Şiirleriniz

Güncelleme Tarihi:

Şiirleriniz
Oluşturulma Tarihi: Kasım 14, 2000 00:00

Yöneten Talat KIRCAN
Haberin Devamı

Öteki çocukların ağabeyi

İNSAN bir sevgiliye şiir yazabilir. İnsan bir çiçeğe, büyüleyen bir doğa görüntüsüne, acıya, özleme şiir yazabilir. Ama Hüsnü Birman tutmuş Olmayan Kadına (*) şiirler yazmış. Valla bana sorarsanız iyi de etmiş. Hem de iki kere iyi etmiş. Çünkü kitabın ilk sayfasında ‘‘Dünyaya gelen her insanın bir görevi olduğuna inanıyor ve kimsenin isteyerek kötülük yapmayacağını düşünüyorum’’ demiş. Bu düşünceden yola çıkarak da, kitabın tüm gelirini sokak çocuklarına (daha doğrusu gidecek yeri, kimi kimsesi olmadığı için sokakta kalmış çocuklara) bağışlamış.

Arkadaşı yalnızlık

BİRMAN'ın şiirlerine genellikle yalnızlık duygusu egemen, öyle ki yalnızlığı sanki yanında taşır, nereye gitse onu da götürür. Onunla konuşur onunla içer, somutlaştırır yalnızlığı:

Ben ve yalnızlığım

İki arkadaş

Yer beğenmeyiz geceleri...

Orası senin, burası benim.

Ne kadar meyhanesi varsa şehrin

Dolaşırız...

Nerede

hangi meyhanede olursak olalım,

Hep,

Ama hep seni anlatırız kadehlere...

Önce sana içeriz

sonra bana.

Yalnızlığıma ve yine sana...

Şiir de yazarız arada bir.

Güleriz, ağlarız da...

Ben ve yalnızlığım

İki arkadaş.

Orası senin, burası benim

Ne kadar meyhanesi varsa şehrin

Hepsini biliriz

BİR de sürekli sevgi arayışındadır Birman. Kitaba adını veren Olmayan Kadın, bir arayışın simgesidir aslında:

Olmayan kadını aradım.

Bitmeyen şarkıyı dinledim.

Çook rüzgarlar yedim.

Soğuk çöllerde gezdim.

Doğmayan kadını bekledim.

Bulduğumu zannettim.

Islak denizler gördüm.

Konuşamadım, titredim.

BU arayış bazen öyle güçlenir ki, ölümü bile sevginin içinde arar sanatçı:

Sevmek istedim kumrular misali.

Öpmek istedim sessizce.

Öperken sevmek,

Severken ölmek istedim.

BU örnekleri çoğaltmek elbette mümkün. Ama biz, bu kadarla yetinelim. Siz en iyisi nerede Olmayan Kadına kitabını görürseniz bir adet alın. Hem bir yalnızlık şairinin şiirlerini okuyun, hem de ödeyeceğiniz ücret ile öteki çocuklara umut olun, geleceklerine karınca kararınca katkıda bulunmanın iç huzurunu duyun. Çünkü Hüsnü Birman bu kitabın tüm gelirini resmi adı Sokak Çocukları ve Yardıma Muhtaç Çocukları Koruma, Topluma Kazandırma Vakfı'na (ÇOKOV) yani, gidecek yerleri olmadığı için sokakta kalmış çocuklarımıza bağışlamış. T.K.

(*) Olmayan Kadına. Hüsnü Birman'ın şiirleri. Ajans & Matbaacılık yayını.

HAFTANIN ŞİİRİ

KENDİNE DOĞRU

Yollar dönüyor yaşamlara doğru

Bulutlar örtüyor yalanları

Kavuşma mutluluğu sararken kimini

Ayrılık savuruyor acıyla kalanları

Yapraklar dökülüyor geçtiğin yerlere

Bir kuş kanadı selamlıyor rüzgarını

Adım atışların gömülüyor toprağa

Bırakıp gidemiyorsun arkanda yarını

Sevgi bakışlarından gözyaşları çağlıyor

Ruhun sana koşarken açıyor kollarını

Bilinmeyen biri bir şarkı mırıldanıyor

Ortak ediyorsun yaşamına yaşamını

Ece İDİL

DELİRTEN SEVDA

Bak şu adama,

Benim vefasız sevgilim

İyi bak

O, bir sevda uğruna,

Aklını yitirmiş bir deli.

Bir baştan bir başa

Durmadan adımlar

Bu uzun caddeyi.

Caddenin ucundaki çeşmede,

Saçlarını ıslatır,

Yürür caddenin öbür ucuna,

Bir vitrin camının karşısında

Tarar kurumuş saçlarını...

Nice kez tekrarlanır

Bu saç ıslatmalar

Ve taramalar gün boyu.

Hüzünle harelenmiş gözleri,

Gelene geçene bomboş bakar.

İşte sevgilim

Aşk dedikleri

Sevenleri böylesine yakar.

Bu deli

vefasızlığını anımsattı bana.

Ve beni, deli eden o

Sevda günlerimizle birlikte.

Gidip elinden

Tutasım geldi o delinin.

Soracaktım ona

Değer mi be kardeşim,

Değer mi?

Bir vefasızın uğruna

Böylesine akıl yitirmek.

Tüm bedenim sarsıldı

Korkuyla

Ya ben, ya ben de

Delirirsem birgün

Vefasızlığın yüzünden.

Kaç ay oldu terkedilmişliğim?

Yoksa yılları mı buldu?

Bilmiyorum

Geçmişte kalan

O güzel günlerimizi

Arıyorum ama

Bulamıyorum.

Beni deli eder mi bu sensizlik?

İnan bana sevgilim,

Çok... Ama çok korkuyorum.

Özcan NEVRES

ELDESİZ ÇAĞRI

Eldesiz çağrı bu benim yaptığım biliyorum,

Gel diyeceğim, gelmek isteyeceksin, gelemeyeceksin,

Aynı şehirde

Ve aynı insanlar arasında

Yalnızlığı yaşayacağız,

Gözlerimizin bir yerinde

Her an çaresizliği taşıyacağız...

Dünyalarımız mı farklı, hayallerimiz mi

Bunca umidi boşuna mı besledik,

Gün oldu birlikte ağladık,

Gün oldu birlikte güldük,

Hiç eğilmedik, hiç bükülmedik,

Sevgimiz gibi alnımız da açıktı

Dimdik durduk ve yürüdük...

Eldesiz bir çağrı bu benim yaptığım biliyorum

Olmayacak bir duaya amin demek gibi birşey

Seni istemek, ellerini, gözlerini, sözlerini istemek,

Sana aşık olmak, seni delicesine sevmek,

Ve beklemek... bir gün döneceğim umuduyla,

Beklemek... beklemek... beklemek...

Oysa sen hiç gelmeyeceksin,

Seni beklemekle geçen yıllar

Yaşlandıracak beni,

Saçlarım beyazlayacak, yüzüm kırışacak,

Her geçen senede kavuşma umudum biraz daha azalacak,

Ağlayacağım, kahredeceğim kötü kaderime,

Sen hiç duymayacaksın, bilmeyeceksin...

Eldesiz bir çağrı bu benim yaptığım biliyorum

Elde var bir, demek için neler vermezdim ki,

Yanımda olman

Benimle olman için nelen vermezdim ki ,

Gözü kör olsun böyle kaderin,

Eldesizliğim, çaresizliğimden,

Yokluğunda bilemezsin nasıl akar gözyaşlarım,

Gözlerimden yüreğime, yüreğimden gözlerime,

Sessiz... ve derinden.

Mustafa YAVAŞ

GECE

Gece sessiz,

Ay dolun...

Güneşe soğrulmuş

Sağalmada deniz...

Oynar minesinde yakamozlar

Tünemiş terasında kuşlar

Fısıldaşır dudaklar

Sessiz.

Gece sessiz,

Dünya ongun...

sinmiş gecenin koynuna

İnci kolyesi sahilin...

Sunar mis kokusunu çiçekler

Esintisiyle meltemin...

Kavuşur dudaklar

Sessiz.

Gece sessiz

Canlar engin...

Başlar senfonisi

Cırcır böceklerinin...

Çağlar gün boyu susmuş yürekler...

Tuzlu tenlerinde bedenlerin

Sürünür dudaklar...

Sessiz.

Hüsnü YURTTAŞ

SEVGİLERDE

Sevgilerde sevmeyi sevilmeyi

Sende öğrendim

Hiç yaşamadığım güzellikleri yaşamayı

Tatmadığım duyguları algılamalı

Sende öğrendim

Geceleri hayallerde

Gündüzleri düşlerde yaşamayı

Gözbebeklerinin derinliklerine

Dalmayı

Bir daha hiç gelmeyecekmişiz

Gibi yaşamayı

Sende öğrendim

Özlem ÜNVEREN

OL

Dostluğa açılan kol

Sevgiye giden yol OL

Evreni ışıtan güneş

Kötüleri yakan ateş OL

Çatlayan toprağa yağmur

Kuruyan dudağa yaş OL

İyilere baş

Kötülere savaş OL

Yalnıza yoldaş

Yoksula sulu aş OL

Hiç bir şey olamazsan, git

Zalime atılan taş OL

Erhan TIĞLI

SANA OLAN SEVGİMİN KELİMELERLE İFADESİ

Gökkuşağının güzelliğini seyrederken

burnuma düşen bir kaç damlacık

Günlerce toprağın altında mahsur kalmış

bir fidanın

gün ışığına çıktığı andaki ürkekliği

Yeni doğan bir bebeğin

ilk tebessümüyle duyulan heyecan

Tıpkı karıncaların

kendinden büyük bir ekmek

kırığını yuvalarına

taşıdığı andaki

kan-ter içinde kalışı gibi

SEVİYORUM SENİ

Seneler sonra karşılaştığın

bir dostuna ne diyeceğini

bilememe heyecanı

Sevdiğinden ayrılanın bir şişe şaraba

güzel günleri meze yapması

Her doğan güne başlarken

bir saksı çiçeği sulayıp

çayırların içinde kalmış bir evet gibi

SEVİYORUM SENİ

Aşkın nice gözkapağını

çarmıha gerdiği geceler

Sadece seviyorum diyerek değil,

aşkı uğruna ölüme meydan okumuş

Leylalar, Keremler

Bir gün sonsuzluğun ortasında

birleşecek ellerin

hayalini kuran gönüller gibi

Tülin ÖZGÖNÜL

EY BİÇARE ÖMRÜM

Seni düşünmek suçmuş bunu anlıyorum

İnan ki yaprak gözlüm sana doyamıyorum

Sürç-i lisan ettiysem bağışla beni n'olur

Sana nasıl yar olsam ya da sensiz var olsam

Yıldızların arasından çaldım o yari

Hayatımın baharı oldu sevdim sevildim

Silme onu yazgımdan ey biçare ömrüm

Ona nasıl yar olsam ya da onsuz var olsam

Fatma KOŞTAN

AĞLIYOR, ÜŞÜYORUM

İpince bir yağmur yağıyor

Gök gürlemiyor

Şimşek çakmıyor

Ne saçlarım ıslanıyor

Ne de giysilerim

Tek ıslanan yer yüzüm ve gözlerim

Ağlıyorum

Buz gibi bir rüzgar esiyor

Sesi yok, tozu yok

Ne elim hissediyor

Ne de bedenim

Tek üşüyen yer yüreğim

Üşüyorum

Bir sevgi bitiyor

Bir rüyanın bitişi gibi

Hayalden gerçeğe dönüş sanki

Ne sen hissediyorsun

Ne de ben

Tek hisseden gözlerim ve yüreğim

Ağlıyorum

Üşüyorum.

Eser ASLANLI

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!