Soluğu belediyede aldılar

İZMİR Büyükşehir Belediyesi’ne yönelik gerçekleştirilen operasyonların ardından açılan, Başkan Aziz Kocaoğlu’nun da 397 hapis istemiyle yargılandığı 130 sanıklı davanın dördüncü duruşması 8. Ağır Ceza Mahkemesi’nde dün gerçekleşti.
Savcı, adlıikontrol kararının kaldırılmasını istedi. Mahkeme de isteğe uyup adli kontrol kararını kaldırdı. Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Pervin Şenel Genç, İZENERJİ Genel Müdürü Ali Sabuktay, Şirketler Genel Koordinatörü Hilmi Özen, Bilgi Teknolojileri Daire Başkanı Selçuk Savcı, Alım Şube Müdürü Mehmet Sayar, organizatör Ata Karakaş, Ömer Devrim Ergin, Hakan Say ev hapsinden kurtuldu. Eski Kültür ve Spor Dairesi Başkanı Abdülhalim Cumhur Yazıcı, Genel İş 3 Nolu Şube Başkanı Cafer Konca, Genel İş 3 Nolu Şube Denetim Kurulu Başkanı Cafer Alp, organizatör Sedat Sakur ise artık karakola imza vermeyecek. Başkan Kocaoğlu, “21.5 ay süren davanın bugünkü duruşmasında tüm arkadaşlarımız özgürlüklerine kavuştu. Yarından itibaren de görevlerine başlayacaklar. Kimseyi burada bırakmadan ayrılıyoruz. Sevinç içerisindeyiz, inşallah davanın sonunda tüm personel ve diğer sanıklar beraat edecek. Belediyemizin İzmirlilere ne kadar layık olduğunu da göstereceğiz ve örnek olmaya çalışıcağız. Burada çok sevinç yaşıyoruz ancak beraat kararında daha çok sevineceğiz” dedi.
Ev hapsi kaldırılan Genç ise ne yapacağı sorulunca, “Ayaklarım yorulana kadar yürüyeceğim” karşılığını verdi.

İhale ifadesine uyarı

Duruşmaya şikayetçi olarak katılan Akdeniz firmasının Ege temsilcisi Vedat Atilla Kırdar, “İhaleye girmememiz söylendi. İşçilerin hakları var diyerek ihaleye girmememiz istendi. Fiziki olarak engelleme olmadı. Ancak kalabalık olduğu için alamadık. İhaleye evrakı almadan eksik evrakla girdik. Daha sonra ihale komisyonu dosyayı açtığında şartnameyi almadığımızı gördük ve eksikleri tespit etti. Koridordaki kalabalıkla ilgili 155’i aradık. Herhangi bir itekleme olmadı, belki kalabalık hep birlikte konuşmak istiyordu, bilemiyorum” dedi.
Sanık avukatı Özkan Yücel, “ihale şartnamesini almadan önce para yatırmanız gerekirken neden para yatırmadan doğrudan şartnamenin satıldığı yere gittiniz” diye sordu. Kırdar, “Alışkanlıktır, biz ihaleye girmeden önce ihale evraklarının satıldığı yere gider, ihaleye nerde diye bakarız” dedi.
Mahkeme Başkanı Cahit Kargılı, Kırdar’a “Bu suçun alt sınırı 6 yıldır. Olayı yaşayan sensin. Vicdani bir olay. Diyorsun ki kalabalık toplandı giremedik. Bir gün önce almış olsan girmiş olacaktınız, ama kalabalık engelledi diyorsunuz. Gittiğinizde numara almazına engel olacak durum var mıydı?” diye sordu. Kırdar, “Hayır, hızlı gitseydik, numarayı alıp vezneye parayı yatırabilirdik. Ancak rakiplerimiz kimlerdir diye etrafa bakarken insan trafiği artmaya başladı. İhale evrakını 5-6 dakika kala verdik. İçerden numara alıp vezneye parayı yatıracak kadar vaktimiz yoktu” yanıtı verdi.

Hafızam kuvvetli değil

Yargıç Kargılı, “Para yatıramayınca ihalaye girilmemesi gerekmez mi, neden girmekte ısrar ettiniz?”’ diye sordu. Kırdar, “Firma sahibi Fatih Bey kayda geçmesi için ihaleye girmemiz gerektiğini söyledi. Komisyon başkanı şartnamemizin olmadığını söylediğinde Fatih Bey dışarıdaki kalabalığın geciktirmesi nedeniyle alamadığımızı söyledi. İhale evrakını önceden alsaydık olay günü orada bulunan kişilerin bunu bilmesine imkan yoktu. İçeride bizden başka iki firma daha vardı. Biri belediyenin firmasıydı. Diğeri de teşekkür edip çıktı. Ben daha önceden belediyeden ihale evraklarını aldığım için şartnamenin nerede satıldığını biliyordum. Ama ihalenin nerede yapılacağını bilmiyordum” dedi.
Avukat Yücel’in, poliste kalabalıkta teşhis ettiği kişilerin HTS kayıtlarına göre olay sırasında belediye binası yakınında bile olmadıklarını söylemesi üzerine Kırdar, “Epilepsi hastasıyım, hafızam çok kuvvetli değil” dedi.
Sanık avukatları ayrıca İZBAN tanıtım filmine dair hazırlanan bilirkişi raporlarında tutarsızlık olduğunu, bazılarında yapılan işlerin övüldüğünü, bazılarının tam tersi kanaat bildirdiğini, ayrıca bazı e-maillerde bilirkişilere gönderilen sorularla ilgili bilgilerin kendilerine gönderildiğini, bu nedenle yeni rapor talebinde bulunduklarını söyledi.
Mahkeme Başkanı Cahit Kargı, duruşmanın sonunda sakizi ev hapsindeki 14 sanık hakkındaki adli kontrollerin kaldırılmasına, bu sanıklara yurtdışı yasağı getirilmesine, İZBAN filmiyle ilgili bilirkişi yeni bilirkişi raporu alınmasına karar verdi. Duruşma 14 Mayıs’a ertelendi.

633 gün sonra belediyede
Başkan Kocaoğlu, adli kontrolleri kalkan bürokratlarıyla belediyeye giderek, sevincini çalışma arkadaşlarıyla paylaştı. Kocaoğlu, “Özgürlüklerine kavuştular. Yarından itibaren sizlerin arasına dönüyorlar, çalışmaya kaldığımız yerden hep birlikte devam ediyoruz. Büyükşehir Belediyesi, tüm çalışanlarıyla beraber ne kadar dürüst olduğunu, ne kadar ülkesini kentini sevdiğini, ne kadar şaibesiz olduğunu, hiçbir hileye hurdaya, zenginleşmeye karışmadığını bu operasyonla sadece İzmir’e değil, Türkiye’ye değil, tüm dünyaya ilan etmiş oldu. Bu birinci büyük aşama. Önümüzdeki günlerde beraat ederek, hakkımız olan sonuca ulaşacağız. Bu sonuç bizi daha da yüreklendirecek, daha da güçlendirecek. Daha da çok çalışmamızı sağlayacak. Ama bize bunu yapanlar, 21.5 aydır bize işkence çektirenler, inşallah utanırlar, yüzleri kızarır, yere bakarlar” dedi. Genel Sekreter Pervin Şenel Genç ise, 633 gün sonra girdiği makam odasında, çalışma arkadaşları tarafından sevinçle karşılandı. Genç, makamında koltuğuna oturmadı. Çalışma arkadaşlarının ısrarı üzerine “Denizi görmek istiyorum. Pazartesi günü işe başlayacağım. Buruk bir sevinç içindeyim. Türkiye’de aydınların bir bir yok edildiği bir ortamda, Mumcu suikastının 20. yıldönümünde özgürlüğe kavuşmak çok mutlu etmiyor. Böyle bir ortamda kişisel sevinçlerin anlamı olmuyor” dedi.