Güncelleme Tarihi:
Vücudun belli bölgelerinin, yağ birikmesi sonucunda ’portakal kabuğu’ görünümü almasına selülit denildiğini, bunun tıpta ’lipodistrofi’ olarak isimlendirildiğini söyleyen Dermatoloji Uzmanı Dr. Eraslan, kadınların bu kabustan kurtulmak için çok ciddi paralar harcadığına dikkat çekti. Bu harcamaların bazılarının bilimsel olarak etkisi bile gösterilmemiş ürünlere yapılıp hiç de sonuç alınamadığını kaydeden Uzm. Dr. Erslan, selülitin kozmetik bir sorun gibi görünse de ileri durumlarda buna tıbbi ve psikolojik boyutun eklendiğini belirtti. Çoğu kadının her yıl bahar döneminde selülitten kurtulma kararı alarak mücadeleye başladığını, yeni yöntemler ve ürünler denediğini ifade eden Uzm. Dr. Eraslan, "Kısa süreli düzelmeler sağlanır. Bazen de selülit hızla eski haline döner. Bu zamanla mutsuzluğa ve ümitsizliğe neden olur" diyerek, selülitin atlanan hastalık boyutuna dikkat çekti.
Eraslan şunları söyledi:
"Selülit şişmanlık yani ’obezite’den farklıdır. Obezitede yalnızca yağ dokuda artış vardır. Selülitte ise yağ doku ve dolaşımda yapısal bozukluklar eşlik eder. Bu nedenle yalnızca kilo vermek problemi çözmeye yetmez. Selülitte önce yağ birikimi olur. Zamanla biriken yağlar damarları sıkıştırarak dolaşımı bozar. Bu bölgede sıvı birikimi olur, dokular beslenemez ve yapıları bozulur. Zaman içinde kısır döngü başlar. Dokulardaki yağ birikimi zamanla lenfatik dolaşım ve beslenme bozukluklarına, su tutulmasına ve deformasyonlara neden olur. Estetik bir problem olmaktan çıkar ve tıbbi bir sorun haline gelir. Yani kadınlara estetik kaygı yaşatan selülitin portakal kabuğu görünümü buzdağının görünen kısmıdır. Görünmeyen kısımda hastalık var. Selülit ve obezite zamanla duruş bozuklukları, varis, çabuk yorulma, sırt, bel ağrıları, ciltte sarkma ve çatlamalara neden olur. Estetik kaygı olarak değil bu şikayetlere yol açan bir hastalık olarak görülüp tedavi olunmalı."
Uzm. Dr. Eraslan, selülitin oluşmasında genetik mirasın, kötü beslenme, alkol, sigara kullanımı ve hareketsiz yaşam, bazı ilaçlar, kabızlık, gebelik gibi faktörlerin rolü olduğunu söyledi. Selülit kremlerinin kanıtlanmış kesin etkisi bulunmadığını sözlerine ekleyen Eraslan, bu konuda en son ve etkili yöntem akustik dalga terapisi tedavisini uyguladıklarını kaydetti. Eraslan, "Tedavi tek başına yetmez, selülitsiz bir yaşam için beraberinde yaşam tarzı değişikliği de şart" dedi.
Selülitlerinden kurtulmak için akustik dalga terapisi yöntemine başvuran Nilgün Mastar, "Beslenmeme dikkat ediyor, sporu aksatmıyorum. Buna karşın genetik olarak bu sorunla mücadele ediyorum. Tedavi çok iyi sonuç verdi" diye konuştu.