Oluşturulma Tarihi: Aralık 22, 2007 20:19
Sİvİl Toplum Kuruluşları resmi kuruluşlar dışında ve bunlardan bağımsız olarak politik, sosyal, kültürel, hukuki ve çevresel amaçları doğrultusunda lobi çalışmaları yapan; ikna ve eylemlerle çalışan; üyelerini ve çalışanlarını gönüllülük usulüyle alan, kar amacı gütmeyen kuruluşlardır. 19. yüzyıl ortalarında köleliğe karşı ve kadın haklarının kazanılması mücadelesi ile başlamış olan sivil toplum örgütlenmesi günümüzde Birleşmiş Milletler’de devletlere ait olmayan danışmanlık rolü ile uluslararası düzeyde de en üst seviyede tanımlanmış olmasına rağmen kadınlar lehine yapılması gereken çok şey mevcuttur. 20. yüzyılda küreselleşme STK’ların önemini artırmış ancak insanoğlunun iki cinsi arasındaki eşitsizlik halen büyük farklılıkla devam etmektedir. BM Raporlarına göre: -Dünyadaki malvarlığının sadece yüzde 1’i kadınlara aittir. -Dünya üzerindeki 600 milyon aç ve çok yoksul insan nüfusunun yüzde 60’ı kadındır. -Yaklaşık 1 milyar okuma-yazma bilmeyen yetişkin insanların üçte ikisini kadınlar oluşturmaktadır. -Azgelişmiş ülkelerin bazılarında HIV virüsü taşıyan genç kızların oranı aynı yaştaki erkeklerin 5 katıdır. -Kadınların üçte biri yaşamlarının bir döneminde şiddete maruz kalmakta, sekse zorlanmaktadır. -Dünya üzerindeki savaşlardan kadınlar ve çocuklar daha fazla mağdur olmakta, açlık ve yoksulluk çekmektedir. Bu yüzden kadın STK’larının projeleri yoksulluğun giderilmesi, kadınlara sağlık ve eğitim imkanları sağlayan, toplumda kadın-erkek eşitliğini gerçekleştirmeye hizmet eden projeler olmalıdır. Bu projelerin geniş kitlelere ulaşması için yerel yönetimler ve devlet kuruluşlarının işbirliği zorunludur. Ülkemizde bu konuda çok güzel örnekler vardır. Kızlarımızın okula gönderilmesi için "Haydi Kızlar Okula" ve Hürriyet gazetesinin "Aile İçi Şiddet" projeleri yurtiçinde ve dışında geniş yankı uyandırmıştır. Kadınlara daha fazla eğitim, sağlık, iş imkanı sağlamayı amaçlayan kadın örgütlerinin projelerinin desteklenmesi bugün çok ihtiyaç duyduğumuz "toplumsal barış"a katkı sağlayacaktır. Toplumların demokratikleşmesi sivil toplum kuruluşlarının etkin çalışmaları ile gerçekleşmekte ve ülkelerinin ve kentlerinin çağdaşlık düzeyinin göstergesi sayılmaktadırlar. Çağdaşlığı ile gurur duyduğumuz kentimizin en önemli özelliklerinden biri kadın sivil toplum örgütlerinin gelişmişlik düzeyi olmuştur. İzmir’in göçlerle değişen nüfus yapısına ve sorunlarına çözüm sağlayacak projeler kadınlarımızın eğitim, sağlık, yoksulluk sorunlarına çare olacak devlet, yerel yönetim ve STK işbirliği ile gerçekleştirilecek projeler olacaktır.
Aynur GÜNGÖRKordon Soroptimist Kulübü Başkanı