Güncelleme Tarihi:
Yatağan'da 30 yıl önce faaliyete geçen termik santral, 2006 yılına kadar baca gazı arıtma tesisi olmadan çalıştırıldı. Santral, çevreye ve insan sağlığına verdiği zararla yıllarca ülke gündeminde kalırken, çevreciler bir çok kez eylem yaptı. Sağlık Bakanlığı, geçen 31 Ocak'ta Muğla İl Sağlık Müdürlüğü'ne konuyla ilgili bir yazı göndererek, araştırma yapılmasını istedi. Yazıda, bakanlık bünyesindeki Kanserle Savaş Dairesi Başkanlığı'nca yürütülen epidemiyolojik araştırmalar kapsamında, Yatağan Termik Santrali'nin çevreye ve insan sağlığı üzerine olan etkilerine ilişkin bilgilere ihtiyaç duyulduğu belirtilerek, bu kapsamda 2011 yılı içerisinde termik santrali ile ilgili yürütülen çalışmaların bilgilerinde eklenerek rapor hazırlanması istendi. Yazıda ayrıca, ilçedeki kanser vakalarının tespitine yönelik de olarak tanı tarihi, tanıyı koyan sağlık kuruluşu bilgileri ve diğer istenen bilgilerinde eksiksiz bir şekilde bildirilmesi talep edildi.
Muğla İl Sağlık Müdürlüğü tarafından hazırlanıp, “Gizli” ibaresi ile gönderilen raporda, Muğla'daki hastanelerde 2010 ve 2011 yıllarında 35 kişinin akciğer kanserinden yaşamını yitirdiği, 60 kişinin de aynı rahatsızlık nedeniyle tedavi gördüğü belirtildi. Yazıda ölen ve tedavi gören kişilerin isimleri de tek tek belirtildi. Çeşitli tarihlerdeki kükürt dioksit oranının ölçümlerine de yer verildiği yazıda, baca gazı arıtma tesis takıldıktan sonra yapılan ölçüm sonuçlarının normal değer olan 400 mikrogram / metreküp altında olduğu görüldü.
Raporumuz dikkate alınmadı iddiası
DHA muhabirinin konuyla ilgili görüşüne başvurduğu Muğla Tabip Odası Başkanı Naki Bulut, santralle ilgili tehlikelere dikkat çekmek için 2000 yılında hazırladıkları raporun dikkate alınmadığını söyledi. “Yatağan için alarm çok önceden verilmeliydi” diyen Bulut, şunları söyledi:
“Türk Tabipleri Birliği'nin, bölgedeki hava kirliği ile ilgili 2000 yılındaki araştırma raporu var. Daha sonra Ankara Üniversitesi Veterinerlik Fakültesi'nin araştırmasıyla bölgedeki koyunların kanında ciddi oranda toksit maddelere rastlandı ve karaciğer enzimleri yüksek bulundu. Bu da hayvanlarda ciddi bir zehirlenmenin olduğunu göstermekte. 2004 yılında İstanbul Tıp Fakültesi'nin yaptığı çalışmada ise 240 çocuktan 228’inin kanında kurşun düzeylerinin yüksek olduğu tespit edildi. Bölgedeki hekimlerin klinik gözlemleri de Yatağan'da kanser hastası sıklığının yüksek olduğu. Kanser vakalarının çok erken yaşta görüldüğünü, çok ender kanser türlerinin Yatağan bölgesinde daha sık gerçekleştiğini fark etmiş durumdayız. Tüm bunlar bizi, 2006 yılında da bir çalışma yapma yoluna götürdü. Ege Üniversitesi ile birlikte bir proje hazırladık, Yatağan ile çevre ilçelerdeki kanser vakalarının tespitine yönelik bir çalışmaydı. Ne yazık ki kaynak bulamadığımız için bunu hayata geçiremedik. Sağlık Bakanlığı'nın bu konuda attığı adamı çok önemli buluyorum. Elimizdeki her türlü belge ve bilgiyi, deneyimlerimizi sağlık bakanlığı ve il sağlık müdürlüğüyle paylaşmaya hazırız.”
Tespitler doğru ise alarm verici bir durum
Yatağan'da bir sağlık felaketi olduğunu bildiklerini ifade eden Bulut, “Ancak bu felaketin boyutlarının ortaya çıkartılması gerekiyor. Ortaya çıkacak duruma göre ilçede bir Onkoloji Hastanesi kurulması, çocukların sağlık taramasından geçirilmesi gündeme gelebilecek, Buradaki vatandaşların periyodik olarak kanser ve solunum sistemi hastalıkları açısından taramaları yapılabilecek. Bu nedenle bu çalışmanın bir an evvel kamuoyuyla paylaşılması ve Muğla’nın aydınlatılması gerektiğinin önemli olduğunu düşünüyorum” diye konuştu.
Bulut, Muğla İl Sağlık Müdürlüğü'nün raporundaki akciğer kanserinden ölen kişi ve hasta sayısı rakamının ilçenin nüfusu göz önüne alındığında çok ciddi olduğunu kaydetti. “Eğer tespitler doğru yapılmış ise alarm verici bir durum” diyen Bulut, “Bu rakamların sadece Muğla’daki hastanelerden ibaret. Muğla dışındakiler de dikkate alınması durumunda rakamın daha da artacağı kesin. Ama öncelikle bilimsel bir araştırmanın yapılarak son 5 yıllık verilerin ele alınması ve bu ölümlerin ne kadarının kansere bağlı olduğunun tespit dilmesi gerekir. Bu halk sağlığı sorununun, bu afetin sonuçlarının ortaya konulması gerekir. Ancak bu sayılar bile alarm verici bir durumun olduğunu ortaya koymakta” diye konuştu.
Kanser vakaları saklanıyor iddiası
CHP'li Yatağan Belediye Başkanı Hasan Haşmet Işık ise kendilerinin yaptığı araştırmada da aynı sonuçlara ulaştıklarına dikkati çekerek, “Geçmişte de santralin neden olduğu kirlilik nedeniyle insanların kanser olduğunu söylemiştik. Ancak, bu hastalıklar hep saklandı. Yatağan'daki bir köyden gidip İzmir’deki bir hastanede kanser tedavisi gören hasta öldüğünde, hastaneden çıkartılırken teşhisi kalp krizi veya kolay bir teşhis konularak gönderiliyordu. Aslında Yatağan’da gerçekten kanserin gelişmesi santralle birlikte gerçekleşti. Bu çalışma gösterecektir ki Yatağanda üst solunum yolu hastalıklarına yakalanan vatandaşımızın sayısı çok fazla. Özellikle astım ve bronşit. Devletimizden bu konuda gerekli sağlık taramalarını yapıp, gerekli tedbiri almasını istiyoruz” dedi.
20 bin nüfuslu Yatağan'da, baca gazı arıtma tesisi takılmadan önceki yıllarda kükürt dioksit oranı 2 bin 500 mikrogram / metreküpe kadar çıkarken, santrale Çevre İl Müdürlüğü tarafından bir çok kez para cezası kesilmişti.