Güncelleme Tarihi:
Soma Kömür İşletmeleri A.Ş.'nin tutuklu bulunan Yönetim Kurulu Başkanı Can Gürkan, geçen 13 Mayıs'taki facia ardından rapor hazırlayan bilirkişilerden şikayetçi olarak, uğradığı zararın tanzimini istedi. Ancak, savcılık takipsizlik kararı verdi. Manisa Barosu Başkanı Zeynel Balkız, Gürkan'ın bilirkişiler ile ilgili şikayetiyle konusunda basın açıklaması yaparak, durumu 'Şapkadan tavşan çıkartmaya' benzetti. Baro Başkanı Balkız, Gürkan'ın şikayetini, tamamen yürütülen bir ceza soruşturmasının sabotajına, dikkatleri başka yöne çekmeye yönelik bir atak olarak gördüğünü vurgularken şöyle dedi:
"Şirket, bu dilekçeyi verdiğinde bunun üzerinde dahi durmadık. Çünkü ülkemizde yargı bağımsızlığına ve adil yargılama ilkesine inanan hiçbir hakim ile savcının daha iddianame tanzim edilmeden böyle bir dilekçenin verilmesinde bunu dikkate alacağını zannetmiyoruz. Bu bakımdan üzerinde hiç durmadık. Ancak kamuoyunda bu manşetlere taşınmış. Bu dilekçenin hukuken hiçbir önemi yok. Şirketin bu gazete manşetine yansıyan beyanlarında, bilirkişiler yani hem geçici raporu veren hem de sonradan keşif sonunda tanzim edilen raporu düzenleyen bilirkişiler güya gerçeğe muhalif bir takım beyanlarda bulunarak, mahkemeyi yanıltmışlar. Bu kişiler de tutuklanmışlar ve bu anlamda madeni işletemedikleri için de zararlarını tanzim ettirme gayretine düşmüşler. Bunu sadece boş bir laf ile zaaf olarak görüyorum. Hukuk devletinde böyle bir şey olmaz. Bu biraz şapkadan tavşan çıkarmaya benziyor."
"KENDİNİ AKLAMAYA ÇALIŞMAK İNSAF İLE BAĞDAŞMAZ"
Hakim ve savcıların sadece bilirkişi raporuna dayanarak iddianame tanzim edip, dava yönetmeyeceklerine dikkati çeken Balkız, ceza hem de hukuk yargılamasında bilirkişi raporlarına başvurma konusunun 'Takdiri delillerdendime' anlamı taşıdığını anlattı. Balkız, şöyle dedi:
"Bu Kesin delil değildir. Hakim ve savcı ondan sadece istifade eder, tamamen ona bağlı değildir. Eğer bu kişiler tutuklanmış iseler, sadece dört bilirkişinin tanzim ettiği raporlardan değil. Bizzat benim de katıldığım keşif sırasında mahkeme heyeti ile o madene girdik. O madende hiçbir işgüvenliğinin, tedbirinin alınmadığını heyet bizzat gördü. Bunu bilirkişiler elbette yazacak ve kayıtlarına geçirecekler. Burada 20 ayrı kusurdan dolayı hem şirketin birinci derecede sorumlu yöneticileri hem de Enerji ve Tabbi kaynaklar Bakanlığı Maden İşleri Genel Müdürlüğü (MİGEM) ve Türkiye kömür İşletmeleri (TKİ) görevlileri asli kusurlu görülüyor. Burada tamamen güvenlik tedbirlerini ihmal ederek 301 şehidin aramızdan ayrılmasına neden olan, maalesef vahşi kapitalizmin meydana getirdiği bu hasar, ülkemizde kolay kolay kapatılacak bir yara değildir. Masumiyet karinesine yürekten inanıyoruz, ancak mevcut delillere göre tedbir alınmadığı apaçık ortadayken, bir de üste çıkarak kendisini aklamaya çalışmak insaf ile adaletle hiç bağdaşmaz. Savcılık da bu taleplerini dikkate almamış ve reddetmiştir."
"ŞUBAT AYINDA DAVA AÇILMASINI BEKLİYORUZ"
Baro Başkanı Balkız, Soma'daki maden faciasının iddianamesinin Şubat ayı içerisinde bitirilip, davanın açılmasını beklediklerini de vurgulayıp şunları söyledi:
"Birkaç eksiklik vardı. Şu an bu gecikmeyi sağlayan konu, yaralılardan bir kısmı Soma'yı terk etmesi. Bu kişilerin bulunup adli hekime gönderilmesi ve kati raporlarının alınmasıyla ilgili bir süreç yaşanıyor. Şubat başı itibariyle davanın açılma safhasına geleceğini bekliyoruz."