Güncelleme Tarihi:
Son yazın köy keyfi
Çağlar önce deniz çekilmiş ve balıklar ovanın ortasında kalmış. Balığın elle toplandığı bu yerde, şimdi Karaburun yolu üzerindeki en güzel köylerden biri olan Balıklıova kurulmuş.
SON yazın en güzel günleri. Üşütmeyen, insanı okşayan bir esinti var. Deniz mevsimini hala kapatmamış olanlar sakin plajların keyfini çıkarıyor. Bütün yazı insanlarla içiçe geçirmeye alışan kedi ve köpekler biraz mahzun gibi, yalnızlığa alışmaya çalışıyor.
HASIR şemsiyelerin gölgeleri boş kalmış, denizin tatlı okşamaları altında kumsal, geçen yazın yorgunluğunu çıkarmaya çalışıyor. Kıyı lokantası bomboş. Gözlerinin içi gülen, aydınlık yüzlü genç bir adam karşılıyor bizi.
GÖZÜMÜZE kestirdiğimiz, denize yakın masaya oturmadan önce balıklarımızı seçiyoruz. Yanında salata, patlıcan ezme ve biraz da kalamar istiyoruz. İçecek olarak da kola söylüyoruz.
GÖZLERİNİN içi gülen adam, masamızın üzerine beyaz gazete kağıdını büyük bir dikkatle sererken aniden soruyorum; ‘‘Buraya niçin Balıklıova diyorlar?’’
ŞAŞIRIYOR önce, sonra gülerek anlatmaya koyuluyor: ‘‘Çok eski dönemlerde, burası denizmiş. Bugün hala karşıda gördüğünüz Adatepe ve Sarp tepelerinden deniz kabukları çıkar. Yani deniz oralara kadar uzanırmış. Bir gün bir yer sarsıntısı olmuş, deniz çekilmiş, balıklar ortada açılan, bu gün ova olan düzlükte kalmış. Buranın adı da Balıklıova olmuş.’’
ÖYKÜ hoşumuza gidiyor. Bazı söylenceler, birbirini izleyen göz kamaştırıcı koylarda ve açıkta her cins balık bol bol avlanabildiği için yöreye Balıklıova dendiğini anlatıyor ama, belki de eski öyküleri sevdiğimden Mehmet Tutman’ın anlattığı öyküye inanmak işime geliyor.
AZ sonra beyaz kayık tabağın içinde bol rokalı, kırmızı soğanlı salatamız ve bir sepetin içinde kokusu iştah açan, pamuk gibi kabarmış kara fırın ekmeği geliyor. Salatamızın suyuna lokmalarımızı batırırken, yol arkadaşım Evren Atalay’la bu hafta Rota’da Balıklıova’yı anlatmaya karar veriyoruz.
Ne yapılır?
YEMEĞİMİZİ Rıdvan’ın Yeri’nde yiyoruz. İlk kez 1978 yılının ilk aylarında fakültedeyken arkadaşlarım ve hocamız rahmetli Yavuzer Çetinkaya ile gelmiştik. Şimdi restoranı işleten Mehmet o yıl iki yaşındaymış. Uzun yıllar, Rıdvan’ın Yeri uğrak yerimiz oldu.
HAFTA sonları, tatil günleri balık yemeye, plajından denize girmeye geldik. Yavuzer Hoca, ‘‘Buralarda Rıdvan’ın üzerine balık pişiren yok’’ derdi. Laf aramızda oğlu da babasını aratmıyor. Mekan büyümüş, taş bir şöminesi, her esintide uzaklardan büyülü sesler getiren zarif rüzgar çanları var. Mehmet, kış günleri şöminenin keyfine doyulmadığını söylüyor.
BALIKLIOVA’da lezzetli ve taze balık bulabileceğiniz birkaç restoran daha var. Tümü deniz kıyısında ve gönül rahatlığıyla gidebileceğiniz yerler.
MEVSİM uygun olduğunda Balıklıova’da denize girmek de bir keyif. Bence henüz girilebilirken denizden yararlanmak gerekiyor. 22 yıl önce bizim önünden denize girdiğimiz eski konak şimdi tıklım tıkış bir tatil sitesinin içine hapsolmuş. Önündeki kafeterya çok şirin, minicik bir koya bakıyor. Eğer, konakla ilgili anılarınız yoksa, oturup çay içilebilecek bir yer.
BALIKLIOVA, yazlıkçıların uzun yıllar önce keşfettiği bir yer. Bahçesi fırınlı, tavuk kümesli köy evleriyle şık yazlık konutlar içiçe. Eski köyü görmek istiyorsanız, Karareis, Küçükbahçe sapağından girmeniz gerek.
YIĞMA taş eski evleri yıkılmış eski köyde ancak birkaç aile yaşıyor. Ancak yürüyüş yapmak için çok ilginç bir yer olduğunu söylemeliyim. Eğer doğa yürüyüşlerini seviyorsanız, Adatepe ve Sarp tepelerine doğru, bahçelerin arasından keyifli bir yürüyüş yapabilirsiniz.
BAHÇE demişken enginar mevsimi yaklaşıyor. Balıklıova’da her ailenin büyük ya da küçük bir enginar bahçesi, birkaç ağaç zeytini var. Bahçelerde mevsimine göre börülceden kerevize her şey yetişiyor. Üretici fazlasını yol kenarında satıyor. Oralara kadar gitmişken dalından yeni kopmuş sebzelerden almadan dönmeyin.
BALIKÇI kahvesinde sohbetten hoşlanabilirsiniz. Bir tekne kiralayıp, Yuvakent, Kocaman, Keçitaşı, İnceburun koylarını gezmeniz de mümkün olabilir. Balıklıovalı Balıkçılar, ‘‘Yakalamayı bilirsen burada her şeyi tutarsın’’ diyor. Palamut mevsimi başlamış, meraklılarına duyuralım bu arada.
Nasıl gidilir?
OTOYOL yolu kısaltmış. Karaburun sapağından dönün, eski Çeşme yolunda ilerlerken Gülbahçe sapağına girin. Gülbahçe, Karapınar ve Balıklıova.
Nerede kalınır?
OKSİJENİ bol, havası temiz Balıklıova’da gece de kalmak isterseniz bir iki pansiyon var. Biri Rıdvan’ın Yeri. Üç kişi kalabileceğiniz temiz bir odaya 7 milyon 500 bin lira ödüyorsunuz.
Ne yenir?
BALIKLIOVA’da adı üzerinde balık yenir. Kalamar yabana atılmayacak gibi. İyi karides bulma şansınız da var. Deniz ürünlerini sevmiyorsanız gitmezlik etmeyin. Pide de var. Köydeki marketlerde kara fırın ekmeğine katık edecek bir şeyler bulursunuz nasıl olsa.