VELİ ŞAKIR
Oluşturulma Tarihi: Temmuz 20, 2007 19:58
Kendini sanat eğitimine adamış bir gönüllü, yönetici ve ressam. Sanata aşık. Ve o aşkı gençlere ulaştırmak en büyük amacı.
Geçmişten günümüze imza atılan birçok hoş eser, sergi ve yazı. Bütün bunların içerisinde farklı bir çalışma; tutuklu çocuklara özel... Akademi Ege Müdürü ve Plastik Sanatlar Bölüm Başkanı, Ressam Sabah Şardağ ile söyleştik.
Resim ve sevgi sizde neyi çağrıştırıyor? - Sevebilmenin, sevgi duyabilmenin yetkin bir duygusal kapasite gerektirdiğini, bunun olgunlaşma maceramızda bir üst basamak olduğunu düşünüyorum. Sanatın her dalında sağaltıcı, inceltici ve sevme yetisini artırıcı bir güç var bence. Yaratma ve üretme sürecinde estetik bir coşku yaşayan kişinin, yeni sevgiler geliştirmemesi olası değil. Sanatçı, yaratma yetisine sahip olan ayrıcalıklı kişi olarak, insan hallerini en içten duyan kişi olacaktır. Işık, biçim, renk ve güzelim doğanın izlerini süren ressam, sevgi duyup sevgi yansıtacaktır. Resim sanatında, alışılmadık bir armoninin peşine düşen, yeşil ile pembenin, kahve ile morun en güzel buluşmasını sağlamak için sabahlayan bir sanatçının, günün kısır çekişmeleri, egemenlik çatışmaları yerine, gizli acılarla coşkulu sevinçleri paylaşmaya açık bir yüreği vardır.
GENÇLERLE ÇALIŞMAK ŞANSGençlerin sanata ilgisi, bakış açısı hakkında neler düşünüyorsunuz?- Gençlerle iç içe bir yaşam, kişinin duygu ve olayları algılama biçiminde düşünsel bir gençlik yaratıyor; keşke tüm olgun yaştakilerin böyle bir şansı olsa. Biz öğretmen ve eğiticiler hep genç kalırız; yalnızca cildimiz kırışır. Çoğu zaman yaşımızı zor hatırlarız. Gençler, sanatla bizim yönlendirdiğimiz, izin verdiğimiz ya da olanaklar sağladığımız kadar ilişki kurabiliyor. Bireysel gelişim ve donanıma olanak sağlamak yerine, araştırmadan uzak, ezberci ve sorgulatmayan bir eğitim sisteminde, kendileri için yazılan kurban rolünü oynuyorlar. Oysa teknoloji ve iletişimin geldiği nokta, onların algılamalarını çok yükseltiyor. Sistemin dayatmalarına direnebilen, estetik beğenileri yüksek, değer yargıları özenli anne babalar, çocuklarının iyi edebiyat, müzik ve resmi keşfetmelerini sağlar, onlara yaşamın muhtemel kırılma noktaları için bir güç, bir keyif ve bir sevgi kaynağı hazırlar.
Çok yönlü sanatçIGazi Üniversitesi Resim Bölümü, Prof. Turan Erol Atölyesi’nden mezun oldu. Suluboya resim atölyesinde Prof. Şeref Bigalı ile çalıştı. İzmir Özel Türk Koleji, Dokuz Eylül Üniversitesi Devlet Konservatuvarı’nda öğretim görevliliği, müdür yardımcılığı yaptı. 1992-1997 arasında Kültür Bakanlığı’nda danışmanlık yaptı. Karma ve kişisel sergiler açıp, çeşitli dergi ve gazetelerde şiir ve sanat eleştirileri yazdı. 27 yıl sonra emekli olup Akademi Ege’de kurucu müdürlük ve Plastik Sanatlar Bölüm Başkanlığı üstlendi. 1996’dan beri Türkiye Çocuklara Yeniden Özgürlük Vakfı Başkanlığı’nı, Adalet Bakanlığı ile işbirliği çerçevesinde yürütmekte ve Şirinyer Islahevi ve Bergama Çocuk Tutukevi’nde sanat ile rehabilitasyon çalışmalarını yönetmektedir.
FARKLI EĞİTİM SİSTEMİAkademi Ege’de düşündüğünüz yeniliklerden, projelerinizden söz eder misiniz? - Akademi Ege’de, üretime yönelik, gündelik yaşamda karşılık bulabilen, bireysel gelişimi zenginleştiren ve yaş sınırı olmayan eğitimden yanayım. Eğitimde bir şekilde kopuş yaşamış herkesin, kendini yeniden toparlayıp meslek sahibi olması, ya da hayallerindeki mesleğe kavuşması insan hakkı olarak değerlendirilmelidir. Bu nedenle, Akademi Ege’de, klasik Türk müziği konser solistliğinden şehir planlamacılığına, yönetici asistanlığından yaratıcı dramaya kadar uzanan farklı eğitim projelerimiz var. İç mimari ve dekorasyon, moda tasarım, radyo TV
sinema, grafik ve reklamcılık gibi 15 bölümümüz de devam edecek. Akademi Ege’nin yaşamını kurup eğitim almak isteyenler için özel bir şans olmasını sağlamak amacındayız.