Güncelleme Tarihi:
Japonya’da Mart 2011’de meydana gelen deprem ve tsunamide Fukuşima Daiichi Nükleer Santrali’nin 6 reaktöründen zarar gören 3’ünden radyasyon sızıntısı yaşanmasından etkilenen Japon sanat yönetmeni Kouki Tange; Japonya, Fransa ve Türkiye’nin Sinop’ta nükleer santral kurmak üzere anlaşması üzerine bir uyarı videosu hazırladı. Türklere seslenmek için Türkçe öğrendiğini ve nükleer santralin zararlarından söz eden Tange’nin videosunu kullanan bir Türk, nükleer enerjiye destek veriyor gibi seslendirilerek sahte bir video hazırlayıp Youtube’da paylaştı. Bunu fark eden çevreciler, hukuk mücadelesi başlattı. Tange’ye gönüllü olarak destek veren çevreci avukat Arif Ali Cangı, bu süreci şöyle anlattı:
"Sinop’a nükleer santral kurulacak olması nedeniyle Tange, Türk halkını uyarmak için Türkçe öğrenip bir video yayınladı. Bu videoyu bir başka kişi sanki nükleer santral çok iyiymiş gibi seslendirme yapıp aynı videoyu Youtube’a yükledi. Bunu fark eden çevreciler, Tange ile irtibat kurdu. Tange bize vekalet verdi ve biz de sahte görüntünün erişimin engellenmesi için İzmir Sulh Ceza Hakimliği’ne dava açtık. Mahkeme bizim lehimizde karar verdi. Videonun http uzantılı olanı kaldırıldı, ancak https uzantılı olanına Youtube üzerinden hala erişim mümkün. Bunun nedeni https yurtdışı merkezli. Youtube’un hukuk bürosuna konuyu bildirdik. Youtube’un devreye girip bu görüntüyü engellemesi gerekiyordu. Ancak bugüne kadar böyle bir şey olmadı."
"MESAJIN TAMAMEN TERSİNİN VERİLMESİ KORKUNÇ"
Konuyla ilgili çevreciler aracılığıyla yazılı açıklama yapan Tange, "Kendimi kullanılmış hissediyorum. Bu yapılmaması gereken bir şeydi, çok yazık. Benim vermek istediğim mesajın tamamen tersinin verilmesi korkunç. Japonya’da hükümete karşı sesini çıkarmayan, apolitik insanlar bugün seslerini çıkarıyor. Bunun sebebi artık insanların faşist yönetim anlayışına sahip sorumluluk sahibi olmayan yöneticilere, liderlere ve siyasetçilere karşı kızgın olmalarıdır. Nükleer santraller tek bir kişinin direnmesiyle durdurulamaz. Nükleer santrallere karşı hep birlikte direnmeli, mücadele etmeliyiz" dedi. Sahte görüntüyü Youtube’de paylaşan O.S. kullanıcı adlı kişiye de seslenen Tange şunları söyledi;
"Sizin bu yaptığınız korkaklıktan ibaret. Neden söylemediğim şeyleri bana mal ediyorsunuz? Eğer söyleyecek bir şeyiniz, topluma bir mesajınız varsa çıkıp kendiniz söyleseniz ya."
KAMPANYA BAŞLATILDI
Çevreciler görüntünün Youtube tarafından kaldırılması amacıyla "www.change.org" adlı site aracılığıyla da bir kampanya başlattı. "Sanat yönetmeni Kouki Tange’nin Türkiye’yi nükleer tehdit hakkında uyardığı videoyu, nükleer enerjiye destek olarak lanse eden sahtesinin Youtube’dan kaldırılması" başlıklı kampanyaya destek bekleyen Yeşil Düşünce Derneği’nden yapılan açıklamada, "Yeşil Düşünce Derneği ve Nükleersiz.org olarak ekolojik yaşamın bütünlüğünü tehdit eden kirli enerji olarak tanımladığımız nükleer enerjiden yana bir gelişme politikası arzulayanların sanat yönetmeni Kouki Tange’nin kişilik haklarına saldırmasını, hatta onun üzerinden asla vermeyeceği bir mesajı yaymalarını şiddetle kınıyor, Youtube’un da Tange’nin kişilik haklarına yapılan bu çirkin saldırıya alet olmaması için videonun sahte versiyonuna https uzantılı linkten erişimi engellemesini talep ediyoruz" denildi.
TANGE’NİN MESAJININ ORİJİNAL HALİ
Sanat yönetmenin Tange’nin mesajının orijinal hali; "Türk vatandaşlarına. Merhaba, ben Japon’um. Ben, Türkler için duyduğumuz endişeyi anlatabilmek için Türkçe öğrendim. Japon Başbakanı, Türkiye’ye Nükleer Santral sattı. Bundan dolayı Japonlar utanç içindeler. Çünkü biz, iki buçuk yıl önce Fukushima Nükleer Santralinde büyük bir kaza yaşadık. Ben Fukushima Nükleer santralinden 20 kilometre içerdeki şehri ziyaret ettim. Kaza yaşamış o şehirler, iki buçuk yıl geçtiği halde hala aynı şekilde duruyordu. Hala daha, kazanın olduğu nükleer santralin içi ne durumda, bilinmiyor. Çok tehlikeli olduğu için kimse kesin bilemiyor. Ve her gün, 300 ton radyoaktif kirli su denize akıyor. Radyoaktif bulaşan toprak, sıyrılıp atılsa bile nereye atılacağı belli değil. Nükleer santralde kullanılan malzeme 100.000 yıl boyunca takip edilmesi gereken çok tehlikeli bir maddedir. Eğer ileride bizim sattığımız Nükleer santralde bir kaza olursa, gerçekten ne olacak. Düşüncesi bile korkunç. Bir Japon olarak, ne kadar özür dilesek yeterli değil. Ben, Türkler için endişeleniyorum. Biz, sizin ve ülkenizin geleceği için endişe ediyoruz. Nükleer santral büyük bir enerjidir ama aynı zamanda çok büyük bir para kaynağıdır. Japonya da bu hakkı kullanma konusunda insanlar yanlış karar vermekte ve görüş ayrılıkları olmaktadır. Aynı ülkenin insanları birbirine düşebilir. Nükleer santral artık güvenli değil. Japonya ekonomisi için geleceğini kurban etmiş bir ülkedir. Lütfen kimseye güvenmeyin. Lütfen bir nükleer santral fikrine alışmayın. Her zaman etrafınızı koruyup dikkatli olmak önemlidir. Ben Türkiye’yi otobüsle gezdim. Çok güzel bir ülke olduğunu gördüm. Gelecekte, o güzelliği kaybetmemesini arzu ediyorum. Bütün Türklere ve geleceğin çocuklarına Japonya’dan sevgilerle."
MESAJIN SAHTESİ
Tange’nin görüntüsü kullanılarak hazırlanan sahte mesajda ise şu ifadeler yer alıyor, "Ben Türklere nükleer enerjinin, ne kadar gerekli olduğunu anlatabilmek için Türkçe öğrendim. Ülkenizde bir nükleer santralin kurulmasına yönelik katkı sunmak üzere ülkelerimiz bir anlaşma imzaladı. Bundan dolayı, gurur duyuyoruz. Biz, üç yıl önce meydana gelen Fukuşima kazası sonrası, güvenlik denetimi amacıyla santrallerimizi geçici olarak kapattık. Ben Fukuşima nükleer santralinden 20 kilometre içerdeki şehri ziyaret ettim. Ve kaza yaşamış olan o şehirleri, nükleer santral kazası değil tsunami vurmuştur. Bunun böylece doğru bilinmesini isterim. Fukuşima nükleer santralinde her şey kontrol altında. Nükleer santralden çıkan atıklar teknolojik olarak güvenli yollarla bertaraf edilebilmektedir. Bunun örnekleri; İsveç, Finlandiya ve Fransa. Çünkü Dünya, sonunu görmediği bir yolculuğa çıkmaz. Türkiye’nin tarafı nükleer santrallerle çevrili iken Türkiye, üstelik en son teknoloji ürünü nükleer santrale neden sahip olmasın. Japonların ne kadar nükleer santral kurma hakkı varsa, Türklerin de en az o kadar var. Dünya kullansın ama Türkler kullanmasın anlayışından endişe ediyorum. 54 nükleer santrali kapatınca, enerji kaynakları ithalatı için dışarıya yıllık olarak 40 milyar dolar ödemek zorunda kaldık. Nükleersiz yapamadık o yüzden tekrar 2 santrali açmak zorunda kaldık. Diğer santraller de tekrar işletmeye alınacak. Nükleeri destekleyenlerin olması kadar karşı çıkanların olması da doğaldır. İnsanları nükleer santraller konusunda bilgilendirmeliyiz, karşı çıkanlar da bunu bilerek yapmalı. Ön yargılarla hareket etmemeli. Dünya nükleer santralleri kurmaya 1960’lı yıllarda başladı. Türkiye ise en son teknolojisinin olduğu dönemde nükleer santral kurmaya başladı. Bu nükleer güvenlik yönünden Türkiye’nin yaşayacağı önemli bir avantajdır. Japonlar kendi ülkesinin geleceği için nükleer santrallere başlamışken buna siz Türkler’in de hakkı var. Dünyaya faydalı olan Türklere zararlıdır fikrine alışmayın çünkü bu hiç etik değil. Ben Türkiye’yi otobüsle gezdim, çok güzel bir ülkeniz var. Nükleer santralinizin açılışına davet ederseniz seve seve icabet ederim. Bütün Türklere sevgilerimi yolluyorum. Japonya’dan İstanbul’a, Edirne’ye, Ağrı’ya, Mersin’e, Sinop’a tüm Türkiye’ye sevgilerle."