Güncelleme Tarihi:
Aziz Kocaoğlu, basın mensuplarının özellikle Orman ve Su İşleri Bakanı, AKP İzmir milletvekili adayı Veysel Eroğlu ve diğer adayların seçim kampanyasında İzmir'e yönelik verdiği vaadler ve kent gündemindeki konularla ilgili sorularını yanıtladı. Kocaoğlu, Eroğlu'nun, "Körfezi biz temizleyeceğiz" sözleriyle ilgili yaptığı değerlendirmede "Sayın Orman ve Su İşleri Bakanımız İzmir'in konularına ister istemez, işin doğası gereği çok vakıf değil. Bilgilendirmeyle bu açıklamaları yapıyor. İzmir Körfezi'nde arıtmaların etkisiyle süren bir doğal temizlenme süreci yaşanıyor. Dokuz Eylül Üniversitesi Deniz Bilimleri Enstitüsü'yle Körfez'i izleme projemizin raporlarına göre bu temizlenme görülüyor. Öte yandan İZSU'nın hazırladığı ve TCDD ile ortak yürütülen çalışmayla biz sirkülasyon kanalını TCDD Yenikale-Liman arası körfezin dibinin derinletirilmesini yapacak. TCDD ÇED süreci ihalesini çıktı. Maliyetini ortaklaşa ödüyoruz. Yüksel Proje ihaleyi aldı. İki yıl önce ÇED'le ilgili projeyi Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'na verdik. Bu sürecin bir an önce tamamlanmasını ve çalışmalara başlamayı bekliliyoruz" dedi.
BÜYÜKŞEHİR'İN; TCDD'NİN ÇALIŞMALARINI GÖRMEZDEN GELMEK
Kocaoğlu, Veysel Eroğlu'nun "Haliç'i temizledik" sözlerini doğru olduğu belirterek "İzmir Körfezi'ni biz temizleriz" sözüne karşılık ise " Tabii ki desteklerini bekleriz. Zaten Hükümet'le TCDD ile birlikte götürdüğümüz bir projedir. Tıkanıklık da yok. Kazıcı gemi aldık. DLH'den aldığımız kepçeyi de kullanarlak Homa Dalyanı'nı temizliyoruz. ÇED onayı sonrası Körfezin yaşaması, oksijenin, deniz ürünlerinin artması Körfez'in 70-80 yıl önveki haline dönmesi için yaptığımız projedir. Çıkacak malzemede zararlı bir madde yok. Sadece tuzdan arındırılması gerekiyor. Sonra toprak ve kum olarak kullanılabilinecek. Körfezin temizlenmesi konusu İzmir'de herkesin bildiği, takip ettiği, kereler keresi televizyonarda basında sohbetlerde konuştuğumuz İzmirlilerin yakında takip ettiği bir konu. Bu konuda hiçbir şey yapılmamış, bu konuda yapılmış bir şey yokmuş gibi, çalışmaları ve son süreci görmezden gelmek! hadi İzmir Büyükşehir Belediyesini görmezden geliyorsunuz da aynı zamanda Devlet Demiryollarını, Ulaştırma Bakanlığı çalışmalarını görmezden gelmek nasıl bir düşünce tarzıdır, İzmirlilerin takdirine bırakıyorum" dedi. Kocaoğlu, İzmirlilerin Eroğlundan talebi bir an evvel ÇED raporunun çıkartılmasına katkı koymasıdır" dedi.
BÜYÜKŞEHİR ÜZERİNDEN GENEL SİYASET DOĞRU DEĞİL
Seçim ariflerinde bu tür söylemlerin belilrli bir yere kadar kabul edilebilir olduğuna dikkat çeken Kocaoğlu "Ama bu bir genel seçimdir. Milletvekilleri, hükümet üyeleri seçilecek. 7 Haziran sonrası yeni bir hükümet kurulacak. Yerel seçim değildir. Yerel seçim özelikle İzmir'de genel siyaseti Büyükşehir Belediyesi üzerine oturtmak, İzmir Büyükşehir Belediyesi'ni eleştirerek irdeleyerek seçim sürecini sürdürmek bana doğru gelmiyor. Yapılan haksız eleştirilere de her zaman bilimsel, yaptığımız somut işlerle cevap vereceğiz. Büyükşehir Belediyesi ile genel seçimi götürmek kulvarında çıkılması gerekir. Yarın Bakan, parlamenter olacak siyasetçilerin genel siyasette devlet bütçesinden İzmir'in sorunlarını nasıl çözeceklerini, nasıl kalkındıracaklarını konuşmaları gerekir. Bunu birkaç kez söyledik" dedi.
KÖRFEZ'DE YÜZÜLEBİLİR SU KALİTESİ VAR AMA BEN PROJE BİTMEDEN TAVSİYE ETMEM
Kocaoğlu, Dokuz Eylül Üniversitesi Deniz Bilimleri Enstitüsü raporların agöre Körfez'in suyunu dünyadaka yüzülebilir standartlar içinde olduğunu, bu nedenle yüzmeyle ilgili bir sıkıntı olmadığını söyledi. Mutlaka suyun kalitesinin daha iyileştirlimesi gerektiğini, Büyük Körfez projesini bunun için yaptıklarını belirten Kocaoğlu" Körfezde yüzmenin mahsuru yoktur. Ben yüzer miyim? Ben şu an da bu çalışmalara başlayıp da kuzeyde sirkülasyon kanalının bir bölüm açılmadan yüzmeyi tavsiye etmem. Sorumluluğun belediye başkanı olarak almam. Ama bilimsel normlar yüzülebilir kalitede olduğunu göstermektedir" dedi.
EROĞLU'NA KÜÇÜK MENDERES VE TAHTALI YANITI
Kocaoğlu, Gördes Barajı'ndan su kaçağı olması, suyunun boşaltılması ve gerekli müdehalenin yapılmasının her projede karşılaşılabilinecek bur durum olduğunu, bu nedenle bir eleştirisi olmadığını söyledi. Kocaoğlu " Hata tespit edilmiş olabilir. Olmasa hepimiz için iyi. Ama olmuş ve gerekli müdehale yapılacak. Umuyorum ki kısa sürede yapılır. Umuyorum ondan sonra kaçak sözkonusu olmaz. Çünkü hem İzmir bu suyu kullanacak hemde baraj bölgesinde vatandaşlar sulamada kullanacak"dedi. Buna karşın Veysel Eroğlu'nun Küçük Menderes'de derelerin ıslah edilmediği eleştirisine tepki gösteren Kocaoğlu, Büyükşehir'e bağlı yerlerde arıtmaları bitirdiklerini, yeni bağlanan ilçelerdle ise Küçük Menderes, Tahtalı Havzası ve Ödemiş'te geçen dönem yapılan arıtma olduğunu söyledi. Kocaoğlu " Tire'de yapılacak arıtma yönetmelikle ilgili bir değerlendirmeden geçiyor. Kiraz, Beydağ arıtmasını planlıyoruz. Selçuk arıtması yeterli olmadığı için ileri biyolojik bir tesis yapılacak. Ödemiş'in beldeleri ve vadide arıtması olmayan yerleri tamamlayacağız. Dere ıslahları yapılıyor. Sorun yok" dedi.
Bakan Eroğlu'nun, Tahtalı Havzası'yla ilgili mağduriyetleri giderileceği, ağaçlandırma yapılacağı gibi açıklamalarına dikkat çeken Kocaoğlu, "Tahtalı havzasında kamulaştırılacak mutlak alan kalmadı. Göl mutlağın yüzde 99'u tamamlandı. Ağaçlandırma da tamamlandı. Dere mutlaktarda kamulaştırma sürüyor. Türkiye'de Tahtalı baraj havzası gibi korunan, onun yarısı kadar korunan başka bir havza yok. Niyet okumayı sevmem ama 'Tahtalı baraj havzası büyükmüş. O kadara gerek yokmuş. Burası güzelleştirilebilinrimiş' söylemleri var. İmara mı açılmalı? Bu mu denmek isteniyor? Baraj havzası küçültülecek denirken, belli kısmının sınırdan çıkartılması mı isteniyor? Bu bilimsel bir durum ve en iyi bilen kurum DSİ'dir. Baraj gölü bellidir. Kırıklar, Karacaoğhan göle uzak olmasına karşın buraya yağan yağmur suları göle ulaştğı için havza içinde yeralmaktadır. Daha yakında bir yerde sular göle ulaşmıyorsa havza dışında kalır" dedi.
SÜT ÜRETİMİ ARTIŞINDA BÜYÜKŞEHİR ETKİSİ
Ak Parti İzmir milletvekili Hamza Dağ'ın İzmir'de hayvancılık ve süt üretiminin arttığı sözlerine dikkat çeken Kocaoğlu, "Evet Türkiye'de yüzde 100 arttı. İzmir'de ise yüzde 450 arttı. Tarım Bakanlığı'nın çalışmalarında belli oranda etkilenmiş olabilir. Ancak İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin katkısı olmasaydı yüzde 450 artmazdı. Yüzde 100-150'de kalırdı. Sütçüler sütlerini asfalta, Küçük Menderes'e dökünce biz okul sütü projesini başlatmıştık. Fiyatlar ve üretim arttı. Bu proje Hükümet'e örnek oldu. Fikir İzmir'den çıktı. Sonra biz 0-5 yaş arası çocuklara süt dağıtmaya başladık. Tire Süt Kooperatifi büyüdü. 2 bin üyesi kazançlı çıktı. Pek çok firma Küçük Menderes'de arazi alıp süt ve mamülleri üzerine yatırım yapmaya başladılar" dedi
EROĞLU'NA GEDİZ'İN TEMİZLENECEĞİ SÖZÜNÜN HATIRLATTI
Kocaoğlu, basın mensbuplarının seçim arifesinde İzmir'in kırsalında, köylerde özellikle çiftçilere yönelik delice zeytin fidanı dağıtımı gibi projeler yapan Orman ve Su işleri Bakanı Eroğlu'nun Büyükşehir Belediyesi'nin tarım ve hayvancılıkla ilgili sürdürdüğü çalışmalar dikkate alındığında "Sizi alanda zorlar mı?" sorusuna "Zorlamaması gerekir" dedi. Kocaoğlu, "Çünkü ben kırsalda 11 yıldır çalışıyorum. Ucunu hiç bırakmadım. Yarımada, Bakırçay, Tahtalı, Küçük Menderes çalışıyoruz. Evet delicelerin aşılanması, arıcılığın teşvik edilmesi buna benzer projeler güzel. Merkezi Hükümet tarıma yüzünü dönse, teşvik verse, tarım kalkınsa Türkiye tarım ithal eden ülke olmaktan kurtulsa biz bunu kim yaparsa yapsın seviniriz Bizim 11 yıldır Büyükşehir Belediyesi'nin sınırlı bütçesiyle yapmaya çalıştığımız, seçim arifesinde 45 gün söylemekle etkiler mi bilmiyorum. Ama seçimden sonra eğer AKP iktidarda kalırsa. Bu söylediği sözleri samimiyetle sürdürürse tabii ki etkiler. Ama seçimde söylenen laflar, vaadler, Gediz'in gibi olmazsa (Eroğlu'nun Gediz'in temizleneceği ve aralık 2012'de balık tutulacağı sözüne atıfta bulunarak) ileriye dönük etkili olabilir. Ama Gediz gibi olursa kednisi ve partisi açısından olumsuz etkisi olur" dedi.
28 MİLYAR YATIRIM NE ?
Kocaoğlu, Ak Parti'nin eski genel ve yerel seçimlerde vaad ettiği proje sayılarıyla ilgili yaptığı değerlendirmede "35 proje, 1414 proje şimdi de 466 proje. Bu projelerin rakamsal büyüklüğü İzmir'e yatırım yapıldığı anlamına gelmiyor. Bakan Bey'in İzmir'e Ak Parti Hükümeti dönemide yapıldığını söylediği 28 milyar TL'nin ne olduğu sorulmalıdır. Devlet İstatistikKurumu'nun rakamlarına göre yapılan yatırım bu rakamın dörtte biri kadar, 7 milyar TL civarındadır. İzmir Büyükşehir Belediyesi ise son 12,5 yılda 8 milyar TL yatırım yaptı. Daha fazladır. 28 milyar TL demekle böyle bir yatırım olmuyor. Böyle bir yatırım yok. Yani İstanbul otoyolunu, Ankara hızlı trenini İzmir'e yazarsanız o ayrı bir konudur. Fiilen İzmir'e yapılan yatırım 12,5 yılda 7 milyar TL civarındadır" dedi.
YASAL ENGEL YOKSA BELEDİYE NİYE YAPMASIN
Kocaoğlu, Çevre ve Şehircilik İl Müdüür Selahatin Varan'ın işdamlarına yönelik yaptığı bir konuşmada "Belediyeler işinizi yapmazsa iki ay bekleyip bize gelin yaparız" sözlerini nasıl değerlendirdiği sorusuna, seçim arifesinde kafa bulundırmaktan başka anlamı olmadığı yanıtı verdi. İl müdürü Varan'ın konuşmasında "Belediyeler yapmaz ise iki ay bekleyin. Yasal problemi yoksa biz yaparız" dediğini hatırlatan Kocaoğlu "Yasal bir engeli yoksa belediyer niye vatandaşın işini yapmasın? İzmirlinin seçtiği belediyeler, belediye başkanları, belediye bürokrasisi İzmirliyi Çevre ve Şehircilik Bakanlığı bürokratından, İl Müdürü'nden daha mı az seviyor? O 'laf olsu torba olsun' lafıdır. Kendine göre seçim arifesinde kafa bulandırmaktadır. Başka anlamı yoktur" dedi. İl Müdürü'nün kentsel dönüşüm projelerinin bitirilemediği eleştirisine de yanıt veren Kocaoğlu, "Evet var. Ama büyük yetkiler olan 6306 sayılı yasaya dayanan Çevre ve Şehircliik Bakanlığı'nın yaptığı bi tana proje yoktur. Bizim Uzundere'de geldiğimiz aşamaya gelen bir tane projeleri yoktur. Uzlaşıya dayalı çalışmalar zorlu bir süreç. Parsel bazında olan yenilemeler, müteahhitin bir yerden daire alıp yada bir adamı ikna edip çürük raporu alarak o binayı gaspetme işidir. O tapu gaspıdır. Kentsel dönüşümle ilgisi yoktur. Kentsel dönüşüm sadece çürük binanın yeniden yapılması değildir. Sosyal donatı alanları, yeşil alanlar artıyor mu?"dedi.
35 PROJE VAADİNDEN SONRAKİ SEÇİM GELDİ ELİMİZDE NE VAR?
İzmir'in AKP iktidarı tarafından pilot kent seçildiini, İzmir'in mutlakla alınmak istediğini 2007 balkon konuşmasından bu yana herkesin bildiğini belirten Kocaoğlu, "Her iktidar her parti İzmir gibi bir kentte, Büyükşehir Belediyesi'ni kazanarak iktidar olmak ister. Bunu çok iyi anlıyorum. Ama bu hizmetle, hizmet yarışı ile olur. Seçimden seçime gelip vaadetmekle olmaz. 35 projenin en az 30 tanesin başlanması, bir kısmının sonuçlanması gerekiyordu. 2011 seçimleri vaadiydi bunlar. Şimdi ikinci seçim geldi. 35 projeden elimizde ne var. Konak Tüneli bitmek üzere" dedi.
AKA KARA DEMEKLE OLMAZ
Kocaoğlu, İzmir'i almak için İzmir'de çalışan insanı yıpratmak gerektiğini, muhalefet partisinin iktidar olduğu Türkiye'nin üçüncü büyük kentinde İzmir Büyükşehir Belediyesi üzerinden bıkmadan usanmadan vurmak, hedef tahtası haline getirilmeye sözü olmadığını söyledi. Ancak bunun belli kurallar içinde olması gerektiğini belirten Kocaoğlu, "Aka kara diyerek olmaz! Bel altından vurarak olmaz! Devlet olanakları kullanarak olmaz. 'Şunu beceremiyor. Biz yapacağız' demekle olmaz. Çalışırlarsa olur. İzmir'e gerçekten 28 milyar TL yatırım yapın. Bu kent önemli bir kent. Ama İzmirliye 'Oyunu ver yatırım yapacağım' demeyin. Yatırım yapın çalışın. İzmirli özgür iradesiyle sizi takdir etsin ki oyunu versin, vermezse vermesin. Ülkenin kalkınmasına kaldıraç olan bu kentten size sıfır oy da çıksa yatırım yapmalısınız" dedi.
MÜFETTİŞ MÜESESESİ MUHALİF BELEDİYEYİ TACİZE DÖNÜŞMEMELİ
Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu'nun belediyeye gelen bir yılda 140 müfettiş nedenilye mobbing davası açacağı açıklamalarıyla ilgili soruyu yanıtalyan Kocaoğlu "Devlet kurumu içinde müfettişlik, kontrol müessesi, mülkiye, Sayıştay müfettişliği olmazsa olmaz kurumlar, denetim birimleridir. Sayın Çerçioğlu da bunu çok iyi bilir. Müfettiş müessesi muhalif belediyeleri taciz boyutuna gelmemelidir. Çerçioğlu'nun söylemek istediği budur. Müfettişler belediyeyi taciz ediyor. Belediyeyi kitliyor. Bürokrasiyi, çalışanları baskı altına alıyor, korkutuyor" dedi.