde çalıştığını söyleyen İsa Sakın, olay günü evde uyuduğu sırada eşinin kendisini uyandırıp yangını
haber verdiğini, sonrasında kurtarma çalışmalarına katılmak üzere ocağa gittiğini anlattı. Ocağın belli bir bölgesine kadar gittikten sonra orada bulunan arkadaşlarının cesetlerini sedyelere alıp yukarı çıkardığını ifade eden Sakın, şöyle dedi:
"S panosunun son ayaklarına kadar gittik. Gece yarısına kadar çalıştım. Sonra yorulunca izin isteyip yukarı çıktım. İki gün ailemin de izin vermemesi üzerine ocağa gitmedim. Sonra tekrar gittim. Kurtarma çalışmalarında görev aldım. Bu zamanda bile, ocağın bazı bölgelerinde yangın vardı. Tavandan düşen kamalar yanıyordu. İkinci tahrik motorunun bulunduğu bölgede yangın vardı. Bantların üzerlerine yanmıştı. Tavanda çökmeler vardı, büyüklü küçüklü taşlar, düşmüştü. Çok fazla ilerleyemedik tehlikeli olduğu için. Ben bir süre bayılmışım. Gözlerimi açtığım zaman revirdeydim."
İsa Sakın, o günden sonra ocağın içindeki belli bölgelerine güvenlik gerekçesiyle barajlama yapıp kül bastıklarını, en son bilirkişi heyetinin incelemesi için geçen Ocak ayında açtıklarını da aktardı.
Söz alan sanık avukatlarından Yusuf Koçyiğit, İsa Sakın’a sorularını yönetti ve kendisinin girmesine rağmen ilk bilirkişi heyetinin, olay yerlerine neden gitmediğini sorup bu yönde eleştiride bulundu. Yargılama bolunca, sessiz ve sakin duruşuyla dikkat çeken duruşma savcısı Oğuz Köktan, söz alırken, "Girenler bayılmış, tehlikeli olduğu için ocak kapatılmış, heyetin girmemesi neden eleştiriliyor anlamıyorum?" dedi. Yusuf Koçyiğit’in bu yöndeki sözlerini sürdürmek istemesine bu kez salondaki aileler tepki gösterdi. Mağdur ailelerin avukatları da, itirazda bulundu. Araya giren Mahkeme Başkanı Aytaç Ballı, bu yöndeki ifadelerin artık, yersiz olduğunu ve kendisinin de bulunduğu bilirkişi heyetinin inceleme yaptığını hatırlattı.